ABD’de stagflasyon riski hızla artıyor
Gitgide derinleşaen 'korku'nun pek çok nedeni var: Trump'ın başlattığı ticaret savaşları, Elon Musk öncülüğünde başlatılan 'verimlilik' hamlesinin özel sektörü de içerecek şekilde tetiklemesi muhtemel işsizlik dalgası, tüketici güvenindeki erime, özel sektör yatırımlarının gerileme eğilimine girmesi ama en başta Trump yönetiminin toplumsal her alanda belirsizliği adeta bilinçli olarak körüklemesi.
Tahminler, gümrük vergilerinin artırılmasından 1.3 trilyon dolarlık ithalatın etkileneceğini gösteriyor. Bu, toplam ABD mal ticaretinin yüzde 42'si. Daha da önemlisi, bu süreçte Amerikan sanayiinin onlarca yıldır bel bağladığı küresel tedarik zincirleri ciddi bir erozyona uğrayacak. Gümrük vergileri, girdi fiyatlarının artmasına, otomobil, elektronik eşya, sinai ekipman ve gıda gibi ürünlerin pahalanmasına yol açacak. Örneğin otomotivde yeni araç fiyatlarının en az 12 bin dolar artabileceği uyarıları yapılıyor. Perakende sektörü geniş tabanlı fiyat artışlarına hazırlanıyor. Gümrük tarifelerinin 2025 yılında ABD'de her haneye yıllık bin 72 dolar ek maliyet çıkaracağı tahmin ediliyor.
Bütün bunların enflasyonu yukarı çekmesi elbette kaçınılmaz. Ayrıca Musk'ın yürüttüğü işten çıkarmaların ekonomi üzerindeki doğrudan etkisi şu an itibarıyla nispeten küçük görünüyor, ancak her türlü sözleşmeyi yırtıp atma eğilimini meşrulaştıran, istihdam hukukunun sınırlarını zorlayan bu yaklaşım ciddi bir kaos havası yaratıyor.
Mart ayının başlarında tek bir gün içinde yaşananlar, endişenin ne kadar derin ve yaygın olduğunu gösterdi. Trump 9 Mart pazar günü Fox News'un Sunday Morning Futures programına katıldı ve kendisine bu yıl bir durgunluk bekleyip beklemediği soruldu. Trump'ın "Böyle şeyleri tahmin etmekten nefret ediyorum. Bir geçiş dönemi var, çünkü yaptığımız şey çok büyük. Amerika'ya zenginliği geri getiriyoruz" yanıtı, bir sonraki gün dünya genelinde borsaların baş aşağı çakılmasına neden oldu. Dow Jones Endeksi bir gün içinde yüzde 2, Nasdaq yüzde 4 geriledi. Tesla hisseleri pazartesi günkü düşüşle birlikte geçen aralık ayında yaptığı zirvenin yüzde 50 gerisine düştü. İş ABD'yle de sınırlı kalmadı: S&P 500 yüzde 2.7, Nikkei de yüzde 3'e yakın değer kaybetti.
Piyasaların paniğini yatıştıracak şeyin Trump'ın açıklayacağı büyük vergi indirimi paketi olduğunu söyleyenler var. Hatta kimileri Trump'ın izlediği politikaların hesaplanmış bir riske dayandığını, başkanın asıl hedefinin FED'i faizleri düşürmeye zorlamak olduğunu ileri sürüyor. Öyle olduğu varsayılsa bile değişkenlerin çokluğu, bunların neredeyse kaotik bir şekilde karşılıklı olarak etkileşmesi ve sorunun küresel bir ölçek kazanması halinde alacağı boyut, evdeki hesabın çarşıya uymaması riskinin göze alınamayacak kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, Guardian'a yaptığı değerlendirmede gördüğü manzarayı "Bu durum, olası dünyaların en kötüsünü, bir tür stagflasyon riskini beraberinde getiriyor" diye tarif etti. Stiglitz'e göre, yılbaşında ABD ekonomisine yönelik iyimserliğe rağmen Trump'ın yürürlüğe koyduğu gümrük vergileri ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan uygulamaları yatırımlar üzerinde caydırıcı bir etki yapıyor. Stiglitz, Elon Musk'ın Kongre yetkisi olmadan giriştiği kamu sektörünü küçültme çabasını ve Trump'ın geçmişte yapılmış sözleşmeleri hiçe sayan icraatlarını da bu listeye dahil etti.
Belirsizliğin ekonomik büyümeyi yavaşlatmasının hayli muhtemel olduğuna, aynı zamanda gümrük tarifelerinin ve diğer ülkelerin uygulayacağı misillemelerin enflasyonu artıracağına dikkat çeken Stiglitz, 'hem enflasyonun yükseldiği hem de ekonominin zayıfladığı bir stagflasyon dönemi'nin yaşanabileceği uyarısını yaptı. Ve küresel ekonominin de Trump'ın yarattığı belirsizlikten çok fazla zarar göreceğini sözlerine ekledi.
Dünyanın önde gelen finans kuruluşları da ABD için büyüme tahminlerini düşürmeye başladı. Goldman Sachs, daha yüksek tarifeler ve artan enflasyonun yanı sıra bunun gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ve istihdama indirdiği darbeyi de kapsayacak şekilde tahminlerini revize etti ve ABD'de durgunluk olasılığının yüzde 15'ten yüzde 20'ye çıktığını açıkladı. J.P. Morgan Chase'deki ekonomistler daha karamsar, bu yıl durgunluk olasılığını yüzde 40 olarak tahmin ediyorlar. Morgan Stanley de ABD için 2025 GSYİH büyüme tahminini yüzde 1.9'dan yüzde 1.5'e çekti.
Pek çok ekonomist hala ABD ekonomisinin durgunluğun yaygın kabul gören tanımı olan GSYİH'nin iki çeyrek üst üste azalması durumundan kaçınabileceğine inanıyor ama son rakamlar risklerin hızla arttığını gösteriyor ve en iyimser uzmanları bile endişelendiriyor. Örneğin ocak ayında önce tüketici harcamalarında yüzde 0.2'lik beklenmedik bir düşüş yaşandı; sonra da şirketlerin gümrük tarifeleri artırılmadan önce mal ithalatı için acele etmesiyle ABD ticaret açığı rekor bir seviye olan 131 milyar dolara yükseldi. Şubat ayında da tüketici güveninde son dört yılın en büyük düşüşü yaşandı. Enflasyon da ocak ayında yeniden hız kazandı; tüketici fiyatları Ağustos 2023'ten bu yana en hızlı artışını kaydetti.
ABD'de işten çıkarmalar da giderek artıyor. Şubat ayında işten çıkarılanların sayısı 172 bin 17 oldu. Bu, 186 bin 350 kişinin işten çıkarıldığı 2009'dan bu yana görülen en yüksek rakamdı; ayrıca Şubat 2024'teki işten çıkarmaların iki katından fazlaydı. Bazı ekonomistler, kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmesine hız verilmesi yönündeki planların işgücü piyasasında fiyat baskılarını artıracağını, federal iş gücündeki kesintilerin de işsizliği artırabileceğini öngörüyor.
Bütün bunların sonucunda ABD'de özel sektör faaliyetleri de yavaşlama eğilimi gösteriyor; işgücü piyasasında momentum geriliyor ve tüketiciler giderek daha dikkatli harcama yapıyor. Uygulanan politikalardan kaynaklanan çok fazla belirsizlik ve olumsuz risk, işletmeleri bekle ve gör yaklaşımını benimsemeye zorluyor.
Belki de piyasaları en fazla endişelendiren öngörülerden biri, Atlanta Federal Rezerv'in mevcut ekonomik verilere dayanarak büyümeyi öngören GDPNow modelinden geliyor. Model, ABD ekonomisinin ilk çeyrekte yıllık olarak yüzde 2.4 daralabileceğine işaret ediyor.
Modelin haklı çıkıp çıkmayacağını, ABD ekonomisinde sürecin bundan sonra nereye evrileceğini önceden görebilmek için en yakından, en dikkatle izlenmesi gereken veri, ülkedeki ekonomik faaliyetlerin yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan tüketici harcamaları. İnsanların olası bir ekonomik gerilemenin etkilerini hafifletmek için tasarruflarını artırması halinde tüketici harcamalarının düşüşe geçmesi hayli muhtemel. İkinci önemli faktör yatırımlar. İşletmelerin gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan yatırımlarını azaltması halinde bunun da ekonomik yavaşlamayı ivmelendirmesi bekleniyor.
Bundan sonra ne olacağını kestirmek artan belirsizlik nedeniyle giderek zorlaşıyor. Ancak kesin olan şu ki Trump'ın ABD ekonomisini yeniden şekillendirmek için kasıtlı olarak ekonomiyi yavaşlattığı iddialarını ciddiye alsanız bile ABD ateşle oynuyor. Evet, olası bir durgunluk, Federal Rezerv'i faiz oranlarını düşürmeye zorlayabilir ve bu da ucuz borçlanmayla gelişen gayrimenkul, özel sermaye ve borç ağırlıklı sektörlere fayda sağlar. Küresel tedarik zincirlerinin aşındırılması, ithalatın aşırı pahalı hale getirilmesi, daha yüksek maliyetlere ve daha düşük üretkenliğe yol açarken ABD şirketlerini de üretimi yeniden ülke içine taşımak zorunda bırakabilir.
Ancak bütün bunlar, Amerikan vatandaşlarına ve şirketlerine mevcut durumun sürdürülebilirliğinin imkansızlığını unutturacak kadar yüksek getiriler sağlamayabilir. Hele enflasyonun kontrol altında tutulamaması ya da Fed'in faiz artırmak zorunda kalması, ciddi bir felakete de yol açabilir.
Tahminler, gümrük vergilerinin artırılmasından 1.3 trilyon dolarlık ithalatın etkileneceğini gösteriyor. Bu, toplam ABD mal ticaretinin yüzde 42'si.
Üretim artmadan enflasyon yükselişe geçerse ABD uzun süreli bir durgunlukla ve artan maliyetlerle, dolayısıyla stagflasyonla karşı karşıya kalabilir. Üretimi ABD'ye geri döndürme stratejisi sanayisizleşmeye yol açabilir.
ABD ekonomisinin ilk çeyrekte yıllık olarak yüzde 2.4 daralabileceğin öngörülüyor.