KENDİNE GÜVENİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ


Kuruluşunun 50’nci yılını kutlayan ASELSAN bugün, 3.4 milyar cirosu ve 92 ülkeye yaptığı ihracatla dünya çapında tanınan bir teknoloji şirketi. İhracat odaklı büyüme stratejisinin etkisiyle 2024 yılında rekorlara imza attıklarını söyleyen ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, yüksek katma değerli ve daha rekabetçi ürünlere yönelerek 2030 sonunda dünyanın en büyük 30 savunma sanayi şirketinden biri olmayı hedeflediklerini ANLATIYOR. Mustafa Orhun Çetin
Türkiye, özellikle son 15-20 yılda savunma sanayiinde dünyada kendinden söz ettiren bir ülke konumuna geldi. Ancak bunu başarmak kolay olmadı. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından Türkiye'ye uygulanan silah ambargosu, ülkemizin savunma alanındaki dışa bağımlılığını acı bir şekilde gözler önüne serdi. Bu zorlu dönemde, kendi iletişim sistemlerini üretme kararlılığıyla doğan ASELSAN, 1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın öncülüğünde kuruldu. Sadece dört mühendis ve bir telsizle başlayan bu yolculuk, bugün 50. yılında 3.4 milyar dolar cirosuyla 92 ülkeye ihracat yapan, 18 yurt içi, 22 yurt dışı iştiraki bulunan ve 12 binden fazla çalışanıyla dünya çapında tanınan bir teknoloji devine dönüştü. Bugün dünyanın en büyük 42'nci şirketi konumunda olan Aselsan, aynı zamanda dünyanın en hızlı büyüyen 10 savunma sanayii şirketi yer alıyor.
ASELSAN'ın geliştirdiği radar sistemleri, elektro-optik cihazlar, elektronik harp sistemleri ve daha birçok teknoloji, hem yurt içinde hem de yurt dışında güvenlik güçlerinin en önemli destekçisi. Şirket, savunma sanayiinde tam bağımsızlık hedefiyle yola çıkarak, Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarını TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile iş birliği içinde geliştirdi. Ayrıca, Bilkent Üniversitesi ile kurduğu AB MikroNano ve İstanbul'daki MKR-IC gibi iştirakleriyle çip tasarımı ve üretiminde önemli adımlar attı. Bu çalışmalar, sadece askeri alanda değil, sivil teknolojilerde de Türkiye'nin bağımsızlığını pekiştirmeyi amaçlıyor.
ASELSAN'ın başarısı, sadece teknolojik ilerlemelerle sınırlı değil; tersine beyin göçüyle yurt dışındaki 245 mühendisimizin ülkemize dönmesine vesile oldu. Bu başarısının ardında yatan reçeteyi ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol şu sözlerle tarif ediyor: "ASELSAN; kendine, insanına, gençlerine güvenen bir milletin neleri başarabileceğinin en güzel örneği. Milli mücadeleyi başarıya taşıyan değerler, aynı zamanda bizim de rehber edindiğimiz değerlerimizdir."
Bu yıl 50. yılını kutlayan ASELSAN'ın başarılarla dolu serüvenin önemli dönüm noktalarını anlatan Akyol ile 2030'da dünyanın en büyük 30 savunma sanayi şirketi içinde yer alma hedefi dahil gelecek planlarını konuştuk.
50. yılını kutlayan ASELSAN, Türk savunma sanayii için ne ifade ediyor?
Türkiye savunma sanayiisinde son 10-15 yılda çok ciddi bir atılım gerçekleşti. Bugün artık sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayan değil, aynı zamanda dost ve müttefik ülkelere yüksek katma değerli ürünler ihraç eden bir ülke konumuna geldi. Bu dönüşüm, kararlılıkla uygulanan milli teknoloji hamlesinin ve güçlü bir ekosistem yaklaşımının sonucu. Biz de bu sürecin itici güçlerinden biriyiz. Bugün radar, elektronik harp, haberleşme, elektro-optik ve komuta kontrol sistemleri gibi alanlarda hem teknoloji geliştirme hem de ihracat anlamında öncü bir rol üstleniyoruz. Şurası bir gerçek ki teknolojiye hükmeden ülkeler güvenlikten ekonomiye her alanda öne çıkıyor. Türkiye de bu bilinçle hareket ediyor ve kritik teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltma hedefiyle stratejik yatırımlar yapıyor.
Denizlerin altından uzayın derinliklerine kadar, Türkiye'nin ürettiği her platformda ASELSAN'ın oyun değiştirici etkiye sahip ileri teknolojileri var. Coğrafyamız güçlü bir ekonomi ve güçlü bir ordu gerektiriyor. Biz de 'tam bağımsız Türkiye' hedefiyle hareket ediyoruz. Ülkemizin güvenliği için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir taraftan ekonomiye, istihdama, girişimcilere ve savunma ekosistemine katkı sunarken, ülkemizin küresel arenadaki gücünü artırıyoruz. Diğer taraftan dosta güven, düşmana da caydırıcılık oluşturuyoruz. Tüm ekosistemle birlikte hareket ederek, ileri teknolojilerimizin gücüyle, sahada oyun değiştiriyor, yükselen Türkiye'yi inşa ediyoruz. ASELSAN, alanındaki en iyi ürünleri üreterek, oyun değiştirici teknolojiler geliştirerek ve ihracat odaklı büyüyerek bir dünya markası haline geldi. Bugün dünyanın en büyük 42'nci savunma sanayii şirketiyiz. Aynı zamanda dünyanın en hızlı büyüyen 10 savunma sanayii şirketinden biriyiz. Dünyanın dört bir yanına ulaşma stratejisinin etkisiyle, 92 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2030 sonunda dünyanın en büyük 30 savunma sanayii şirketinden biri olmayı hedefliyoruz.
Son yıllarda geliştirdiğiniz teknolojiler ve ürünlerle dikkat çekiyorsunuz. Hangi ürünlerin üretimine başladınız?
Her alanda her platforma kritik sistemler geliştiriyoruz. 2024 yılında 29 yeni ürünümüz envantere girdi. Bunlar arasında orta ve uzun menzilli hava savunma sistemleri, erken ihbar radarları, sualtı sistemleri, geniş bant haberleşme, gimballi elektro-optik sistemler, raylı sistem sinyalizasyonu gibi yüksek katma değerli teknolojilerde yeni ürünlerimiz de var.
Her bir ürünümüz, nitelik ve konsept açısından büyük bir yenilik anlamına geliyor. Yakın hava savunmada KORKUT'un seri üretimini gerçekleştiriyoruz. HİSAR ve SİPER'in seri üretimine başlayarak, orta ve uzun menzil ligine de geçiş yapmış olduk. AESA tabanlı erken ihbar radarını ordumuzun kullanımına sunduk. Bu dört ürün, geçtiğimiz yıl tanıttığımız ÇELİKKUBBE katmanlı hava savunma konseptimizi oluşturacak önemli sistemler arasında yer alıyor.
MARLİN, donanmamızın envanterine giren ilk silahlı insansız deniz aracı (SİDA) oldu. Elektronik harp yeteneklerimizi insansız araçlara da kazandırmaya başladık. Oyun değiştirici ufuk ötesi sonar DÜFAS ile ordumuzun denizaltı tehditlerini tespit mesafesini yaklaşık 4 kat artırdık. Böylece su üstü sistemlerdeki gücümüzü çok daha zor bir alan olan sualtına da taşımış olduk. Bir uçaktan tek sortide 8 hedefe atış yapabilen mühimmatımız TOLUN, geçen yıl envantere giren bir başka önemli ürünümüz oldu.
Bugünlerde yapay zeka, kuantum ve blok zinciri gibi teknolojiler çok konuşuluyor. Siz bu teknolojileri ürünlerinize nasıl entegre ediyorsunuz?
Geliştirdiğimiz bütün ürünlerde ve sistemlerde yapay zeka fonksiyonunu kullanmaya başladık. Otonominin olduğu YZ destekli algoritmalarla fark yaratmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl, ASELSAN Yapay Zeka Stratejisini devreye aldık. Sadece ürünlerde değil, tasarım, satış, insan kaynakları, üretim, satış sonrası, tedarik gibi tüm süreçlerimizde yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmaya, süreçlerimizi dijitalleştirmeye önem veriyoruz.
Savunma teknolojilerinde devrim yaratacak oyun değiştirici kuantum çözümleri ile geleceği inşa edeceğimize inanıyoruz. TOBB ETÜ'de bulunan Kuantum Araştırma Laboratuvarımızda kuantum entegre devreler üretiyoruz. Kuantum teknolojilere dayanan ürünler sayesinde haberleşme, algılama, bilgi sistemleri, kriptoloji gibi alanlardaki yeteneklerimizi üst seviyeye taşıyoruz. Savunma sanayiinde tam bağımsızlık destanını yazan kahraman mühendislerimizin çalıştığı laboratuvar, yetişmiş insan kaynağının oldukça sınırlı olduğu bir alanda beyin göçünün durdurulması ve tersine beyin göçü konusunda da önemli işlev görüyor. Tüm bu çalışmalarımızın meyvesini Türkiye'nin ilk kuantum çipini milli imkanlarla üretmeyi başararak aldık.
Gebze Teknik Üniversitesi'yle de kuantum alanında iş birliğimiz var. Normalde radar sinyalini göndererek radarda tespit imkanı varken, kuantum foton kaynaklarıyla bir radar yapılabilmesi bir teori olmasına rağmen biz buna yatırım yapıyoruz. Bunu çok erken safhada Türkiye'ye kazandırmak istiyoruz. Başarılı aşamalar kat ettik ama bunun uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz.
Türkiye'nin ilk kuantum çipini ürettiğinizden bahsettiniz. Bu çip teknolojisini nasıl ve nerede kullanıyorsunuz?
Çip teknolojisini kritik başlıklar arasında görüyoruz. Bu teknolojinin sivil ve askeri boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz bulunuyor. Yine İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketimiz var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu durumu askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli görüyorum. Bu teknolojilerle ve yapılamayanı yapma stratejimizle dünyada söz sahibi olmayı ve ihracat pastasından aldığımız payı artırmayı amaçlıyoruz.
Geçen yılı ihracat anlamında nasıl kapattınız? İhracat yaptığınız yeni ülkeler ve ürünler oldu mu?
İhracat odaklı büyüme stratejimizin etkisiyle 2024 yılında rekorlara imza attık. 2024 yılında imzaladığımız yurt dışı sözleşme tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70 oranında artarak, 1.017 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Varlık gösterdiğimiz ülke sayısını da 20'ye çıkardık. Bu başarıda, ağırlıklı olarak yeni geliştirdiğimiz ürünlerin büyük etkisi oldu. 2024 yılında 7 ülkeye ilk kez ihracat gerçekleştirdik. Toplam 31 ürünümüzü uluslararası pazarlarla ilk kez buluşturduk. Özellikle İHA platformlarında üstün performans sergileyen yeni nesil elektro-optik sistemimiz ASELFLIR 500'ü, ilk üretim yılında 16 farklı ülkeye ihraç etme başarısı gösterdik. Dünyaya açılım politikamızı daha büyük bir sinerjiyle sürdüreceğiz. Rekabetçi şirketlerle yol gidiyoruz. Doğu Avrupa, Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinde çalışmalarımız yoğunlaşacak. Daha yüksek teknolojili ürünlere doğru kayıyoruz. Yüksek katma değerli ve daha rekabetçi ürünlere yöneliyoruz.
Daha yüksek teknolojili ürünlere kaydığınızın altını çizdiniz. ASELSAN'ın Ar-Ge stratejisi ve öncelikli teknoloji alanları neler?
Türkiye'nin en fazla Ar-Ge projesi yürüten şirketiyiz. 7 bini aşkın çalışanımız Ar-Ge alanında görev yapıyor. 11 Ar-Ge merkezimiz var, sürekli olarak yenilerini de ekliyoruz. Her yıl öz kaynaklarımızın en az yüzde 7'sini Ar-Ge'ye ayırıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projeleri, Ar-Ge personeli istihdamı ve ulusal patent başvurularındaki başarılarımızla sektörün zirvesindeyiz. Yüksek teknolojiye sahip ürün ve sistemlerle artan gelirlerimizi Türkiye'nin geleceği için kritik projelere aktarıyoruz. Bu büyümeyi sürdürülebilir hale getirme noktasında Ar-Ge ve seri üretim altyapılarımızı güçlendirecek yeni yatırımları hayata geçiriyoruz. Çünkü uzun süredir Ar-Ge'ye yaptığımız yatırımların seri üretime döndüğünü görüyoruz.
2030 yılına kadar dünyanın en büyük 30 savunma sanayii şirketi arasına girme hedefiniz var. Bu doğrultuda hangi stratejileri uyguluyorsunuz?
Bizim en önemli gücümüz insan kaynağımız. Tıpkı altyapıya ve Ar-Ge'ye yatırım yaptığımız gibi insan kaynağımızı geliştirmeye de büyük önem veriyoruz. Yüzde 65'i mühendis olmak üzere 12 bin çalışanımızla büyük bir aileyiz. Türkiye'nin en nitelikli kadrosuyla çalışıyoruz. Bu nitelikli kadroyu daha da geliştirmek için çalışmalarımızda hız kesmiyoruz. Çalışanlarımız için kişiselleştirilmiş eğitim programları hazırlıyoruz. Yöneticilerimiz için ASELSAN Mikro MBA Programını uyguluyoruz. ASELSAN Akademi Programı ile çalışanlarımıza lisansüstü eğitim imkânı sunuyoruz. ASELSAN Akademi'yi YÖK'ün himayelerinde Gazi Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi olmak üzere dört araştırma üniversitesinin iş birliği ile 2017'de kurduk. Son olarak ASELSAN Akademi Programına Hacettepe Üniversitesini de dahil ettik. Program kapsamında, uygulamalı teknolojik proje ortamı sağlanıyor. ASELSAN Akademi ile tecrübeli üniversite öğretim üyeleri, doğrudan endüstrinin projelerine dahil olabiliyor. Üniversite sanayii iş birliği herkesin katkı vermek için çalıştığı bir alan. Araştırmalarda bu iş birliğinin ekonomik getiriye 5 kat geri dönüş, istihdama yüzde 15 katkı sağladığı ifade ediliyor.
Yenilikçi teknoloji fikirlerinin ortaya çıkması bugün pek çok şirket için kritik öneme sahip. Siz de bunun için girişimcilik merkezi kurmuştunuz. Orada nasıl gidiyor çalışmalar?
2021 yılında ASELSAN Girişimcilik Merkezi'ni kurduk. İlk aşamada Teknopark İstanbul ile imzaladığımız iş birliği anlaşması ile İstanbul'da iletişim ofisi açarak girişimcilerimiz ile görüşmeler başlattık. Girişimcilik Merkezimiz ile ileri teknoloji know-how'ını girişimcilerle birlikte edinmeyi amaçlıyoruz. Böylece yetkin insan kaynağını ortak hedeflerimize yönlendirebileceğimizi öngörüyoruz. Bu merkez sayesinde ASELSAN ile birlikte inovatif teknolojiler geliştiren girişimci ekosistemini oluşturuyoruz. Ayrıca teknolojide derinleşme ve ürünlerde odaklanmayı esas alan bakış açısına girişimcilik ekosistemi üzerinden destek olmayı amaçlıyoruz. Girişimcilik Merkezimiz, ASELSAN'ın ihracat merkezli büyüme hedefine uygun yenilikçi teknoloji fikirlerin ortaya çıkması ve geliştirilmesinde büyük bir rol oynuyor. Yakın zamanda İstanbul'da ASELSAN Girişimcilik Merkezini açacağız, çalışmalarımız bitmek üzere. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, girişimciler, startuplar, üniversiteler, bizler için ekosistemimizin gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. ASELSAN'dan 50'den fazla spin-out şirket çıktı. Bu şirketler, eski çalışanlarımız tarafından kuruldu. Biz de bu şirketlere 400 milyon dolardan fazla sipariş verdik. ASELSAN'da farklı teknolojiler var. Bunların spin-off'larını yapmaya karar verdik. Bugüne kadar pay sahibi olduğumuz spin-off şirket sayısı 4'e ulaştı.
ASELSAN'ın önümüzdeki 5-10 yıl içindeki öncelikli hedefleri ve projeleri neler? aselsaneXt vizyonunu duyurdunuz. Bu vizyon nedir ve neleri başarmayı istiyorsunuz?
Dünya savunma liginde daha da önemli bir oyuncu olmak adına kapsamlı bir dönüşüm programı yürütüyoruz. 'aselsaneXt' ismini verdiğimiz bu programın altında insan, süreç, teknoloji, üretim ve iş geliştirme odaklı 5 ana proje yürütüyoruz. 2030 vizyonumuzda önemli bir yeri var. Bu kapsamda üreteceğimiz en yüksek teknolojili ürünler ile müşterilerimiz için yenilikçi, görev odaklı çözümler sunmaya devam edeceğimize, savunma sanayiinde operasyonel verimlilik ve teknolojik liderlik için yeni standartlar belirleyeceğimize inanıyorum.
Peki siz Türkiye'nin savunma sanayii adımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, son yıllarda savunma sanayiisinde attığı adımlarla dünyanın gıptayla takip ettiği bir ülke haline geldi. Kara, hava, deniz ve siber alanlarda çok kritik kabiliyetleri millileştirdik. Millileşen ürünlerin önümüzdeki 3 yıllık projeksiyonda 1 milyar dolara yakın katma değer oluşturmasını bekliyoruz. Bunun istihdama da etkisi çok büyük oluyor. Türk savunma sanayiimiz artık hem 'yapılamaz' denilen sistemleri geliştiriyor hem de bunları dost, müttefik ve kardeş ülkelere ihraç ediyor. Hedefimiz millileştirme ekosistemimizi daha da güçlendirmek.
MÜHENDİSLER GERİ DÖNÜYOR
Çalışan bağlılığını ve memnuniyetini önemli oranda artırdık. Bu bizi çok sevindiriyor. Bizi umutlandıran bir başka gelişme de yurt dışında yaşayan ve ASELSAN'a dönüş yapmak isteyen mühendislerin sayısının dört kattan fazla artması oldu. ASELSAN, Türkiye'nin en parlak zihinleri için cazibe merkezi kimliğini pekiştiriyor. Next Big Move to Türkiye Programı kapsamında 2023 yılında 246 kişi ASELSAN'a tersine beyin göçü başvurusu yaptı. 2024 yılında ise başvuru sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık dört kat artarak bin 68 kişiye ulaştı. 2025 yılının ilk üç ayında ise yurda dönerek ASELSAN'a iş başvurusunda bulunan kişi sayısı 370'e yükseldi. Türkiye'ye dönmek isteyenler arasında en çok başvurunun geldiği ilk beş ülke Almanya, ABD, Hollanda, İngiltere ve İtalya oldu.
Son yıllarda yurt dışında yaşayan ve ASELSAN'a dönüş yapmak isteyen mühendislerin sayısı dört kattan fazla arttı.
ASELSAN 2024'ü
NASIL GEÇİRDİ
İmzalanan Yeni Sözleşmeler:
6,5 milyar dolar (%32 artış)
İhracat Sözleşmeleri:
1,017 milyon dolar (%70 artış)
Bakiye Siparişler:
14 milyar dolar (%28 artış)
Hasılat:
120 milyar lira
(%13 artış)
İhracat:
508 Milyon dolar (%67 artış)
FAVÖK Marjı:
%25
(3 baz puan artış)
Net Kar Marjı:
%13
(3 baz puan artış)
"YATIRIMCI SAYISI EN FAZLA ŞİRKETLERDEN BİRİYİZ"
İhracat, şirketimizin bir numaralı gündem maddesi olmaya devam edecek. Öncelikli hedefimiz, dünyanın en büyük 30 savunma sanayii şirketinden biri olmak. 2024 finansal sonuçlarımız, bu vizyonu hayata geçireceğimizin işaretlerini fazlasıyla verdi. 2025 yılında da marka ve ürün olarak yeni pazarlarda yerimizi perçinlemek için ciddi gayretlerimiz var. Her yıl çift haneli rakamlarda büyümeye, gelişmeye devam ediyoruz. Öte yandan yatırımcısına en çok kazandıran savunma şirketlerinden biriyiz. Dünyanın önde gelen savunma ve havacılık şirketleri ile Borsa İstanbul'da işlem gören savunma sanayii şirketlerinin hisselerinin 2024 yılındaki getirilerine göre global arenada ilk 10 şirket arasındayız. Borsa İstanbul piyasa değeri sıralamasında 6'ncı sıradan 4'ncü sıraya yerleştik. Türkiye'de bireysel yatırımcı sayısı en fazla şirketlerden biriyiz.
aselsaneXt' ismini verdiğimiz programın altında insan, süreç, teknoloji, üretim ve iş geliştirme odaklı 5 ana proje yürütüyoruz.