Tam bağımsızlıkta strateji avantajı

07.05.2025
81 İLDE BİN 200 İSTASYONUYLA GÜNLÜK 1 MİLYONDAN FAZLA KİŞİYE ULAŞAN SHELL TÜRKİYE YATIRIMLARINA DEVAM EDİYOR. ŞİRKETİN AVRUPA’DAKİ EN BÜYÜK İKİ AKARYAKIT OPERASYONUNDAN BİRİ OLAN SHELL TÜRKİYE’NİN ÜLKE BAŞKANI AHMET ERDEM, TÜRKİYE’NİN PETROL VE DOĞAL GAZ ARAMA FAALİYETLERİYLE BÖLGEDEKİ AĞIRLIĞINI ARTIRACAĞINI VURGULUYOR. Hülya Güler Fotoğraflar: Kutup Dalgakıran

Savaşlar, ateşkesler, yeniden şekillenen ülke politikalarıyla değişen/değişmesi olası haritalar ve iklim felaketleri… 2025'te de dünyanın ajandası son derece hareketli ve yoğun. Enerji ise bu ajandanın gizli-açık en önemli gündem maddesi. Belki biraz da bu yüzden insanlığın uzaylılardan kurtulmaya çalıştığı bilim-kurgu filmleri, yerini çoktan kitlesel elektrik kesintileriyle başlayan felaketlerin anlatıldığı senaryolara bıraktı. Ülkelerin uluslararası pozisyonlarını, sahip oldukları enerji kaynaklarına göre sağlamlaştırmaya çalıştıkları artık bir sır değil. Böylesi kritik bir zamanda enerjide tam bağımsızlık stratejisi geliştiren Türkiye'nin yenilenebilir kaynaklara yönelik yatırım atağı ve petrol-doğal gaz aramalarıyla elde ettiği avantajlar, yavaş yavaş belirginleşiyor. 30 yıldır enerji sektörünün içinde olan ve enerjinin her türlüsünü yakından takip eden Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Türkiye'nin devam eden petrol-doğal gaz arama faaliyetleriyle bölgedeki ağırlığını daha da artıracağını vurguluyor. Bugün yaklaşık bin 200 akaryakıt istasyonuyla 81 ilde, günde 1 milyonun üzerinde kişiye ulaşan şirketin Türkiye'deki 102'nci yılı. Erdem, "Ülkemize, ekonomimize ve sektörümüze güçlü şekilde katkı sağlamaya devam ediyoruz. Yaklaşık 16 bin çalışma arkadaşımızla gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ve sektöre kazandırdığımız ilklerle, Türkiye'nin enerji vizyonuna katkı sağlıyoruz" diyor. Türkiye, Shell'in Avrupa bölgesinde Almanya ile birlikte en büyük akaryakıt operasyonunu yürüttüğü iki ülkeden biri. Shell'in Kocaeli Derince'deki madeni yağ üretim tesislerini birlikte gezdiğimiz Erdem ile global enerji piyasalarının sıcak gündeminin yanı sıra 102'nci yılını kutladığı Türkiye operasyonlarını ve gelecek planlarını konuştuk.

Enerji piyasalarının gelişiminin yanı sıra Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana ülke ekonomisinin büyümesine de yakından tanıklık eden bu şirketin ülke başkanı olarak Türkiye'de enerji piyasalarına ilişkin düşünceleriniz neler?

Enerji bir ülkenin ekonomisi ve gelişimi açısından son derece kritik faktörlerden biri. Türkiye'nin bir süredir enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik petrol-doğal gaz arama ve nükleer enerji yatırımları gibi adımlarının sonuçlarını görmeye başladık. Örneğin Karadeniz'deki doğal gaz keşfi ülkemiz için gerçekten büyük bir dönüm noktası. Yakın geçmişe baktığınız zaman yenilenebilir ve yerli kaynaklardan enerji üretimi ile başlayan bir dönüşüm sürecindeyiz. Otomotivde elektrifikasyonu konuşuyoruz. Bunun elektrik enerjisine olan talepten daha hızlı arttığını görüyoruz. Bu anlamda Türkiye'nin yürüttüğü enerji kaynaklarını çeşitlendirme stratejisi son derece yerinde ve zamanında atılan adımlardan biri. Bunu sadece çevresel avantajlar açısından değil enerjide bağımsızlığı da getirecek önemli unsurlardan biri olarak gördüğüm için söylüyorum. Türkiye, elektriğinin yüzde 100'ünü üretiyor. Yakın zamanda nükleer enerji de işin içinde olacak. Her şeyin elektrikle çalıştığı bir dünya belki bir rüya ama elektrik üretimimizi bu noktaya getirmiş olmamız muazzam bir avantaj.

Karadeniz'deki keşif önemli dediniz. Bir yandan da petrol ve doğal gazın zamanının yakında biteceği söyleniyor. Arama faaliyetlerini bu açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, çok önemli bir kaynak. Türkiye'nin bunun ötesinde de keşifler yapabileceğini öngörüyorum. Bizim sektörde 'Türkiye'de petrol var ama çıkarılmıyor' diye bir mit var biliyorsunuz. İşin aslı öyle değil görüyorsunuz, bulununca çıkarılıyor. Bugün Gabar'daki üretim gayet başarılı. Türkiye gibi büyük bir ülkenin tüm ihtiyacını tek bir kaynaktan, bir keşifle çözmek mümkün değil. Önemli olan sonuç elde edilen bu arama yeteneğini ve o kapasiteyi geliştirmek. Öte yandan 2030-2040'ta fosil yakıt kullanımı azalacak belki ama enerji altyapımızın gereği olarak bizde bu daha geç olacak. O yüzden aramalara devam etmek de şart. Biz de Shell olarak 1992'de ara verdiğimiz petrol arama işlerine tekrar başladık. Türkiye'de LNG tedariki ile ilgili yeni bir anlaşma imzaladık. Türkiye'nin bu konudaki tedarikçilerinden biri haline geldik. Türkiye, Shell için önemli. Bu kadar uzun süreli bir birliktelikten gurur duyduğumuz bir ülke. Yakın zamanda Shell CEO'muz Wael Sawan Türkiye'ye geldi. Enerji Bakanımız ve Cumhurbaşkanımız ile görüştü.

Enerji kaynaklarını çeşitlendirme adımlarını tek tek değerlendirmek gerekirse nükleer enerji yatırımları konusunda ne düşünüyorsunuz?

Aslına bakarsanız nükleerde geç kalmış bir ülkeyiz. Dünya ekonomisindeki konumumuza baktığınız zaman bizim nükleer enerjiyi çoktan devreye almış olmamız gerekirdi. Ama konular çözülüyor ve artık bu yola girdik. İleride daha küçük, hızlı ve taşınabilir küçük reaktörler gündeme gelecek. Türkiye'nin enerji portföyünde bunların da olması gerekiyor. 'Enerjide bir üs olacağız' diyoruz. Bunun için kesintisiz bir enerji kaynağına ihtiyaç var. Çeşitlendirme stratejimiz enerji güvenliği açısından önemli.

Hidrojen konusu daha sık gündeme geliyor. Bu alandaki gelişmeleri nasıl görüyorsunuz, geç kalma riski var mı?

Yenilenebilir enerji kaynakları açısından baktığınızda Türkiye şu anda Avrupa'da ilk 5'te. Dolayısıyla hidrojen üretimi için olumlu bir noktadayız. Aynı şekilde hidrojeni belli oranlarda doğal gaza karıştırma imkanımız da olabiliyor. Türkiye'nin hem aktarma hem de üretim konusunda avantajları var. Marmara'da ufak çaplı olsa da birtakım denemeler yapılıyor. Burada önemli olan oyunun içinde olmak, gelişen teknolojiyi takip etmek ve üretim yöntemlerini anlamak. Bir de buna talep yaratmak. Talep olmazsa bunların yatırım olarak gerçekleşmesi pek kolay olmaz. Hidrojen gelecekteki enerji portföyünün çok büyük bir parçasını oluşturacak. Maliyet olarak da sürdürülebilir noktaya gelmesi lazım. Hidrojenin şu anda diğer enerji kaynaklarına göre oldukça yüksek bir maliyeti var.

Shell'in hidrojen alanında çalışmaları olduğunu biliyoruz, bu projeler hangi aşamada?

Global olarak bu alanda çalışmalarımız bulunuyor. Mesela yakın zamanda deniz yoluyla hidrojen nakletmeyi başardık. Ayrıca yakında yeşil hidrojen üretimine başlanacak. Shell Avrupa'nın en büyük yeşil hidrojen tesisinin inşaatı halen devam ediyor. Kuzey Denizi'ndeki rüzgar santrallerinden gelen elektrik orada kullanılıyor. Aynı şekilde Çin'de gene büyük bir elektrolizör ile su üzerinden yeşil hidrojen üretmeye yakında başlayacak. Eğer Türkiye'de bir dönüşüm olursa Shell olarak biz de mutlaka onun bir parçası oluruz.

Türkiye'nin enerji gündeminin ardından Shell'in gündemine gelelim. 2024'ü nasıl geçirdiniz?

Ciro açısından bakarsanız Shell & Turcas Türkiye'deki ilk 10 şirketten biri. Shell'in bütünü için Türkiye önemli bir ülke. Shell içinde Avrupa'da Almanya ile başa baş gidiyoruz hatta biraz önündeyiz. Benzin daha hızlı büyüyor. 2024, bizim işimizin daha hızlı büyüdüğü, pazar payımızın biraz daha arttığı bir sene oldu. Mobilite dediğimiz akaryakıtta, madeni yağ, ikmal ve perakende tarafında her türlü büyüme yakaladık.

2025'e ilişkin beklentileriniz neler?

Bu sene akaryakıt istasyonlarında sözleşmelerin yenilendiği bir sene. Sektörde her beş yılda bir sözleşmelerin yenilenmesi gerekiyor. Dolayısıyla hareketli bir yıl olacak. Biz de nerelerde istasyona ihtiyacımız var oralara odaklanacağız, açığımız olan yerler varsa bunları kapatmak için alternatifleri değerlendireceğiz.

Türkiye pazarındaki konumunuz nedir?

Modern bir akaryakıt istasyonunu gözünüzün önüne getirdiğinizde aklınıza gelen birçok detay ilk kez Shell tarafından devreye alındı. Türkiye'nin enerji vizyonunu katkı sağlıyoruz. Küresel çapta bakıldığında da yüksek oranda bayilik sistemiyle çalışan en başarılı operasyonlarından biri. Akaryakıt tarafında perakendede istasyonlardan yapılan satışlarda Shell & Turcas piyasa birincisi. Toplam satışta piyasa birincisi değiliz çünkü toptan dökme satış bizim çok içinde olduğumuz bir alan değil. Ama bir Shell akaryakıt istasyonu, piyasanın 2.5 misli satış yapar.

İstasyonlarda akaryakıt dışı satışlarınız ne durumda?

Karayolu ile seyahat artık bir deneyime dönüştü. Ve istasyonlar artık yakıt dışında da satış noktalarına dönüştü. Bizim istasyonlarda gıda tarafı ayrı bir uzmanlık alanı olarak deli2go markamızla öne çıkıyor. Bu gelişmenin keyif veren bir tarafı da var, eskiden şirketin içinde hep petrol mühendisleri, makine mühendisleri vardı şimdi gıda mühendisleri de görmeye başladık. Geçen sene 18 milyon kahve sattık, üçgen sandviçte pazar lideriyiz. İyi yönetilen istasyonlarda yüzde 40 akaryakıt dışı gelirleri görebiliyorsunuz. Select mağazalarımızın sayısı bini geçti. Akaryakıtın yanında bu kadar büyük bir zinciri de işletiyoruz.

Madeni yağ üretimi de iddialı olduğunuz bir alan. Burada yeni yatırım planlarınız var mı?

18 yıldır globalde lideriz. Hep yenilikler, inovasyonlar, değişen araç teknolojilerine, madeni yağ ihtiyaçlarına uyacak şekilde ürünlerimizi geliştiriyoruz. Shell'in 32 madeni yağ fabrikası var, gres yağ fabrikaları var ve teknolojide hep önde gidiyor. Türkiye'de de bir fabrikası var ve bu tesisimiz Shell'in üretiminin yüzde 5'ini, bağlı olduğu Afrika, Avrupa ve Orta Doğu'nun da yüzde 25'ini üretiyor. Biz buradan üretimin yüzde 15'ini 80 ülkeye ihraç ediyoruz. 2016'dan bu yana İKMİB'in de ihracat şampiyonuyuz. Sürekli yatırım yapıyoruz. Son yıllarda 40 milyon dolar yatırım yapıldı ve önümüzdeki 3 yılda da 25 milyon dolar daha yatırım yapılacak. Derince tesisinin bir diğer özelliği de akaryakıt terminali, madeni yağ fabrikası ve gres fabrikasının üçünün bir arada olduğu tek tesis ve Akdeniz Havzası'nın en büyük madeni yağ üretim tesisi olması.

Tesisin üzerinde bir de GES yatırımınız var…

2030'a kadar karbon ayak izini yarıya indirme hedefimizi erken gerçekleştirdik burada. 2050'ye kalmadan nötr olma hedefimiz var. Tesisin üzerine kurduğumuz GES ile elektriğimizin yaklaşık yüzde 30'unu buradan sağlıyoruz. Kalan bütün elektriğimizi de yenilenebilir kaynaklardan elde ediyoruz. Enerji verimliliği benim kalbime çok yakın bir konu. Ayrıca istasyonlarımızın da üzerinde kanopi dediğimiz çatılarda solar panellerimiz var. Bu işin teknolojisi de çok hızla geliyor. Hem paneller hafifliyor hem verimliliği artıyor hem de maliyetleri düşüyor.

Shell'i sadece elektrik şarj istasyonları olan bir şirket olarak görüyor musunuz?

Ben bu dediğinizin bir gün olabileceğini görüyorum. Petrole ve doğalgaza olan talep devam ediyor. Farklı senaryolar var orada ama bunlara olan ihtiyaç bir gün son bulacak. Oraya doğru giden yolda bir gün enerji kaynaklarına yatırımı mümkün kılacak politikalar lazım. 2030'ların sonuna doğru büyük bir ihtimalle artık dünyada petrole talep artmamaya, zirveye ulaşıp azalmaya başlayacak. Doğal gaza talep belki 2040'tan sonra düşecek. Petrol sadece araçlar yürüsün, makineler çalışsın da değil, şu üzerinde oturduğumuz sünger de bir petrol ürünü yani her şeyde var. Petrole ihtiyaç o anlamda devam edecek ama bana sorarsanız bir enerji kaynağı olarak petrole ihtiyaç bir gün kalmayacak. Şu anda Londra'da Shell'in bütün pompalarını söküp şarj üniteleri taktığı istasyonları var. Çin'de içinde 286 şarj noktası olan bir istasyonumuz var. Elektrikli araç şarjı konusunda Türkiye'de daha çok otoyollarda hızlı bir şekilde artması lazım. Bunun için de herhangi bir fiziksel ya da hukuki engelin olmaması lazım.

ÇEVRE İHTİYACINA GÖRE HAREKET

Elektrikli araçlar denildiğinde madeni yağlar devreden kalkıyor ancak temel ihtiyaç. Olarak bu defa da soğutma sıvıları ortaya çıkıyor. Elektriğin yoğun olarak kullanıldığı ve depolandığı ortamlarda soğutma kritik. Burada yoğun çalışmalarımız var. Elektrikli araçlara yönelik ürünlerimizi 5-6 yıl önce yaptık. Elektrifikasyonun hızlanması nedeniyle enerjiye olan ihtiyaçta altı katlık bir artış yaşandı. Mesela veri merkezlerinin de soğutulması gerekiyor. Soğutma sıvıları havayla soğutmaktan yüzde 50 daha fazla verimli. Madeni yağlar konusunda da çevreye duyarlıyız. Bir şirketimizle çevreye zarar verme ihtimali yüksek olan, çevreye saçılması durumunda kendi kendine yok olan madeni yağlar üretiyoruz. Veri merkezlerinde kullanılan soğutma yağlarını burada üretiyoruz. Dell ve HP ile çalışmalarımız var. Türk Telekom ile birtakım çalışmalar yapıyoruz. Elektrifikasyon sürecinde trafolar kilit noktalar. Türkiye'deki toplam trafo yağ üretiminin üçte biri bu tesiste yapılıyor.

DOKUZ BİN KADIN ÇALIŞAN

İstasyonlarda daha çok kadın çalışan olması için Türkiye'deki 95'inci yıllarında 'Kadın Enerjisi' projesini başlattıklarını hatırlatan Ahmet Erdem, sözlerine devam ediyor: "100. yılımızda 5 bin kadına iş imkanı sunacağız diyerek yılda bin kadın çalışan hedefiyle yola çıktık. Çok güzel bir lansman yaptık, büyük bir etkisi oldu projenin. Müşterilerin tepkileri o kadar güzeldi, müşteri memnuniyeti o kadar arttı ki bayilerimiz de bu işi çok sahiplendi. Hemen arkamızdan diğer şirketlerde benzer uygumalar yaptı. Şu an 9 bin kadın çalışanımız var."

TRUGO İLE İŞ BİRLİĞİ

Togg'un elektrikli şarj ağı Trugo ile bir iş birliği gerçekleştirdiklerini belirten Ahmet Erdem,"Çok uyumlu bir çalışma ve gayet iyi gidiyor. İstasyonların bir kısmına onlar yatırım yapıyor, bir kısmına biz. Başlangıçta 400 şarj noktası hedefi vardı şu anda 300'ün üzerine ulaşmış durumdayız" diyor. Araç üretiminin getireceği deneyimi ise şu sözlerle vurguluyor: "Türkiye'de elektrikli araç üretilmesi, bunun ekosisteminin, bilginin, üretim altyapısının oluşması açısından büyük bir kazanç. Otomotiv üretimi ve ihracatı Türkiye için kritik alanlardan biri. Türkiye'de üretim yapacak dünya devi şirketleri de duyuyoruz. Uzun vadede çok önemli etkileri olacak."

SÖZLEŞME HAREKETLİLİĞİ

"Sözleşme yenileme süresinin 5 yılla sınırlanması nedeniyle akaryakıt sektöründe 5'li ve 0'lı seneler hareketli seneler. Her şirket kendi stratejisi çerçevesi içinde büyümek istediği yerler olabilir. İstasyonunu değiştirmek istediği yerler olabilir. Bayilerle hararetli pazarlıkların olduğu bir dönem. Bayilerimiz arasında dördüncü jenerasyon olanlar var. Ayrılanların da çoğu geri geliyor."

3 NESİL SHELL BAYİLİĞİ BİRİNCİLİK GETİRDİ

"Shell bünyesinde yapılan küresel akaryakıt bayii yarışmalarında Türkiye'den birçok birinci çıkardık. Son olarak 2024'te Adana'dan 3 nesildir Shell bayiliğini sürdüren bir bayimiz, bahsettiğim bu dünyanın en geniş katılımlı akaryakıt istasyonu yarışmasında birinciliği göğüsledi."

'İLK'LERİN ŞİRKETİ

"Shell dünyada 47 bin istasyonuyla tek marka altında konumlanmış en büyük perakende şirketi. Madeni yağlarda 18 yıldır aralıksız küresel pazar lideri, LNG'de dünyanın ilk LNG gemisiyle, ilk ticari LNG taşımacılığını yapan şirketi. Bugün de dünyanın en büyük LNG gemi filolarından birine sahip. Petrolde arama, üretim, taşıma rafinaj alanlarının hepsinde sektörüne yön veren büyüklükte 130 yılı aşkın bir tecrübeye sahibiz."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.