Avrupa'da faiz indirim serisi kaç ay sürecek ve nereye kadar indirilecek?
Avrupa'da faizler iner mi sorusu artık basit bir parabolik denklem. Asıl soru faiz indirim serisi kaç ay sürecek ve nereye kadar indirilecek?
Nisan ayında Avrupa gündemi, faiz terazisini iyi ayarlamayan AMB'nin son bulmayan sancılarının boyutuydu. Haddinden fazla soğutma yüzünden resesyon riskini yakın takip eden ekonomilerde güven nasıl yeniden sağlanacak göreceğiz. Yıl sonuna kadar en az 3 faiz indirimi yapılmaması halinde Euro'nun içler acısı durumu varlığını korumaya devam edecek.
Gelelim en sevdiğimiz verilerden olan Eurostat görünüm raporuna. Eurostat yıllık tüketici enflasyonunun martta yüzde 2,4'e gerileyerek beklentinin altında kaldığını ve son dört ayın en düşük seviyesine indiğini açıkladı. Euro Bölgesi enflasyonu geçtiğimiz ay tahminlerden daha fazla gerileyerek Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) önümüzdeki aylarda para politikasını gevşeteceği yönündeki beklentileri daha da güçlendirdi diyebiliriz. Eurostat'ın açıkladığı ön verilere göre, Mart 2024'te Euro Bölgesi'nde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 2,6›dan yüzde 2,4'e düştü.
Mart ayında en yüksek yıllık oran yüzde 4 ile hizmet sektöründe görülürken, bunu yüzde 2,7 ile gıda, alkol ve tütün, yüzde 1,1 ile enerji dışı sanayi malları ve yüzde 1,8 düşüş ile enerji takip etti. Euro Bölgesi üyeleri arasında Hırvatistan (yüzde 4,9), Avusturya (yüzde 4,2), Estonya (yüzde 4,1) ve Belçika (yüzde 3,8) en yüksek yıllık enflasyon oranlarını kaydederken, Litvanya (yüzde 0,3), Finlandiya (yüzde 0,7), Letonya (yüzde 1) ve İtalya (yüzde 1,3) en düşük enflasyon oranlarına sahip ülkeler oldu. Dalgalı gıda ve enerji kalemleri hariç çekirdek enflasyon oranı yüzde 3,1'den yüzde 2,9'a gerileyerek son iki yılın en düşük seviyesine indi.
FAİZ İNDIRİM SERİSİ
Almanya başta olmak üzere Fransa, İtalya ve İspanya'nın çekirdek enflasyonu dizginlemeye başlaması sonrasında gündem AMB'nin faiz indirim serisine ne zaman başlayacağı. Faizler iner mi sorusu artık basit bir parabolik denklem, asıl soru faiz indirim serisi kaç ay sürecek ve nereye kadar indirilecek.
Ekonomik araştırmalar raporlarının tamamında ortaya çıkan tablo şu; enflasyona ilişkin son veriler bizlere AMB'nin haziran ayında faiz indirimine gideceği yönündeki beklentileri yüzde 100 artırmış durumda. Piyasalarda şu anda AMB'nin 2024 yılı sonuna kadar dört faiz indirimine gideceği ve bunlardan ilkinin haziran ayında başlayacağı yönünde. Benim de bu noktada beklentim haziran ve temmuz aylarında indirim arkasından eylül – kasımda da birer indirim ile yılın kapatılması yönünde.
İTALYANLARDAN FAİZ INDİRİMİNE YEŞİL IŞIK
Avrupa cephesinde faizlere yönelik bir diğer uyarı da İtalyanlardan geldi. İtalyan Merkez Bankası Başkanı,Fabio Panetta Avrupa Merkez Bankası'nın zamanında ve küçük faiz indirimlerinin zayıf talebi dengeleyebileceğini düşünenlerden olduğunu kaydetti. Yüksek faiz sarmalı yüzünden İtalyan bankalarının durumunu en iyi bilen kişi olarak bu konuda yorumunun tutarlılığını anlamak bizim açımızdan zor olsa da küçük ve orta ölçekli şirketler açısından konu bir hayli önemli.
Başkan, gereksiz gecikmelerin ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vereceğini, zamanında hare- kete geçmenin AMB'nin çevik olmasına ve küçük, ilerici adımlarla hareket etmesine olanak tanıyacağının altını çizenlerden. Küçük faiz indirimlerinin zayıf talebi dengeleyebileceği ve enflasyona yönelik yukarı yönlü şokların gerçekleşmesi halinde hiçbir ücret ödemeden durdurulabileceğini düşünüyor. Bizim görüşümüz de bu noktada benzer yönde.
AVRUPALI ARAÇ ÜRETİCİLERİ BİR İLERİ BİR GERİ: ELEKTRİK ALAMADIK
Şubat 2024'te Avrupa Parlamentosu'nun, 2035 yılından itibaren benzinli ve dizel araçların satışını yasaklayan yeni bir yasayı onayladığını hepimiz hatırlayacağız. Avrupa Birliği'nde iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha büyük bir çabanın parçası olan yeni yasanın, bloğun elektrikli araçlara geçişini hızlandırması bekleniyordu lakin eldeki Tesla ve WV bulgurdan olmak üzere.
Dünya Ekonomik Forumu'nun yakın tarihli bir raporu, sektörün hala yüksek maliyet ve şarj altyapısı eksikliği gibi zorlukları aşamamasının Avrupa'daki elektrikli araç satışlarının ilk çeyrekte azalmasına neden olduğunu bildirdi. Haberlere yansıyan kısma baktığımızda, Volkswagen elektrikli araçlarının Avrupa'daki satışları, tüketicilerin benzine dönmesiyle yılın ilk üç ayında neredeyse dörtte bir oranında düşmüş durumda.
Şirket 10 Nisan›da yaptığı son mali güncellemede tamamen elektrikli araç satışlarının Avrupa'da yüzde 24 oranında azaldığını, Çin›de ise bir önceki yıla göre yüzde 91 oranında arttığını açıkladı.
Çin'in yanı sıra Güney ve Kuzey Amerika'dan gelen "olumlu veriler" aynı çeyrekte VW'nin araç teslimatlarının yüzde 3 artarak 2,1 milyon araca ulaşmasını sağladı. Fakat bu olumlu verilere ve Çin'deki elektrikli araç satışlarındaki dev artışa rağmen Avrupa satışlarındaki gerileme tam olarak engellenemedi.
ASYA EKONOMİK GÖRÜNÜM
Asya'da Nisan ayı ortalarına doğru gözlemlediğimiz hava doğrudan yatırımlar (FDI) kalemlerinde yaşanan artışın verdiği pozitif ivmeydi. Hem lityum yatırım pillerinin gelişimi için gösterilen çaba hem de ağır sanayi tarafında net şekilde gözüken düzelme hareketleri Asya'nın beklenenden daha hızlı bir düzelmeye girebileceğini gösteren sinyaller.
Bu gözlemlerimizi destekleyen haberleri detaylandırdığımızda resmin daha da netleşmesi olası duruyor. Reuters'in Bölge Ekonomilerinden derlediği analize göre, Çin ekonomisinin kalkınmasını sürdürdüğü ve Çin'de gittikçe daha elverişli politikaların uygulamaya konulduğu bir ortamda pek çok Alman girişiminin Çin'e yöneldiği kaydediliyor.
Çin'deki Alman Ticaret Odası tarafından yürütülen 2023 ve 2024 yılları için Çin'de iş yapma durumuna ilişkin güven araştırmasına katılan Alman şirketlerinin hemen hemen yüzde 78'i, Çin'in ekonomik büyümesinin önümüzdeki beş yıl boyunca sürekli ve istikrarlı olmasını bekliyor. Bunlardan yüzde 54 kadarı ise bu ülkedeki yatırımlarını artırmayı düşünüyor.
Çin - Alman ekonomik ve teknolojik iş birliğine odaklı ilk ulusal düzeyde park olan Beijing China-Germany Industrial Park (Pekin Çin - Almanya Endüstri Parkı), içlerinde Fortune 500 firmalarının ve gizli lider şirketlerin de bulunduğu 100'den fazla Alman girişimini ağırlıyor. Bütün bunlarla birlikte Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Çin gezisi sırasında iki ülkenin, bilim-teknoloji alanında daha fazla iş birliği yapması bekleniyor.
YÜZDE 5'İNE ULAŞTI
Hiper teknolojiler alanında kendisiyle yarışan Çin'den kritik bir bilgi ayın öne çıkan bir diğer gelişmesiydi. Son yıllarda nükleer enerji konusundaki çalışmalarını hızlandıran Çin, şu anda dünyada inşa halinde en fazla nükleer tesise sahip ülke konumunda bulunuyor. Çin tarafından geliştirilen dünyanın ilk dördüncü nesil yüksek sıcaklıklı gaz soğutmalı reaktörü ticari faaliyete başlarken küçük modüler reaktörlerin ve hızlı reaktörlerin inşasında da istikrarlı ilerleme dikkat çekiciydi.
HHA'nın yayımladığı bilgiye göre, Çin'in nükleer enerji üretimi, 2023 yılında 440 bin gigavatsaate ulaşarak toplam elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 5'ine ulaştı. Bu miktarın 130 milyon ton standart kömür tasarrufuna ve 350 milyon ton karbondioksit emisyonunun azaltılmasına eş değer olduğu kaydedildi.
Çin Atom Enerjisi Kurumu'ndan yapılan açıklamada, Çin anakarasında 2023 sonu itibarıyla toplam kurulu gücü 57 gigavat olan faaliyet halinde 55 nükleer enerji santrali ile kurulu gücü 44 gigavat olan onaylanmış veya inşa halinde 36 nükleer enerji santrali bulunduğu bilgisi paylaşıldı.
Atom Enerjisi Kurumu, aynı anda birden fazla nükleer enerji santrali inşa etme kabiliyetine sahip olan Çin'in ayrıca mühendislik, inşaat ve işletme alanlarında da uzmanlık geliştirdiğini ve nükleer enerjinin yüksek kaliteli gelişimi için sağlam bir temel attığını belirtti. Asya'nın sessiz devi adım adım pasifiğe yön vermeye ilerliyor.
2024 YILINDA OLASI YILDIZ XIAOMI VE ELEKTRİKLİ ARAÇ FİRMALARI
Aylık rapor taramalarına baktığımızda ayın öne çıkan analizini Morgan Stanley gerçekleştirdi. Morgan Stanley analistleri yayınladıkları bir raporda Xiaomi'nin akıllı telefon ve elektrikli araç bölümlerine olan güveni artırmasını beklediklerini belirtti.
-Yatırım bankası, elektrikli araçlar için öngörülen üretim ve kar marjlarının hem kendi tahminlerinin hem de diğer analistlerin tahminlerinin ortalamasının üzerinde olduğunu gözlemledi.
-Morgan Stanley, "Şirketin elektrikli araçlar dışındaki diğer iş kolları, akıllı telefon segmentindeki azalan kar marjlarını önemli ölçüde dengeleyecek olan yüzde on veya daha fazla gelir artışı elde etmeyi hedefliyor" dedi.
-Şirketin elektrikli araçlar dışındaki faaliyetlerinden elde ettiği gelirin 300 milyar renminbiyi aşması beklendiğinden, yatırım ban- kası şirketin akıllı telefonlardaki azalan kar marjlarını önemli gelir artışlarıyla hafifletebileceğini öngördü.
-Morgan Stanley, elektrikli araç sektöründe şirketin 2024 yılında yüzde 5 ila 10 arasında pozitif bir brüt kar marjı öngördüğünü ve artan teslimatların daha büyük mali kayıplara yol açmayacağını, aksine kazançlara faydalı bir şekilde katkıda bulunabileceğini belirtti. Akıllı telefonlarla ilgili olarak banka, Xiaomi'nin 2024 yılında akıllı telefon teslimatlarını 15 ila 20 milyon adet artırma hedefi belirlediğini ve bunun yüzde on veya daha fazla gelir artışını kolaylaştırmasının beklendiğini kaydetti.
AMERİKA KITASI EKONOMİK GÖRÜNÜM
ABD'de ekonominin istenilen seviyede soğumaması ay içerisinde açıklamalarında şiddetini artıran bir gelişme oldu. Konuya dair Fed üyelerinin açıklamalarına baktığımızda benzer yaklaşımların tekrarlandığını gözlemledik. Fed Yönetim Kurulu üyesi Michelle Bowman, enflasyon konusundaki ilerlemenin "yavaşladığını" ve "bu noktada durmuş bile olabileceğini" ifade ederek daha fazla faiz artışına ihtiyaç duyulabileceğini belirten son üye oldu. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) konferansında konuşan Bowman, mevcut büyüme ve piyasa faaliyeti seviyelerinin, mevcut politika duruşunun yeterince kısıtlayıcı olmayabileceğine işaret ettiğini vurguladı.
Fed cephesinin aralıklarla yaptığı duyurulara baktığımızda ucu açık ve karamsar söylemlerin arttığını görüyoruz. Bunca faiz artışına
rağmen halen perakende çekirdek enflasyonu dizginlemeyen ABD'nin elinde kalan son koz; faiz artışlarının yanına getirilecek ithalat vergileri ve Çin ile yaşanacak aylara yaygın gerginlikler..
FED NİSAN AYI FİNANSAL İSTİKRAR RAPORU YÖNETİCİ ÖZETİ
-ABD Merkez Bankası (Fed), inatçı enflasyonun ve parasal sıkılaş- manın finansal istikrara yönelik en büyük risk olarak görüyor.
-Raporda yapışkan enflasyonun en kritik risk olmaya devam ettiği kaydediliyor.
-Piyasa katılımcılarının çoğu enflasyonun yeniden hızlanmasının faiz oranlarını beklenenden daha uzun süre yüksek tutabileceğini belirtiyor.
-Kalıcı enflasyonist baskıların beklenenden daha kısıtlayıcı bir para politikası duruşuna yol açması riski en sık dile getirilen risk olmaya devam ettiğinin altı çizilmekte.
-Katılımcıların yaklaşık üçte ikisinin politika belirsizliğini bir risk olarak gördüğü de belirtilen raporda, ticaret politikası ve artan jeopolitik gerilimlerle ilgili diğer dış politika konuları da dâhil olmak üzere birçok belirsizlik alanının genişlediği kaydediliyor.
-ABD'de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili poli- tika belirsizlikleri, Orta Doğu'daki çatışmalar ve Rusya'nın Ukray- na'da devam eden savaşının, enerji ve emtia piyasaları ile küresel değer zincirlerinde sürekli aksama olasılığı da dâhil olmak üzere küresel ekonomik faaliyetlere yönelik riskler artmış durumda.
-Jeopolitik gerilimlerin veya politika belirsizliğinin daha da artmasının ekonomik aktiviteyi azaltabileceğine işaret edilen raporda, bunun enflasyonu ve finansal piyasalardaki oynaklığı artırabileceği uyarısı dikkat çekmekte.
ABD 54 YIL ÖNCEYE Mİ DÖNECEK?
Nisan ayının belki de en dikkat çekici başlığı bu olabilir. ABD'li dev banka JP Morgan Chase CEO'su Jamie Dimon'un endişeleri.. Dimon'un söylemini virgülüne dokunmadan aktaralım. ABD ekonomisi 1970'lerde ülkeyi zora sokan sorunların tekrarlanmaya başladı.
New York Ekonomi Kulübü'nde konuşan Dimon, "Evet, bence bunun tekrar olma ihtimali var. Daha önce gördüğümüzden daha fazla 70'lere benzemesinden endişe ediyorum. Son 20 yıldır yaşadığımızdan daha çok 70'lere benzeyecek koşullar var" dedi. Peki Dimon'un bu söylemi dışarı aktarmasına sebep olan unsurlar neler? Cevap aslında ABD'nin ta kendisinde. Büyük miktarlardaki hükümet harcamaları, Fed'in bilançosunu küçültme çabaları, Orta Doğu ve Ukrayna'da devam eden savaşlar ve bunları temel emtia piyasalarını, göçü ve jeopolitik ilişkileri bozma potansiyeli...
Fed tutanaklarını JP Morgan yazdırıyor desek yanılmayız herhalde. Dimon'un dikkat çeken bir diğer açıklaması ise iç dinamikler ile ilintili. Dimon, Amerikan tüketicisinin, ABD banka kredilerinin, ev fiyatlarının ve hisse senedi fiyatlarının dirençli durumunun sebebi olduğu düşünmekte.
TÜRKİYE EKONOMİK GÖRÜNÜM
Nisan ayı itibariyle KKM hesaplarında sınırlı düşüş gözlemlenirken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) haftalık bültenine göre, kur korumalı TL mevduat ve katılım hesapları, son dönemdeki ekonomik dalgalanmaların etkisiyle, 2 trilyon 274,3 milyar TL'den 2 trilyon 270,1 milyar TL'ye geriledi. Bu düşüşün, piyasalardaki belirsizliklerin ve tüketici harcamalarındaki dalgalanmaların bir sonucu olabileceğini düşünüyoruz.
Sektörel klasmanlara baktığımızda geçmiş aylara nazaran piyasada canlanmanın bazı sektörlerde artığını gözlemledik. Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endekslerine bakıldığında, nisanda aylık bazda perakende ticaret sektöründe yüzde 1,9 artarak 115,5'e yükseldi. Endeks hizmet sektöründe yüzde 2,8 azalarak 117,1'e gerilerken, inşaat sektöründe 88,6 ile aynı seviyede kaldı. İnşaat sektöründe alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinde yüzde 0,1 artarken, gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisinde yüzde 0,1 gerileme oldu. Bunların yanında bir diğer ilginç gelişme üretim sektöründe yaşandı. İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO), nisanda geçen aya göre 0,5 puan artarak yüzde 76,7›ye yükseldi.
Aylara yaygın şekilde kullanım oranlarına baktığımızda %76 -%77 bandında gidip gelen bir grafik eğrisi olduğunu görüyoruz. İç talepte yaşanan daralmanın boyutunun aylar itibarıyla arttığı bu dönemde eğer ihracat kanallarımızda bir değişiklik olmaz ise bu seviyelerde yılın tamamlanacağını projekte etmekteyim. Hatırlayacağımız üzere ülkemizin % 6.5 ve üstü büyüme dönemlerinde bu oranların %80'in üstünde hareket ettiğini biliyoruz. Yıl sonuna kadar bu konuda bir değişiklik olmaz ise % 4.5 bandında bir büyüme olası duruyor.
Türkiye Cumhuriyet MerkezBankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Nisan 2024 faiz kararını açıkladı. Politika faiz sabit bırakılırken. Para Politikası Kurulu'nun basın duyurusunu göz gezdirdiğimizde;
-Aylık enflasyonun ana eğiliminin Mart ayında "devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek" gerçekleştiği belirtildi.
-Kurul, tüketim malı ve altın ithalatındaki seyrin cari dengeye olumlu yansıdığını, buna karşın "yurt içi talepte direncin" sürdüğünün altını çizdi.
-Açıklamada, hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin devam etmesi, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları "enflasyonist baskıları canlı tutan" faktörler olarak sıralandı.
-Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşulların önemli ölçüde sıkılaştığını söyleyen kurul, "parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak" politika faizinin sabit tutulmasına karar verdiğini belirtti.