AHMET AKYILDIZ

AHMET AKYILDIZ

InBusiness Dergisi Yazar

ahmet.akyildiz@inbusiness.com.tr
06.05.2024 | Pazartesi

Avrupa ekonomik bölgesinde canlılık emareleri

Mart ayında Avrupa ekonomik bölgesinde canlılık emareleri görülürken özellikle emtia fiyatlarında hareketliliğin artmaya başladığını gözlemledik.

Yıl sonuna kadar emtia fiyatlarında ve pazar hareketlerinde ciddi artışlar bekliyoruz. Yapılan analizlerde de faiz oranlarında indirimlerin bu yıl emtia fiyatlarına fayda sağlayacağı öngörülürken, ham madde fiyatlarının yüzde 15 yükseleceği projekte edilmiş durumda. Goldman Sachs'ın konuya dair yaptığı analizlere baktığımızda, borçlanma maliyetlerinin düşmesi, üretimin toparlanması ve jeopolitik risklerin devam etmesi nedeniyle ham maddelerin 2024'te yüzde 15 oranında getiri sağlayabileceği kaydedilmiş.

Kazançların evrensel olmayacağından yatırımcıların seçici olması gerektiğini vurgulayan bankaya göre bakır, alüminyum, altın ve petrol ürünleri artabileceği öngörülmüş. Bizim de aralık ayında yayımladığımız yazıda benzer ürünlerde potansiyel olduğunu kaydetmiştik. Hatırlanacağı üzere ham petrolün güçlenmesi, altının rekora ulaşması ve bakırın ton başına 9 bin doları aşmasıyla emtialar ilk çeyrekte mütevazı bir ilerleme kaydetti.

Hem ABD Merkez Bankası hem de Avrupa Merkez Bankası'ndaki politika yapıcılar, enflasyonun gerilemesi nedeniyle bu yıl borçlanma maliyetlerini düşürme niyetlerinin sinyalini verdi. Ayrıca Çin, toparlanmaya yönelik daha fazla desteğin sinyalini veren ülkeler arasında geliyor. Bu noktada Avrupa'nın da bu büyük pastadan güzel bir dilimi kendisine sakladığından şüphemiz yok. Yapılan tüm istatistiki modellerde resesyon olmayan ortamlarda ABD'deki faiz indirimlerinin emtia fiyatlarının yükselmesine yol açtığını, en büyük artışın metallerde (özellikle bakır ve altın) ve ardından ham petrolde olduğunu biliyoruz.

Almanya'da yatırımcı güveni iki yılın zirvesinde

Almanya'da Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) faiz indirimlerine başlayacağı umuduyla ekonomik beklenti endeksi 2 yıldan uzun sürenin en yüksek seviyesine çıktı. Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW), kurumsal yatırımcı ve analistlerin gelecek 6 aya ilişkin beklentilerini ölçen ZEW Ekonomik Güven Endeksi'nin Mart ayı sonuçlarını açıkladı.

4 Ekonomik beklenti endeksi bu dönemde 19,9'dan 31,7'ye yükselerek Bloomberg tahminlerini aştı. Beklenti 20,5'ti. Cari koşullar endeksi de eksi 81,7'den eksi 80,5'e çıktı.ZEW Başkanı Prof. Dr. Achim Wambach değerlendirmesinde beklentilerin önemli ölçüde iyileştiğini, anket katılımcılarının yüzde 80'den fazlasının AMB'den gelecek 6 ay içinde faiz indirimi beklediğini söyledi.4 Son aylarda ülkede imalat sanayi, zayıf küresel talep ve yüksek faizlerin etkisiyle ekonominin en zayıf alanı oldu. Ancak enflasyondaki yavaşlama ve hane halkı gelirlerinde artış, ekonominin yılın kalanında toparlanacağı umudunu artırdı.

AMB'nin yakın zamanda faiz indirimlerine başlayarak şirketlerin ve tüketicilerin üzerindeki yükü hafifletmesi bekleniyor. Banka yetkilileri faiz indirimlerinin haziran ayında başlayabileceğine dair sinyaller veriyor.

Avrupa'da ilk faiz indiren İsviçre oldu

Avrupa'nın tuzu bir hayli kuru ülkesi İsviçre sıcak para girişlerinin de hızlanmasıyla faiz indirimi gerçekleştiren ilk büyük ölçekli ülke oldu. İsviçre Merkez Bankası (SNB), para politikasını gevşetme kararı aldı. AFP'nin haberine göre banka, cuma gününden itibaren geçerli olmak üzere faiz oranını 0,25 puan düşürerek yüzde 1,5'indirdi. Bu bankanın Haziran 2022'den bu yana yaptığı ilk kesinti oldu.

SNB yaptığı açıklamada, "Para politikasının gevşetilmesi, son iki buçuk yılda enflasyonla mücadelenin etkili olması sayesinde mümkün oldu. Birkaç aydır enflasyon yüzde ikinin altına geriledi" dedi. Enflasyonun yılın başından bu yana daha da düştüğü ve şubat ayında yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleştiği belirtildi. SNB, enflasyonu yakından izleyeceğini ve gerekirse enflasyonu belli bir aralıkta tutmak için para politikasını yeniden ayarlayacağını söyledi. Çok az ekonomist, SNB'nin faiz oranlarını düşürerek İsviçre Frankı'nın gücünden zarar gören sanayiye destek sağlamasını bekliyordu. İsviçre kurumu AWP'nin anketine katılan dokuz ekonomistten yedisi SNB'nin faiz oranını değiştirmemesini beklerken, ikisi faizi yüzde 1,5'e düşürmesini bekliyordu.

Rusya ekonomisi dünyayı karşısına aldı, yüzde 3,6 büyüdü

Dünya savaşı cümlesinin bir hayli tekrarlandığını mart ayında ilginç bir veri akılları bir hayli karıştırdı. Rus ekonomisinin temelini oluşturan enerji, finans, savunma sanayisi, lojistik ve havacılık gibi sektörlerin hedef alındığı yaptırımlar, 2. Dünya Savaşı'nın ardından hızla büyüyen Rusya ile Avrupa arasındaki ticarete darbe vurdu.

Rus ekonomisi ise beklentilerin aksine, bazı aksaklıklara rağmen 2023'te Avrupa ve ABD'yi geride bırakarak yüzde 3,6 büyüme gerçekleştirdi. Batılı yetkililere ve çok sayıda uzmana göre ekonomik anlamda bir çöküş yaşaması beklenen Rus ekonomisi ise beklentilerin aksine, bazı aksaklıklara rağmen 2023'te Avrupa ve ABD'yi geride bırakarak yüzde 3,6 büyüme gerçekleştirdi. Avrupa ve ABD'den doğrudan ithalatı önemli
oranda düşen Rusya, bu alanda yaşadığı "boşluğu" doldurmak için başta Asya ve Orta Doğu'dan olmak üzere yeni tedarikçiler bulurken, ihracatının bel kemiğini oluşturan petrol ve doğal gazda ise Hindistan gibi yeni pazarlar keşfetti.

Rusya'nın Hindistan'a petrol ithalatı yüzde 2'den yüzde 30'a çıktı

Ukrayna savaşı öncesinde Hindistan'ın petrol ithalatında yüzde 2 paya sahip Rusya ise geçen yıl bu payı yüzde 30'a kadar çıkartarak ülkenin en büyük petrol tedarikçisi haline geldi. Uzmanlar, Rus enerji sektöründe yaşanan dönüşüm sürecinin orta ve uzun vadede başarıya ulaşıp ulaşamayacağı konusunun ise küresel ekonomi, yaptırımlar, altyapı yatırımları gibi bazı süreçlere bağlı olduğuna işaret ediyor.

Rusya, Asya ile artan ticareti kolaylaştırmak için boru hattı ve ticaret altyapısının genişletmek için zaman ve yatırım ihtiyaç duyarken, olası bir küresel ekonomik yavaşlama, Rusya'nın ihracatına yönelik genel talebi azaltabilir. Rus hükümetinden 6 Şubat'ta paylaşılan verilerde, ülkenin petrol ihracatının 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 3,3, boru hatlarıyla doğal gaz ihracatının ise yüzde 29,9 azaldığı bildirilmişti.
Bloomberg Economics : AB'de durgunluk riski yükseldi

Her finans kuruluşundan ayrı sesin yankılandığı Brüksel koridorlarından bu sefer daha sert ve anlamlı bir ses yükseldi diyebiliriz. Bloomberg Economics'in yeni bir analizine göre, geçen yıl başlayan borçlanma maliyetlerindeki artışlar 2024'te gecikmeli sancısı ekonomiyi etkisi altına alacağı öngörülmüş durumda. Hesaplamalara göre, darbenin gelecek yıl yüzde 3,8'lik bir darbe vurması bekleniyor.

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 425 baz puanlık sıkılaştırmasını ve Almanya destekli harcama kısıtlamaları Bloomberg'e göre Euro bölgesini bir mengeneye hapsetme riski taşıyor. Araştırmayı Maeva Cousin ile birlikte kaleme alan Bloomberg Economics'ten Jamie Rush'a göre asıl tehlike, ekonominin şimdiye kadarki direncinin rehavete yol açması ve parasal sıkılaştırmanın gecikmeli ve hızlı bir şekilde gelmesi yönünde. O zamana kadar, hükümetler faaliyetleri istikrara kavuşturmak için zayıf bir konumda olabileceği düşünülmüş. Az da olsa analize destek verdiğimi söyleyebilirim.
Asya yakından izleniyor

Asya'da mart ayı itibarıyla kazanın kaynamaya başladığını söylememiz gerekiyor. Enflasyon ile mücadeleyi kazananın çıkmadığı dünya ekonomilerinde Asya – Pasifik bölgesi biraz daha karamsar hareketler ile haşır neşir durumda. Mart ayının son haftasında Çin Merkez Bankası, dolar/yuan referans kurunu 7,0996 olarak belirledi. Bu değer, analistlerin beklentilerinin altında gerçekleşti ve kasım ayından beri en güçlü yuan sabitlemesi olarak kaydedildi

Ayın belki de son 20 yılın en büyük haberi ise Japonya'dan geldi. Japonya Merkez Bankası (BoJ), 2007'den bu yana ilk kez faiz artırdı. BoJ, politika faizini yüzde eksi 0,1'den yüzde 0 ile yüzde 0,1 aralığına yükseltti. Boj bu kararı, büyük şirketlerdeki önemli ücret artışlarının ardından aldı. Ay başında açıklanan yüzde 5,28'lük ücret artışı, Japonya'da son 33 yılın en yüksek oranıydı. Ülkede daha yüksek ücretlerin satın alma gücünü ve enflasyonu artırabileceği şeklinde yorumlar yapılıyordu. Küresel piyasalar, Japonya ve Çin gibi büyük ekonomilerin para birimlerine yönelik müdahaleleri yakından izliyor. Japon para birimine yapılan sözlü müdahale sonrasında Japon hisse endekslerinde sert düşüşler yaşanırken, Asya Pasifik hisse senetleri ise Çin ve Hong Kong'daki destekle bir miktar toparlanma eğilimi gösteriyor.

Asya-Pasifik teknoloji sektörü yarı iletkenler sayesinde büyüyor

Asya'nın ekonomik canlılığına suyu bir türlü ısınamayan batılı bankaların son analizinde yer alan ifadeyi sizlerle bu ay paylaşmak istedik. Uluslararası finans kuruluşu JPMorgan'ın analizine göre, Asya-Pasifik bölgesindeki teknoloji sektörü, küresel makro belirsizliklere rağmen yarı iletken patlaması sayesinde büyümeye devam ettiği kaydedilmiş.

JPMorgan Gelişmekte olan Piyasalar Asya ekonomi araştırmaları başkanı Ong Sin "Teknolojideki toparlanmayı gözlemliyoruz ancak teknoloji dışındaki sektörlerde geniş tabanlı bir toparlanma yaşanmıyor" ifadelerini kullanarak Asya'nın daralma eğiliminde olduğunun altını çizdi.

Endonezya'nın en büyük 5 ekonomi arasına girme hedefi hızlandı

Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya'da doğrudan yatırımların etkisiyle gerçekçi bir iktisadi kalkınma yaşanıyor. Geçen ay ziyaret ettiğim ülkede bu duruma dair dikkatimi çeken veriler söz konusuydu. Endonezya, tatil adası Bali ile ünlü ancak aynı zamanda elektrikli araçlar için pil yapımında önemli bir bileşen olan dünyanın en büyük nikel rezervlerine de ev sahipliği yapıyor.

Devlet Başkanı Widodo, 2019'da ilk kez ham nikel ihracatının yasaklandığını duyurduğunda, Avrupa Birliği Endonezya'ya karşı Dünya Ticaret Örgütü'nde dava açtı. Widodo, üretim sonrasındaki süreçlerin de Endonezya'da gerçekleştirilmesini istediğini söyledi. Bağımsız bir araştırma kuruluşu olan Ekonomik Finansın Geliştirilmesi Enstitüsü'nün (Indef) bir raporu, Devlet Başkanı'nın nikel politikasının istihdam oluşturduğu ve ekonomiyi büyüttüğünü söylüyor.

Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre Endonezya, 2014 yılında, satın alma gücü paritesine (PPP) göre dünyanın 10'uncu büyük ekonomisiydi. 10 yıl sonra Endonezya, Çin, ABD, Hindistan, Japonya, Almanya ve Rusya'nın ardından 7. sıraya yükseldi.
Dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip olan ülkenin, 2027 yılında en büyük ekonomiler sıralamasında Rusya'yı da geçmesi bekleniyor. Endonezya'nın en büyük 10 bankasından biri olan Permata Bank'ın baş ekonomisti Josua Pardede, "Jokowi'nin programları kağıt üzerinde iyi ve Endonezya'yı IMF tahminlerine yaklaştırabilir" diyor.

Amerika Kıtası faize kilitlendi

ABD'de rahatlayan piyasalara eşgüdümlü şekilde FED'in faiz indirimini haziran sonrasına ertelemesi ayın en önemli konusuydu. ABD için olumlu haber serileri gelmeye devam ederken uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P)'un ABD hakkında açıklamaları öne çıktı.

Poor's'un "ABD ekonomisi emsallerinden daha iyi performans göstermeye devam ediyor. Politika faizlerindeki keskin artışa rağmen 2023'te büyümenin arttığı tek büyük gelişmiş ekonomi oldu" açıklaması ABD borsaları tarafından olumlu bulundu. S&P Global Ratings Küresel Baş Ekonomisti Paul Gruenwald, para politikası sıkılaştırmasının etkisiyle ABD ekonomisinin büyümesinin eninde sonunda yavaşlayacağını ancak bir dereceye kadar istisnai durumun üretkenlikteki son kazanımların devam etmesi halinde göreceli üstün performansın süreceğine işaret ettiğini vurguladı.

Hisse senetleri ve finans piyasalarına bakmaya devam edelim: ABD hisse senedi piyasası, finans, sanayi ve enerji gibi sektörlerin S&P 500'ün yılbaşından bugüne kadarki yüzde 9,7'lik kazancından daha iyi performans göstermesiyle genişleyen bir ralli yaşadı.

Pazar liderliğinin, geçtiğimiz yıl önemli itici güçler olan Nvidia ve Meta Platforms gibi baskın büyüme ve teknoloji hisselerinin ötesine geçmesi, kısmen Federal Rezerv'in daha güvercin bir duruş sergilemesinden ve olumlu bir ekonomik görünümden kaynaklanıyor. Investing'in derlediği analize göre yatırımcıların finans ve sanayi sektörlerinin sırasıyla yüzde 10,1 ve yüzde 9,9, enerji sektörünün ise yüzde 10,3 değer kazanmasıyla daha iyi performans gösteren sektörlere çevrildiğinin altını çizdi.

FED kararı sonrası altın fiyatları fırladı

Fed politika faizini yüzde 5.50 seviyesinde tutarak sabit bırakması sonrasında 2157 dolar seviyesinde seyreden altının onsu Fed Başkanı Jerome Powell'in açıklamalarının ardından altının ons fiyatı 2222 dolara kadar çıktı. Uzmanlar altın yatırımcısı için Fed'in faiz indirimine başlayacağı tarih önemli olduğunun altını çizmekte. İki gün süren Fed toplantısının ardından Fed Başkanı Jerome Powell, enflasyonun gerilediğini ancak kesintilere başlamak için hala yüzde 2 enflasyon hedefinden uzakta olduklarını belirtti. Powell bu yıl faiz indirimlerine başlanacağının sinyalini verdi.

Fed Başkanı "Bu yıl bir noktada faiz indirmemiz büyük olasılık. Ancak görünüm belirsiz ve risklere karşı dikkatli olmaya devam ediyoruz" açıklamasında bulundu. Fed'in bu yıl üç kez kesinti yapması beklenirken parasal gevşemeye Haziran ayından önce başlanması beklenmiyor.

ABD ekonomisi yüzde 3,2 ile beklentilerin altında büyüdü

ABD Ticaret Bakanlığı, Ekim- Aralık 2023 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verisine ilişkin ikinci tahminleri açıkladı. Buna göre, ABD'de GSYH, geçen yılın dördüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak yüzde 3,2 arttı. Söz konusu dönemde aşağı yönlü revize edilen GSYH verisi, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Hatırlayacağımız üzere, ABD ekonomisi geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,2, ikinci çeyreğinde yüzde 2,1 ve üçüncü çeyrekte yüzde 4,9 büyümüştü.

-Ülke ekonomisi, 2023 genelinde ise yüzde 2,5 büyüme kaydetti

-ABD ekonomisinin geçen yılın dördüncü çeyreğindeki büyümesinde, tüketici harcamaları, ihracat, eyalet ve yerel hükümet harcamaları, konut dışı sabit yatırımlar, federal hükümet harcamaları ve konut sabit yatırımlarındaki artışların özel envanter yatırımlarındaki düşüşle kısmen dengelenmesi etkili oldu.

-Yılın dördüncü çeyreğinde kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış yüzde 1,7'den yüzde 1,8'e çıkarıldı. Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,6 artmıştı.

Türkiye ekonomik görünüm

Mart ayı itibarıyla KKM'deki tasfiyelerde artış hızlanırken mevduat faizlerinin önemli bir silah olabileceğine yönelik açıklamalar sonrasında gözler mevduat faizlerinin geleceği noktaya çevrildi. Mart ayı Türkiye'de son 22 yılın en yüksek faizleri, 32-90 günlük vadede dahi yüzde 56'ya varan faiz oranlarının görülmesine neden oldu.

Yapılan hesaplamalarda varlık sahipleri ve elinde TL bulunduran yatırımcılar birikimlerini hangi tarafa yönlendireceği konusunda tereddüde düşerken, 100 bin liralık TL mevduatının 3 aylık faiz getirisi, en düşük emekli maaşını geride bıraktı.

Reuters haber ajansına faiz artırımı için konuşan yabancı ekonomistlerden Peter Kisler, karar için "memnuniyet verici bir sürpriz" yorumunu yaptı. Londra'daki Trium Capital'da portföy yöneticisi olan Kisler, "Bu kararı, seçim var ya da yok, Şimşek ve Merkez Bankası'nın daha güçlü adımlar atabileceğinin işareti olarak yorumlayabiliriz" dedi.

Ekonomist Tim Ash de kararın çok olumlu olduğunu söyledi ve adımı ekonomi yönetiminin "bağımsızlıklarını kanıtlamaya başladığını" şeklinde yorumladı. Ash, "Bu karar, Şimşek ve Merkez Bankası'nın elinde enflasyonla mücadele konusunda güçlü bir yetki olduğunu gösterdi" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Mart 2024 faiz kararını açıkladı. Politika faizi, 500 baz puan artışla yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltildi. Para Politikası Kurulu'nun basın duyurusuna göz gezdirdiğimizde;

-PPK operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanmave borç verme oranlarının bir haftavadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdiğini gözlemledik.

-Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik riskler enflasyon baskılarını canlı tuttuğu kaydedilerek enflasyonun halen beklentilerin çok üstünde hareket ettiği kaydedilmiş.
-PPK'nın fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceğinin altı çizilmiş durumda.

-Yine başka bir metinde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürüleceğinin üzerinde durulmuş.

Merkez Bankası'nın rezervleri 139 milyar dolar seviyesinde

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde gerileme devam etti. 15 Mart itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 2 milyar 894 milyon dolar azalışla 74 milyar 891 milyon dolara düştü. Brüt döviz rezervleri, 8 Mart'ta 77 milyar 785 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.
Bu dönemde altın rezervleri 258 milyon dolar artışla 52 milyar 748 milyon dolardan 53 milyar 6 milyon dolara yükseldi. Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 15 Mart haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 636 milyon dolar düşüşle 130 milyar 533 milyon dolardan 127 milyar 897 milyon dolara geriledi.

TCMB Ekonomistler Beklenti Anketi Kasım Sonuçları
Yıl sonu enflasyon tahmini 42,96'den yüzde 44,19'a,
Yıl sonu dolar tahmini 40'dan 40,53'e,
2024 yıl sonu faiz beklentisi 45'den 45,82'ye
Yıl sonu büyüme oranı %3,3'den %3,8'e revize edilmiştir.

BİZE ULAŞIN