Avrupa ekonomik görünümü
Eylül ayında durağan bir ekonomik aktivite sergileyen Avrupa kıtasında faiz artış serisi devam etti.
Eylül ayında durağan bir ekonomik aktivite sergileyen Avrupa kıtasında faiz artış serisi devam etti. Avrupa Merkez Bankası (AMB) üç temel politika faizini 25 baz puan artırma kararı alırken, refinansman faizini yüzde 4,50'ye, mevduat faizini yüzde 4'e ve marjinal fonlama faizinin de yüzde 4,75'e yükseltildiği açıkladı.
Avro Bölgesi'nde enflasyonun çok uzun süre yüksek seyretmesinin beklendiği aktarılan açıklamada, ECB'nin orta vadede yüzde 2 olan enflasyon hedefini yakalamakta kararlı olduğu belirtildi. Diğer merkez bankalarının açıklamalarına benzer olarak, faiz artışı kararının enflasyon hedefini yakalamak için alındığına dikkat çekildi. Bu kararla birlikte ECB, son 10 toplantısında da faizleri artırmış oldu. ECB faizi, bu artışla 1999'dan bu yana en yüksek seviyesini gördü.
Alman ekonomisi uyarı sinyalleri vermeye devam ediyor
Son üç analizimizde üzerinde bir hayli durduğumuz Alman ekonomisinin durağanlaşması sorunu derinleşmeye devam etti. Her ne kadar ülkemizde üzerinde çok durulmasa da Almanya şu anda dünyanın en kötü performans gösteren büyük gelişmiş ekonomisi konumunda. En büyük ihracat pazarımızın bu durumda olması bizlere ne ifade ediyor bir bakalım. Alman ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde sıfır büyüme ile sabit kaldı. Avrupa'nın en büyük ekonomisi bir önceki çeyrekte yüzde 0,1 küçülürken geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 0,4 daralma yaşamıştı.
Yüksek enerji fiyatları ve artan borçlanma maliyetleri tüm Avrupa ülkelerini olumsuz etkilerken, bölgenin lokomotifi konumundaki Alman ekonomisi nitelikli ihracat gücünü kaybetti. Rekabetçi ülke konumu avantajını kaybeden Almanya, ikincil teknolojik faaliyetlerde ve özellikle kimya sektörü gibi yüksek maliyet girdisi olan segmentlerde pazar payını Polonya, Türkiye ve Fransa'ya teslim etmiş durumda.
Almanya kaybedince biz de yenik sayılabiliriz
Çin'in de devreye girmesi sonucunda Almanya son 30 yıllık küresel üretim gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya. Elektrikli araç piyasasında gerilerde kalan Almanya'nın elindeki son koz; Çin mallarının AB'deki dolaşımı engelletmek. Lakin bunun gerçekleşmesi halinde Çin'in bu bedeli çok ağır ödeteceğinden şüphemiz yok. Almanya kaybedince biz de kaybetmiş sayıldık mottosu bu sefer gerçekten yaşanabilir.
Avrupa'yı Çinli elektrikli araç üreticileri korkusu sardı
Almanların baskısı sonucunda Avrupa'da taşlar yeniden oynamaya başlarken AB komisyonundan oldukça ilginç bir açıklama geldi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 13 Eylül'de Çin'den AB ülkelerine ithal edilen elektrikli otomobillere yönelik sübvansiyon soruşturması başlatıldığını açıkladı. Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin "büyük devlet sübvansiyonları" yoluyla piyasayı bozduğu eleştirisinde bulunan Von Der Leyen, Çin'i büyük devlet sübvansiyonlarıyla AB'yi düşük fiyatlı elektrikli otomobillerle doldurmakla suçladı. Uzun yıllar boyunca aynı kasa tipinde ve donanım özellikleri olmayan araçları binlerce euroya satan Avrupa ülkelerinin, Uzak Doğu Asya ile mücadelesinde düştüğü aciz durum üzerinde durulması gereken bir mesele. Son kullanıcıların Tesla ve TOGG başta olmak üzere Xpeng, NIO, BYD, Skywell, SAIC Motors gibi üreticiler ile buluşmasına çok az kaldığını söyleyebiliriz. Dünyadaki değişime ayak uyduramayan her devletin ilk sığınağı ne yazık ki sınırda korumacılık ve ithalat vergileri.
İspanya'da gündem düşük zeytinyağı rekoltesi
Küresel zeytinyağı fiyatları, başlıca üretici ülkelerdeki şiddetli kuraklığın arzı daraltması ve artan hırsızlık vakaları nedeniyle yeni rekorları görmeye devam etti. Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi ve ihracatçısı olan İspanya ise düşük gelir kapasitesi ile karşı karşıya. Emtia piyasası istihbarat firması Mintec'in verilerine göre, İspanya'nın zeytinyağı üretimi son sezonda yaklaşık 610 bin tona geriledi. Bu da normal 1,3 ila 1,5 milyon ton olan üretime kıyasla yüzde 50'den fazla bir düşüş anlamına geliyor. İtalya ve Türkiye'nin kış döneminde İspanya'dan pazar payı kapması olası.
İngiliz ekonomistler haddinden fazla soğutmadan endişeli
İngiltere Merkez Bankası, sıkılaşma döngüsünü sona erdirerek politika faizini artırmadı: Yüzde 5,25 seviyesinde korudu. Son faiz toplantısında üyeler arasında uyuşmazlık öne çıkarken, İngiliz ekonomistlerin büyük çoğunluğu yüzde 5,50 faize çıkılması halinde ülkenin büyüme noktasında ciddi sorunlar yaşayacağından endişeli. Perakende enflasyonunu dizginlemekte bir hayli zorlanan Birleşik Krallık'ta gıda emtialarında fiyat artışı yaşanması halinde sorunların artmasından endişe ediliyor. Bilindiği üzere, ülkede faizin yüzde 0,1 olduğu Aralık 2021'de başlayan sıkılaşma döngüsünde politika faizi art arda 14 kez artırılmıştı.
Asya ekonomik görünümü
Asya-Pasifik piyasaları, ABD Başkanı Joe Biden'ın dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'in saatli bir bomba olarak tanımlamasının şokunu hala atlatamamış durumda. Açıklama sonrasında kendini savunmaya geçen Çin yönetimi ülke ekonomisinin dayanıklılığını ile öne çıktığına vurgu yaparken, muazzam potansiyeli ve canlılığı ile bu durumu atlatacağını kaydetti. Peki, genel veriler Asya'nın potansiyelini koruduğunu gösteriyor mu biraz buna bakalım. Çin'de temmuz ayı göstergeleri, ülke ekonomisinin üretim, tüketim, yatırımlar ve istihdam dâhil çok sayıda alanda Kovid-19 sonrasında toplanmada güçlüklerin sürdüğünü ortaya koyarken, Japonya'da durağanlığın sürdüğünü gözlemledik.
Güney Kore stabil ekonomik düzleminde hareketini sürdürürken, Hindistan'ın Orta Doğu ülkeleri ile ticari ilişkilerini arttırma çabası öne çıkan gelişmelerden bir tanesiydi. OECD, bölgenin büyüme noktasında halen potansiyeli olduğunu yinelese de yükselen enerji maliyetleri sonrasında bu durumun görecelik taşıdığını düşünüyorum.
Çin'in büyümesi inşaat sektörüne bağlı
Gelişmekte olan tembel ekonomilerin en büyük yanılgılarından birisi olan inşaat sektörü ile büyüme illüzyonu Çin'in başını ağrıtmaya devam ediyor. Evergrande gibi yolsuzluk içinde yüzen inşaat şirketleri sorgusuz sualsiz aldıkları milyarlarca yuan krediyi arsa alımlarına kullanırken, tahvil satışı ve alıcılara ön satışla evler satarak yeni projeler için fon topladı. Tamamlanmayan projeler sonrasında binlerce insan evsiz kalırken oluşan ek maliyetin 660 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.
Altını çizmemizde fayda var, Çin'in ekonomik büyümesinin üçte biri emlak sektöründen geliyor. Şu an da sektörün durumu içler acısı vaziyette. İnşaata bağlı yan sektörlerin de durma noktasına gelmesi reel ekonomik faaliyet döngüsünün de aynı birimde azalmasındaki ana sebep. Düşük işçilik maliyeti / yüksek ihracat girdisi ile yuanı zayıflatıp, ABD borsalarından hisse ve tahvil alımıyla Çin rüyası tabirini ülkemiz gibi gelişmekte olan ekonomilere model olarak sunanlara duyurulur diyelim.
Hindistan, Batı'nın ulaşım koridoru olmak istiyor
9-10 Eylül'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nde dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'i endişelendirecek bir adım atıldı. Zirvede, ticaretin artırılmasına, enerji kaynaklarının sağlanmasına ve dijital bağlantının geliştirilmesine yardımcı olma hedefiyle Hindistan, Orta Doğu, Avrupa Ekonomik Koridoru'nun kurulmasına yönelik Hindistan, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği (AB) arasında Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı.
Eski Baharat Yolu'na benzetilen proje, Hindistan'ın Mumbai şehrinden başlayarak deniz yoluyla BAE'nin Dubai şehrindeki limana, oradan da demir yoluyla Al Gheweifat ilçesine ulaşıyor. Daha sonra Suudi Arabistan'ın Haradh ilçesinden ve Riyad şehrinden geçerek Ürdün'e, oradan da İsrail'in liman kenti Hayfa'ya uzanıyor. Hayfa'dan deniz yoluyla Yunanistan'ın Pire Limanı'na götürülecek ürünlerin buradan da kara yoluyla Avrupa'ya taşınması öngörülüyor.
ABD ekonomik görünümü
Eylül ayında Fed, politika faizini 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttu. Fed'den yapılan açıklamada, faiz oranının sabit tutulması kararının oy birliğiyle alındığı belirtildi. Açıklamada, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) maksimum istihdam ve uzun vadede yüzde 2 oranında enflasyon hedeflediği belirtilerek, bu hedeflerin desteklenmesi amacıyla federal fon oranının yüzde 5,25-5,50 aralığında tutulmasına karar verildiği aktarıldı.
Fed Başkanı Jerome Powell, gerekli görmeleri halinde para politikasında sıkılaşmanın devam edeceğini söyledi. Fed Başkanı Jerome Powell, ABD'de yıllık enflasyonu yüzde 2'ye düşürme hedeflerinden geri adım atmadıklarını söyledi. Açıklamalar sonrasında küresel piyasaların neredeyse tamamında endekslerde gerileme görülürken yıl sonuna kadar faiz artışının bir daha yaşanması ihtimali arttı.
Dolar, küresel liderliğini pekiştirdi
Uluslararası ödeme hizmeti sağlayıcısı Swift'in verilerine göre Haziran 2023 itibarıyla dolar, uluslararası ticaret finansmanının yüzde 85'ini oluşturuyorken, avro yüzde 5,9 ile ikinci sırada yer aldı. Avroyu yüzde 4,2 ile yuan takip etti.
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) verilerine göre ise dolar, küresel döviz işlemlerinin neredeyse yüzde 90'ını oluşturuyor ve ülkelerin başka ülkelere borçlarının yaklaşık yarısı dolar cinsinden.
Bununla birlikte Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, doların resmi döviz rezervleri içindeki payı 2022'nin son çeyreğinde yüzde 58 ile 20 yılın en düşük seviyesine, döviz kuru değişimlerinden arındırıldığında ise yüzde 47'ye geriledi.
Brezilya, ABD dolarına savaş açtı
Brezilya Devlet Başkanı Lula Silva BRICS zirvesinde, üye ülkelere, dolar kuru dalgalanmalarına karşı kırılganlıklarını azaltmanın bir yolu olarak birbirleri arasındaki ticaret ve yatırım için ortak bir para birimi oluşturma çağrısında bulundu. Lula, zirvenin açılış genel oturumunda BRICS para biriminin üye ülkeler arasında "ödeme seçeneklerini artırdığını ve kırılganlıkları azalttığını" söyledi.
Yetkililer ve ekonomistler ise ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve coğrafi eşitsizlikler göz önüne alındığında böyle bir projenin içerdiği zorluklara dikkati çekmiş durumda.
Kapanma riski artıyor
Geçtiğimiz ayların önemli gündem maddelerinden bir tanesi olan ABD Federal hükümet bütçesinin yetersizliği konusu yeniden masa üstüne çıktı. Konuya ilişkin olarak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, ABD'de federal hükümetin olası kapanmasının kredi değerlendirmesi üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirtti. Haberlere baktığımızda ABD federal hükümetinin, eylül sonuna kadar kamu kurumlarını finanse edecek bir tasarının onaylanmaması halinde kısmi bir kapanmaya girebileceğinin muhtemel göründüğü ifade edilmesi dikkat çekiciydi.
Arjantin ekonomisi, düzlüğe çıkışı swap'tan umuyor
Enflasyonu kontrol altına alamayan ve ekonomisi çöken Arjantin, IMF'ten alacağı 7,5 milyar doları Çin'den aldığı swap hattını kapatmak için kullanacağını belirtti.
Arjantin ile IMF anlaşması sonrasında bu ay içerisinde 7,5 milyar dolarlık kaynak serbest bırakılacak. Ajanslara yansıyan haberlere göre Arjantin hükümetinin, IMF'ten alınan parayla Çin ile olan swap hattını kapatmayı hedeflediği iddia edildi. Arjantin ile Çin arasında 2,8 milyar dolar tutarında swap anlaşması yapıldığı bilinirken, döviz rezervleri 8 milyar dolar ile ekside olan Arjantin, Çin Merkez Bankası'ndan temmuz ayında kullandığı 1,7 milyar dolarlık swapı hızlı şekilde kapatmayı planlıyor.
Türkiye ekonomik görünümü
Gündem olarak bir hayli yoğun geçen eylül ayında Orta Vadeli Program (OVP), KKM değişiklikleri ve faiz artışları ekonomi gündemini oldukça meşgul etti. Eylül ayı içerisinde beş yıllık CDS puanımız 383-395 bandına otururken, BIST'de kar satışları bireysel yatırımcıları zorlayan faktörler oldu. Altın ons fiyatı 1920-1940 dolar bandında hareket devinimi korurken, brent petrolde gözüken yükseliş çekirdek enflasyon üzerindeki etkisini arttırmaya devam etti. Para Politikası Kurulu politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 25'den 500 baz puan artışla yüzde 30 düzeyine çıkardı. Beklentimiz faiz oranlarının yüzde 36-38 aralığına kadar çekilmesi yönünde.
Ayın belki de en önemli gündem maddesi OVP'nin detay kırılımlarıydı. Detaylara göz gezdirdiğimizde;
2023 büyüme beklentisi bir önceki programa göre yüzde 5'ten yüzde 4,4'e çekildi. 2024 büyüme hedefi ise yüzde 5,5'ten yüzde 4'e geriledi.
Enflasyon hedeflerinde belirgin artış dikkat çekti. Buna göre önceki programda yüzde 24,9 olarak belirlenen 2023 enflasyon tahmini yüzde 65'e çıktı. 2024 enflasyon tahmini ise yüzde 33'e yükseldi.
2023'te kişi başı gelir tahmini 12 bin 415 dolar oldu. 2024 için bu tahmin 12 bin 875 dolar olarak belirlenirken, 2025 için ise 13 bin 717 dolar olarak kaydedildi. Kişi başına düşen dolar cinsi gelir hedefi 2026 yılı için 14 bin 855 dolar olarak belirlendi.
İşsizlik beklentilerinde ise 2025 yılı itibarıyla tek haneli seviyelerin hedeflendiği görüldü. 2023 için işsizlik beklentisi yüzde 10,1 olurken, 2024 için yüzde 10,3 olarak kaydedildi. 2025'te hedef yüzde 9,9; 2026'da ise yüzde 9,3 olarak belirlendi.
MB rezervleri yükselmeye devam etti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın rezervleri yükselişine devam ediyor. Analizi yazdığımız dönem özelinde, Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 788 milyon dolar artışla 80 milyar 59 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervler, 79 milyar 271 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.
Söz konusu dönemde altın rezervleri 81 milyon dolar artarak 41 milyar 374 milyon dolardan 41 milyar 455 milyon dolara yükseldi.
TCMB ekonomistler beklenti anketi eylül sonuçları
Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 59,46'dan 67,22'ye,
Yıl sonu dolar tahmini 29,82'den 30,14 TL'ye,
2024 yıl sonu döviz kuru beklentisi 34,58'den 37,26 TL'ye
Yıl sonu büyüme oranı yüzde 3.7'den yüzde 3.9'a yükseldi.