“Oğlumla güçlü bir bağımız var”
Kalkan'ın deniz sevgisi oğluna da geçmiş. Birkaç yıl önce uzun ve esnek dalgıç paletlerinden aldıklarını ve şnorkel ile 10-15 metre derinliklere dalarak su altı güzelliklerini keşfetmeye başladıklarını anlatan Kalkan, basketbol maçlarının da kendilerinin stres atma yeri olduğunu aktarıyor. "Takımımıza destek verirken baba oğul bu kadar güzel stres atabildiğimiz umudu, gerilimi ve coşkuyu bir arada yaşayabildiğimiz ender yerlerden. O nedenle basket maçlarının bizim için ayrı bir yeri ve değeri vardır" diyen Ataman Kalkan ile iş dışı hayatını konuştuk.
Nasıl bir ortamda büyüdünüz, çocukluğunuz nasıl geçti?
Denizci bir askerin çocuğuyum. O nedenle çocukluğum her 3-5 yılda bir şehir ve okul değiştirme ile geçti. Bir yandan da babam denizci asker olduğu için hep deniz kenarındaki şehirlerde yaşama fırsatı buldum. Aynı zamanda askeriyenin sosyal tesisleri, spor tesislerinden yararlanarak keyifli bir çocukluk geçirdim. Balık tutmayı, yüzmeyi ve basketbol, tenis oynamayı çok severdim. Balık tutmak muhteşem bir meditasyon.
Öğrencilik yıllarınızdan bahseder misiniz? İyi bir öğrenci miydiniz?
İlkokulda biraz yaramaz ve hareketli bir öğrenci idim. Sonra Anadolu Lisesi sınavlarında Kdz. Ereğli Anadolu Lisesi'ne iyi bir derece ile girdim. Ardından tayinimiz İzmir'e çıkınca İzmir 60. Yıl Anadolu Lisesi'ne geçtim. Orada çok yeniydim, çok zorlu sınavları olan ve sınıfın yarısını sınıfta bırakan matematik öğretmenimizin sınavından iyi not aldığımda öğretmenimiz Işık Ağar benim için, "Ataman çalışkan değil ama çok zeki bir çocuk" tarzında bir şey söylemişti. Hocam sağ olsun, o sözler hayatımda dönüm noktası oldu. O günden sonra kendimin daha farkında ve planını programını yapan bir öğrenci oldum. Liseyi Malatya Fen Lisesi'nde yatılı okudum. Üniversitede de Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ni kazandım. Gece gündüz basketbol oynamayı seven, yüzme, koşu vb. sporlarla da iç içe keyifli öğrencilik yıllarım oldu.
Bir gününüzü iş dışında nasıl geçiriyorsunuz?
Yoğun tempo ile çalışan bir yapım vardır. Çoğunlukla büyük resme konsantre olan, stratejist bir çalışma tarzını seviyorum. Günümü, ekiplerim ile birbirimizi geliştirdiğimiz, büyük resmi görerek şirketi nereye nasıl götürebileceğimize konsantre olduğumuz, sürekli iyileştirme ve büyüme stratejileri, dünyada ve Türkiye'deki rakiplerin analizleri, makroekonomik konjonktürü anlama ve bunlara göre strateji üretme çabaları içerisinde geçiyor.
İş dışında ailemle, dostlarımla vakit geçirmek keyifli oluyor. Daha çok evcimen bir yapım vardır. Oğlumun büyüme sürecinde evde ve çocuk parkında birlikte çokça aktiviteler yapardık. Şimdi 14 yaşında ve keyifli bir baba oğul beraberliğimiz var.
Ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz? Beraberken neler yapıyorsunuz, sürekli yaptığınız aktiviteler var mı?
Oğlumuzu büyütme sürecinde eşimin çok büyük yükler aldığını belirtmeliyim. Ben de hem kendisine yardımcı olmak hem de oğlumla keyifli vakit geçirmeye çok çaba gösterdim.
Ailece pazar sabahı dışarıda kahvaltılarımız bizim için çok değerlidir. Yaz tatillerini iple çekiyoruz, deniz kenarında keyifli tatiller bizim olmazsa olmazımız. Son dönemlerde çeşitli ülkeleri ve şehirleri de gezmeye başladık.
Hafta sonunu nasıl geçiriyorsunuz? Bir hafta sonu rutininiz var mı?
Daha çok dinleniyoruz. Elbette evin ihtiyaçlarını giderme telaşesi oldukça zaman alıyor. Ailede herkes çok tercih etmese de alışveriş merkezi rutinimiz var.
Çocuğunuz kaç yaşında, neler yapıyor, kaçıncı sınıfa gidiyor?
Oğlum Erim artık 14 yaşında, bir ergen. Gerçekten çok hızlı büyüyorlar… Şu an 8. sınıfa gidiyor. Sporcu ve okulunda da oldukça başarılı. 100 metre engelli ve 60 metre branşlarında yarışan bir atlet kendisi.
Baba-oğul neler yapmayı seviyorsunuz?
Beraber sohbet etmeyi dahi çok seviyoruz açıkçası, küçüklükten beri güreşmekten tutun, hayalci oyunlara kadar yığınla oyun oynamışızdır. Çok güçlü bir bağımız var. Beraber bir şeyler yapmak hayattaki en keyifli zamanlarımızdan oluyor.
Türkiye'nin farklı yerlerini gezme konusunda çokça planlar yapıyoruz. Pandemi sonrası bu hayallerimizi adım adım gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Fırsat buldukça oğlumla keşifler yapmaya çalışıyoruz.
Geçen yıl ilk kez bir karavan kiraladık ve hemen hemen sıfır plan ile yola çıktık. Gideceğimiz yere (Pissa Koyu) karavan almadıklarını, karavan parklarının aylarca önceden dolduğunu gidince öğrendik. Ama ne yapıp edip bir şeyler yarattık, bir karavan parkında kenarda bir yer ayarlayabildik ve tüm o zorluklara rağmen hayatın keyfini çıkarttık. Drone uçurmayı da seviyoruz, o nedenle karavan tatilinde drone uçurmak da çok keyifli oldu.
Ayrıca birkaç yıl önce uzun ve esnek dalgıç paletlerinden aldık ve şnorkel ile 10-15 metre derinliklere dalarak su altı güzelliklerini de keşfetmeye başladık.
Tüm bunların yanında basketbol maçları bizim stres atma yerimiz. Takımımıza destek verirken baba oğul bu kadar güzel stres atabildiğimiz umudu, gerilimi ve coşkuyu bir arada yaşayabildiğimiz ender yerlerden. O nedenle basket maçlarının bizim için ayrı bir yeri ve değeri vardır.
Şimdiye kadar unutamadığınız, en çok keyif aldığınız basketbol maçı hangisiydi?
Kasım 2023'te oynanan Fenerbahçe Beko-Real Madrid maçı olsa gerek. Tüm maç boyunca umut, gerilim ve coşku arasında gidip geldik. Sezonu namağlup götüren Real Madrid bizim evimizde oynuyordu ve maç uzatmalara kalmıştı. Son saniyede Guduric'in topu çalıp, Yam Madar'ın basketi ile 100-99 galibiyetle salon adeta volkan gibi patlamıştı.
Baba-oğul beraber de basketbol oynar mısınız? Veya beraber yaptığınız sporlar var mı?
Spor salonunda fitness ve ağırlık çalışmalarında beraber bir şeyler yapıyoruz. Daha çok Erim bana hareketleri ve tekniği öğretiyor.
Seyahat etmeyi sever misiniz? Ne sıklıkla seyahat edersiniz? Şimdiye kadar kaç ülke/şehir gezdiniz?
Seyahat etmeyi çok seviyorum, imkanlar dahilinde seyahat etmeye, yeni kültürleri keşfetmeye, tarihi yerleri görmeye, farklı lezzetleri tatmaya ve doğanın güzelliklerini deneyimlemeye çalışıyorum. Rutin hayattan kaçmak ve kişisel gelişim için yeni perspektifler kazanmak adına da önemli bir motivasyon sağladığına inanıyorum.
Şimdiye kadar 20 ülke, 30'a yakın şehir gezmişimdir. Yılda birkaç kere yurtdışına çıkabilme fırsatı yaratmaya çalışıyoruz…
Seyahat ederken nelere dikkat edersiniz? Gideceğiniz yerleri hangi kriterlere göre seçiyorsunuz?
Ülkeleri ve kültürleri tanımayı seviyoruz. Mevsimi doğru ayarlamaya çalışıp görmediğimiz ülkeleri ziyaret etmeye çalışıyoruz. Bu aralar çok uzaklara seyahatler yerine ailece daha yakınlara çoğunlukla Avrupa'ya seyahatler planlıyoruz.
Bir kültür gezisi planını nasıl yaparsınız? Kültürel bir gezi yaparken nelere odaklanırsınız?
Eşim bolca araştırma yapar, şehri ve her detayını araştırmayı sever. Ek olarak şehre gitmeden önce gezginlerin o ülke ve şehir gezilerini izliyoruz. Bu sayede daha gitmeden heyecanımız artıyor. Kültürlerini, yaşam tarzlarını anlamaya çalışmak heyecan verici oluyor. Aynı zamanda ülkelerin kendi lezzetlerini tadabileceğimiz iyi restoranları da bulmaya çalışırız.
Geziniz esnasında yanınızda bir kitapçık, harita taşır mısınız?
Her şey cep telefonu üzerinden tamamen dijital gerçekleşiyor. Dijital bir şirket CEO'sunda olmasını beklediğiniz gibi.
Antik şehirleri gezmeyi sever misiniz? Büyülendiğiniz bir antik kent oldu mu?
Roma, antik tarihin canlı bir müzesi gibi, Colosseum ve Pantheon gibi yapılarla büyüleyici bir şehir. Her köşesinde Roma İmparatorluğu'nun izlerini taşıyor. Şehir sanat, kültür ve tarihle dolu sokaklarıyla eşsiz bir atmosfer sunuyor. Lezzetli mutfağı ve özellikle iyi yapılmış bir Carbonara'nın benzersiz lezzeti tekrar oraya gitmek için beni çok cezbediyor.
Şimdiye kadar sizi kültürüyle etkileyen bir ülke oldu mu?
Evet kesinlikle, tartışmasız bir şekilde Japonya ve Japon kültürü. Birkaç örnek vereyim; Japonlar, saygı, disiplin, toplumsal uyum ve alçakgönüllülük gibi değerlere büyük önem verir; bu, günlük yaşamda "ojigi" (eğilerek selamlaşma) gibi alışkanlıklarda kendini gösteriyor. Japon kültüründe "wa" (uyum), toplumun temel taşıdır. Bireyler, grup çıkarlarını bireysel isteklerin önüne koyar.
Çay seremonisi, 16. yüzyılda Sen no Rikyu tarafından sistemleştirilmiştir ve bir fincan çayın hazırlanışı, sunumu ve içilmesi sırasında meditatif bir deneyim sunar. Her alanda (yemek sunumundan mimariye) estetiğe ve mükemmeliyete odaklanır.
Hayatı seremoni şeklinde yaşamaları ve bireysel çıkarlar yerine toplumu ileri götürecek bakışa sahip olmaları şehirleşmiş dünyada çok sık rastlanan bir yaşam tarzı değildir.
Aileniz kültürel gezi planınıza ayak uyduruyor mu?
Evet her zaman ayak uyduruyor. Hatta kültürel gezi rehberimiz genelde eşim oluyor. Ben derin araştırmaları sevsem de kendisi bu konu da benden daha iyi yönlendirebiliyor.
Peki gittiğiniz yerlerden objeler toplar mısınız?
Oğlumun plaka koleksiyonu var. Her şehirden güzel plakalar topluyor. Eşim sembolik ve şık objeler alıyor.
AI ÖĞRENME HIZIMI ARTIRDI
AI şu anda beni aşırı heyecanlandırıyor. Son zamanlarda akşamlarım AI araçlarına derin araştırma yapmakla ve dünyayı daha da derin bir şekilde çok hızlı keşfetmekle geçiyor. Şunu keşfettim ki 2 gün toplam 5 saat boyunca yaptığım araştırmayı AI araçlarına doğru bir şekilde sorduğumda bana 3-4 dakikada yapabiliyorlar. Bu nedenle öğrenme hızım son aylarda çok ciddi arttı. O nedenle tam da aynı yıllarda yaşamak isterdim.
KISA KISA
Şimdiye kadar unutamadığınız bir kitap: Barbarlar Kapıda
İstanbul'da en huzurlu mekan: Boğaz kenarındaki herhangi bir yer
Hangi yıllarda yaşamak isterdiniz: Yaşadığım yıllardan çok memnunum
Türkiye'de en sevdiğiniz şehir: Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği İzmir
Yurt dışında en sevdiğiniz şehir: Dubrovnik
Çocukken en sevdiğiniz yemek: Etli patates yemeği
Çay mı kahve mi: Aslında kahveydi ama artık bazı nedenlerden az ve öz çay
Gece yolculuğu mu gündüz yolculuğu mu: İkisi de ayrı ayrı keyifli.