İstanbul’un kültür hazinesine yeni bir soluk


Sanat dünyasında uluslararası bir başarı hikayesi yazan Miart Gallery London, şimdi de istanbul’da sanatseverlerle buluşuyor. 2019 yılında londra’da kurulan ve kısa sürede küresel sanat sahnesinin önde gelen oyuncularından biri haline gelen galeri, şimdi şehirdeki iki yeni mekanıyla sanatseverlerin karşısında. İrem Deniz’in kurucusu olduğu galerinin istanbul’da sanatseverlerle buluşturduğu isim ise dünyaca ünlü sanatçı Lorenzo Guinn. Anthony Guinn’in oğlu olan sanatçının bronzun yeni çağı adlı sergisinde yer alan 80 eseri görmek için ay sonuna kadar vaktiniz var… . İlker Gezici
Miart Galeri'nin İstanbul çıkarması, yalnızca fiziksel bir genişleme değil, aynı zamanda uluslararası vizyonunu bu topraklara taşıyan bir kültür köprüsü. Four
Seasons Hotel İstanbul ve Four Seasons Residence'ta açılan yeni galeriler, dünya çapında tanınan İtalyan heykeltıraş Lorenzo Quinn'in solo sergisiyle kapılarını açtı. Tam 80 parçadan oluşan bu sergi, Quinn'in bugüne kadarki en büyük solo sergisi olma ünvanını taşıyor.
FELSEFİ ANLATIM
İrem Deniz, bu girişimi "İstanbul'a ve Türkiye'ye sanat adına yürekten inanıyorum" sözleriyle özetliyor. Londra'da yakaladıkları uluslararası başarıyı, İstanbul'un kültürel dokusuyla birleştirmenin hayalini gerçeğe dönüştüren Deniz, "İstanbul başlı başına bir sanat eseri. Bir Türk kadını olarak kendi ülkeme, İstanbul'a değer katmak benim için büyük bir gurur. Bu galeri ve burada ağırlayacağımız global sanatçılarla İstanbul'un dünya sanat arenasında hak ettiği yere gelmesine bir katkım olursa ne mutlu bana" diyor. Deniz, İstanbul'daki galeri açılışını Quinn ile gerçekleştirme sebebini ise şöyle açıklıyor: "Uluslararası sanat danışmanlığı kariyerimde, bu kadar geniş bir yelpazeye aynı anda hitap edebilen sanatçı çok az gördüm. Türkiye'deki sanat izleyicisiyle onu buluşturmak, bu hayalin en anlamlı karşılığı oldu. İstanbul, Lorenzo'yu dünyada en çok takip eden ikinci şehir. Bu da onun İstanbul'daki sanatseverlerle buluşmasının ne kadar isabetli bir karar olduğunu gösteriyor."
Özellikle Venedik Bienalleri'nde büyük ölçekli çalışmaları ile ilgi toplayan Quinn'in eserleri, izleyicilere sevgi, birlik ve insanlık mesajlarıyla dokunurken, fiziksel anlamda da sanatın matematiksel dengesini gözler önüne seriyor. Kendi ağırlık merkeziyle ayakta duran heykeller, görsel zarafet ve teknik ustalığın birleşimini simgelerken, aynı zamanda derin bir felsefi anlatım sunuyor. Eller temalı ünlü 'Building Bridges' (Köprüler Kurmak) heykeliyle tanınan sanatçı, İstanbul'da da bu sembolü hayata geçirmek istiyor ve şu vurguyu yapıyor: "Sanat sokakta yürüyen herkes için var. İstanbul'da da sanat yerleştirilebilecek çok güzel yer var. Özellikle Dolmabahçe Sarayı'na büyük ölçekli bir eser yapmak isterim. Orası adeta bunun için tasarlanmış gibi. Atatürk Kültür Merkezi'nin önündeki meydan da kamusal sanat için harika bir alan. Şehir, kamusal sanatla buluşmaya fazlasıyla hazır."
Quinn'in "Bronzun Yeni Çağı" isimli sergisinde yer alan eserlerini görmek, yalnızca bir sanat sergisi ziyaretinden daha fazlası… Bu deneyimi yaşamak için ay sonuna kadar vaktiniz var, elinizi çabuk tutun...
Rahmi Aksungur'un Retrospektifine Yolculuk
Rahmi Aksungur, heykelin olanaklarını keşfetmekle yetinmeyen, onunla mekan, çevre ve ölçek ilişkisi kuran bir sanatçı olarak heykel sanatına getirdiği yenilikçi yaklaşımıyla tanınıyor. Bronz, ahşap ve taş gibi farklı malzemeleri ustalıkla kullanan sanatçı, özellikle ızgara (grid) formunu hem yapısal bir araç hem de sanatsal bir ifade biçimi olarak eserlerine yansıtıyor. Aksungur'un heykelleri, geçmişin geleneklerini ve mitolojik ögeleri modern bir estetikle harmanlayarak izleyiciye düşünsel bir deneyim sunuyor.
Sanatçının eserleri, geçmişle gelecek arasında kurduğu köprüyle dikkat çekiyor. Mitolojik figürlerle gündelik nesneleri aynı düzlemde buluşturan işleri, izleyiciyi tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir dünyaya taşıyor. Bu yaklaşım, izleyiciyi yalnızca bakan değil, düşünen, soran ve hatırlayan bir özneye dönüştürüyor. Sergiyle eş zamanlı olarak yayımlanan katalog, sanat tarihçisi Doç. Dr. Fırat Arapoğlu'nun titiz kalemiyle hazırlanmış. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan bu kitap yalnızca bir sergi rehberi değil, Aksungur'un sanat pratiğine dair kapsamlı bir kaynak niteliğinde.
14 Temmuz'a kadar ziyaret edilebilecek olan sergi, sanatçının yaratıcı gücünü ve sanatsal mirasını keşfetmek isteyen tüm sanatseverler için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.