Trumponomics etkisi

04:25 - 17.07.2025, Perşembe

ABD başkanı Trump’ın ekonomik politikalarına ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik riskler nedeniyle piyasalarda yukarı yönlü ivme bozuldu. kısa vadede ise belirsizliklerin azalması zor. uzmanlar, altın gibi değerli metallerde güçlü duruşun süreceğini öngörürken, borsada daha temkinli bir beklenti hakim. Ayfer Arslan

Dünya ekonomisi ilginç bir dönemden geçiyor. Jeopolitik riskler ve ekonomik durgunluk endişelerinin gölgesinde geçen 2025 yılına ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Trumponomics' olarak adlandırılan kafa karıştırıcı ekonomi politikaları damgasını vuracak gibi görünüyor. Trump'ın göreve gelir gelmez ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergilerini artıracağına ilişkin söylemleri, daha korumacı politikalar izleyeceğini açıklaması, ardından ilk baştaki sert politikalarından geri adım atması kafaları karıştırıyor. Trump'ın bu belirsiz tutumu ister istemez piyasalar açısından da öngörülebilirliği azaltıyor.

Gümrük vergilerinden kaynaklı karmaşıklığın yanı sıra jeopolitik gerginlikler de henüz ortadan kalkmış değil.

Üç yıldır devam eden Rusya-Ukrayna savaşının barış ile sonuçlanma umudu doğsa da İsrail-Filistin gerginliği devam ediyor. Üstelik buna ek olarak Hindistan-Pakistan gerginliği de gündeme bomba gibi düştü. Bütün bu gelişmelerin piyasaları etkilemesi kaçınılmaz. Yatırımcılar ise olası ekonomik durgunluklar, para birimlerindeki dalgalanmalar ve kalıcı enflasyon ihtimallerine karşı güvenli liman olarak adlandırılan altın gibi yatırım araçlarına yöneliyor.

Peki yıl sonuna kadar piyasalarda nasıl bir seyir bekleniyor? Para piyasalarının seyrinde hangi faktörler etkili olacak? Faiz, döviz, altın ve borsada yıl sonuna ilişkin beklentiler neler? Yatırımcılar ekonomik ve siyasi belirsizliklerin gölgesinde nasıl bir yol haritası izlemeli? INBUSINESS okurları için bütün bu soruları yatırım şirketlerinin yetkililerine yönelttik.

YUKARI YÖNLÜ İVME BOZULDU

RePie Portföy Genel Müdürü Altuğ Dayıoğlu'na göre, 2025 yılı ve sonrasında uluslararası ticaretin dinamikleri ve ABD'nin gümrük tarifeleriyle ilgili aldığı aksiyonlar piyasaları şekillendirecek en önemli faktörler olacak. Olası ticaret savaşları doğal olarak küresel ekonomik büyümeyi de yavaşlatacak. ABD-Çin arasındaki siyasi ve ekonomik gerilimler, küresel piyasalarda önemli bir etki yaratmaya devam edecek. Jeopolitik alanda ise Hindistan ve Pakistan arasındaki askeri gerginliğin dikkatle izlendiğini belirten Dayıoğlu, bunun yanı sıra, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, özellikle AB için sıcak bir konu olmayı sürdürdüğüne işaret ediyor.

Türkiye açısından ise enflasyon oranları ve faiz indirimi kararları, ülke ekonomisinin hangi yönde evrileceğini belirleyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Tüm bu gelişmeleri yakından takip etmenin büyük önem taşıdığının altını çizen Dayıoğlu, öncelikle ABD'nin ekonomi politikaları doğrultusunda ciddi bir arz şoku yaşanma olasılığına dikkat çekerken şunları ekliyor: "Bu durumun, ABD ekonomisinde yaratacağı dalgalanmaları henüz tam olarak gözlemleyemedik. Fiyatlar üzerindeki artış etkilerini ise şu an için tahmin etmek güç. Çünkü diğer ülkelerin nasıl bir tepki vereceği hâlâ belirsiz. ABD ekonomisi büyük ölçüde tüketim odaklı büyüyor ve kısa vadede, marketlerde bazı ürünlerin eksildiğini görmek olası. Bu gelişmeler, son 3-4 yıldır gördüğümüz yukarı yönlü piyasa ivmesini bozmuş durumda. Artık bölgesel ekonomilerin birbirinden ciddi şekilde ayrıştığı bir dönemdeyiz. Bu sebeple, ABD piyasaları öncülüğünde gelişen sermaye piyasalarında keskin ayrışmaların yaşanması ihtimali artıyor."

PİYASALARDA YÖN ARAYIŞI SÜRECEK

Trump'ın başkanlık görevine hızlı bir giriş yaptığına işaret eden İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül ise şu çarpıcı tespitte bulunuyor: "Ticaret savaşlarını ayyuka çıkardı. Çeşitli ülkelere gümrük vergisini artırırken, para politikalarına ilişkin yorumlar yapmayı da ihmal etmedi. Gümrük vergilerinin etkilerinin ABD enflasyonunu yukarı götürebileceği aşikar ki son zamanlarda Trump'ın geri adım attığını da görebiliyoruz. Belirsizlik ortamı riskli varlıklardan çıkışları hızlandırıyor. Kısa vadeli bu belirsizlik ortamı sürecek gibi gözüküyor. Piyasaların da belirsizliği sevmediğini düşünürsek yön arayışı devam edecek gibi duruyor."

10 YIL ÇALKANTILI GEÇECEK

Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kerem Aksoy, küresel anlamda oldukça farklı bir konjonktürden geçtiğimizin altını çizerek piyasalar açısından olası riskleri şöyle sıralıyor: Ülkeler arası çatışmalar, ticaret savaşları, aşırı ve düzensiz hava olayları, jeoekonomik çatışmalar, müdahaleli bilgi, toplumsal kutuplaşma. Bu başlıklar altında aslında önümüzdeki 10 yılın oldukça çalkantılı ve oynak geçeceğine yönelik görüşlerin ağırlık kazandığını söyleyen Aksoy, "Trump'ın yeni başkanlık dönemiyle beraber ülke korumacılığını ön plana alarak agresif adımlar attığını görüyoruz. İlerleyen dönemde piyasa tepkilerine karşı bu düzeyi nasıl ayarlayacağı konusu ön plana çıkacak. Özellikle Fed'in sözlü yönlendirmelerinde sıklıkla dile getirdiği "belirsizlik" kavramının önümüzdeki dönemde azalarak devam etme riskini göz önüne aldığımızda finansal piyasalardaki portföy çeşitlendirmesini konjonktüre uygun yapabilmenin önemi daha da artıyor. Yakın dönemde Powell'ın Fed'in politika çerçevesi ve iletişim dilini değiştirmeye başlayacağına ilişkin söylemleri küresel merkez bankalarına da ışık tutacak" diyor.

Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş. İş Geliştirme Bölüm Müdürü Doğukan Çiçek de öncelikle ABD'nin başlattığı ticaret savaşlarının, küresel ticarete ilişkin risklerin daha da artabileceğine işaret ettiğine vurgu yaparak "Bu gelişmelere paralel olarak, ABD ekonomisinde resesyon kaygılarının artması ve Trump'ın doğrudan Fed Başkanı'nı hedef alarak bu konuda somut adımlar atması, piyasalardaki risk iştahını azaltmaya devam edecek gibi görünüyor" diye konuşuyor.

Öte yandan Çiçek'e göre, Orta Doğu'daki gerginliklerin azalmadığı, aksine daha da tırmandığı bir ortamda, jeopolitik tansiyonun yükselmesi, piyasalar tarafından dikkatle fiyatlanıyor.

FAİZ KARARLARI İZLENECEK

Bulls Yatırım Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Barışık'a göre ABD ve Çin arasındaki ticaret ilişkilerinin yeniden şekillendiği bir dönemdeyiz. Geçtiğimiz haftalarda her iki tarafın da olumlu mesajlar vermesi, küresel piyasalarda kısa vadeli bir rahatlama sağladı. Barışık, yılın ikinci yarısında ise jeopolitik risklerin etkisi ve merkez bankalarının attığı adımların yatırım kararlarında belirleyici olacağını dile getiriyor. Yurt içinde ise Merkez Bankası'nın TL'yi destekleyici sıkı para politikası, küresel borsalardaki toparlanma eğilimine tam anlamıyla katılımı sınırlasa da yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüşün süreceğini ve olası faiz indirimleriyle birlikte Borsa İstanbul'da daha güçlü fiyatlamalar görüleceğini tahmin ediyor.

Piyasaların seyri açısından yurt içi tarafta ise faiz ve enflasyon konularının gündemde kalmaya devam edeceği görüşünde olan İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül'e göre, TCMB politika faizinin 350 baz puan artışla yüzde 46'ya yükseltmesiyle enflasyon beklentileri kısmi de olsa yukarı yönlü revize edildi. Zirai don kapsamında gıda tarafındaki arz sıkıntısı neticesinde fiyatlamaların yukarı gitmesi durumu enflasyon verilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu kapsamda da piyasalar TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın enflasyon ve faiz mesajlarına odaklanmış durumda. Yılın ikinci yarısından sonra faiz indirimlerinin anlık konjonktürde devam edebileceğini öngören Akgül, makro verilerin yanı sıra yurt içinde siyasi gelişmelerin de yabancı yatırımcı ve kredi derecelendirme kuruluşları tarafından takip edileceğini savunuyor.

GÜVENLİ LİMANLARA GEÇİŞ

Peki, bütün bu belirsizliklerin ışığında piyasalarda yıl sonuna ilişkin beklentiler neler? Yatırım şirketlerinin yetkilileri, jeopolitik gerginliklerin devam etmesi ve ticaret savaşlarındaki belirsizliklerin güvenli limanlara geçişleri artırabileceği görüşünde. Altuğ Dayıoğlu'na göre, emtia tarafında zor bir dönem bizi bekliyor. Enerji fiyatlarındaki zayıflama devam ederken, tarımsal ürünler üzerindeki ticaret savaşlarının etkisi belirsiz. Değerli metaller ise hem ekonomik hem de jeopolitik sebeplerle güçlü duruşlarını sürdürecek. Ancak, altın fiyatlarında son dönemde hızlı bir artış yaşandı ve bu süreç, dalgalı hareketlerle devam edebilir. Altın güvenli liman statüsüyle öne çıkmaya devam etse de içinde bulunduğumuz belirsizlik ortamı başka değerli metaller ve stratejik emtialar açısından da fırsatlar sunuyor. Özellikle gümüş ve platin gibi metallerin ön plana çıkma potansiyeli oldukça yüksek.

Borsalar ise, makroekonomik haberlerden ziyade mikro ölçekteki gelişmelere daha duyarlı hale gelmiş durumda. Dayıoğlu, bu nedenle, yatırımcıların doğru şirketlerin hisselerinde pozisyon almasının daha mantıklı bir yaklaşım olacağı görüşünde. Aksoy ise, hali hazırda devam eden yüksek faiz oranlarının, bozulan bilanço yapıları ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin yakın vadede hisse senetleri piyasasını baskıladığını belirtiyor. Yatırımcıların riskli grup olarak nitelendirilen hisse senetlerine yönelmesi için faiz oranlarının normalleşmesi, enflasyonun hedeflenen patikada ilerlemesi, TCMB'nin döviz rezervleri noktasında yeniden dengeye gelmesi gerektiğini düşünüyor.

Uzmanlara göre, dövizin seyrinde ise ticaret savaşlarının şiddeti belirleyici faktör olacak. Yurt içinde ikinci yarıdan itibaren faiz oranlarının düşmeye devam etmesi beklense de enflasyonun kontrol altına alınamaması veya aylık bazda enflasyon eğiliminin bozulmasının faiz indirimlerini öteleyebileceği de düşünülüyor. Yıl sonunda enflasyon beklentisini yüzde 31,5 olarak açıklayan Aksoy, politika faiz beklentisinin ise yüzde 38,5 seviyesinde olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar bütün bu belirsizlikler çerçevesinde tek bir varlık sınıfına odaklanmak yerine yatırımcıların risk algısına uygun portföyünü çeşitlendirmesini öneriyor. Özellikle altın ve gümüş gibi değerli metallerin mutlaka portföylerde bulundurulması gerektiğini belirten uzmanlar, şu sıralar faiz getirisi nedeniyle para piyasası fonlarının da cazip olduğunu ifade ediyor.

PİYASALARDA 2025 YIL SONU BEKLENTİLERİ

BORSA: Yüksek faiz oranları, bozulan bilanço yapıları ve küresel piyasalardaki belirsizlikler pay piyasalarını baskılıyor. Faiz oranlarının düşmesi ve belirsizliklerin kalkmasıyla borsaya olan talebin artması bekleniyor. Piyasaların yıl sonu BİST 100 endeks beklentisi ise 14 bin ile 15 bin arasında değişiyor.

DÖVİZ: TL'nin genel anlamda, enflasyonla paralel olarak değer kaybetmesi ve reel anlamda değerlenme sürecinin sonlanması bekleniyor. Çapraz kurlarda ise, ticaret savaşları şiddeti belirleyici faktör olacak. ABD doları için daha zayıf bir görünüm bekleniyor. Dolar TL'de yıl sonu beklentisi 42-44 TL arasında değişiyor. EUR/TL için ise paritenin sabit kalması durumunda 48-49 TL aralığında bir değer bekleniyor.

FAİZ: Yurt içinde, faiz oranlarının ikinci yarıda, başka bir politik şok yaşanmadığı takdirde, düşmeye devam etmesi bekleniyor. Enflasyon oranının yüzde 30 civarına yaklaşması ve yüzde 2,5 ile yüzde 5 arasında bir reel faiz verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, TCMB'nin gösterge faizini yaklaşık yüzde 35-36 seviyelerine (±%2.5 marjlı tahminle) indirmesi olası görünüyor.

ALTIN: Değerli metaller hem ekonomik hem de jeopolitik sebeplerle güçlü duruşlarını sürdürmeye devam edecek. Özellikle merkez bankalarının alımları, mevcut belirsizlikler ve riskler altın tarafını ön plana çıkartıyor. Ons altında yeni rekorlar beklentisiyle yıl sonuna kadar 3 bin 500 dolar ile 4 bin dolar arasında bir hareket bekleniyor. Gram altında yıl sonu beklentisi ise 5-6 bin TL arasında.

KRİPTO: Kripto varlıklar, risk iştahının arttığı dönemlerde yükseliyor. NASDAQ ve diğer borsalardaki yön, kripto varlıkların fiyatlamasını da etkileyecek. Fed faiz indirimlerine başlarsa, Bitcoin'de 150 bin dolar seviyelerinin görülmesi olası. 2025 yılı içinde Bitcoin rallisi altcoinlere de yayılırsa yüzde 50 ile 100 arasında getiriler bekleniyor.

Konjonktüre uygun enstrüman seçin

Her dönemin ayrı bir hikayesi var ve bu hikayelerden olumlu ya da olumsuz etkilenebilecek sektör ve hisseler oluyor. Hikayelerden olumlu etkilenebilecek sektörler iyi analiz edilmeli. Yatırımcılar hisse senedi seçimi yaparken; büyüme odaklı şirketler, temeli ve tekniği güçlü şirketleri portföylerinde bulundurmaya özen göstermeli. Sadece hisse senedi için değil, konjonktüre uygun enstrüman seçilmeli. Eğer yatırımcının kafası karışık ise yatırım yaptığı aracı kurumdan destek almasında yarar var. Ayrıca momentumu düşük volatilitesi yüksek piyasalarda yükselişlerde fazla cesaretli, düşüşlerde fazla panik olunmamalı. Naçizane tavsiyem ise kredili işlemlerden uzak durulması yönünde.

Tarkan Akgül

İnfo Yatırım Genel Müdürü

Uzmanlara göre, 2025 yılı ve sonrasında uluslararası ticaretin dinamikleri ve ABD'nin gümrük tarifeleriyle ilgili aldığı aksiyonlar piyasaları şekillendirecek en önemli faktörler arasında.

Tek bir varlığa odaklanmayın

Yatırımcıların, tek bir varlık sınıfına odaklanmadan, risklerini çeşitlendirebileceği çoklu varlık dağılımlarıyla pozisyon alması gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomik şokların piyasalar üzerindeki negatif etkileri oldukça güçlü olabilir. Bu yüzden yatırımcıların olası şoklara karşı hazırlıklı olmaları önemli. Yurt içinde, iyi yönetilen değişken fonlar, altın fonları ve faizli/kar paylı enstrümanlar arasında dengeli bir portföy oluşturmak, risk yönetimi açısından doğru bir strateji olacaktır.

Altuğ Dayıoğlu

RePie Portföy

Genel Müdürü

Para piyasası fonları öne çıkıyor

Mevcut konjonktürde yatırımcıların portföy çeşitlendirmesine ağırlık vermesi gerektiğini değerlendiriyoruz. An itibarıyla öne çıkan fon türlerinin para piyasası fonları, altın fonları, risk seviyesi düşük serbest fonlar ve serbest döviz fonlar olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla yatırımcılar kendi risk algılarına göre portföy çeşitlendirmelerini yaparken bu doğrultuda değerlendirme yapabilirler. Yatırımcıların oluşturdukları portföyleri belli aralıklarla profesyonel destek alarak konjonktüre uygun varlık gruplarına dağıtmaları da önem arz edecektir.

Kerem Aksoy

Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı Genel Müdür Yardımcısı

Kriptoda volatilite yüksek kalacak

Yılın ilk çeyreğinde güvenli liman arayışıyla 3 bin 400 dolar seviyesine kadar yükselen ons altın, risk iştahındaki artışla birlikte bir düzeltme sürecine girmiş durumda. Küresel risklerin azalması ve barış süreçlerindeki olumlu hava devam ettikçe, ons altında geri çekilmelerin sürmesi beklenebilir. Ancak jeopolitik gelişmelerin seyrine göre altın fiyatlarında yılın kalanında yeni zirveler denenebilir. 2025 Nisan ayında 74 bin dolara kadar gerileyen Bitcoin, yatırımcı ilgisinin yeniden canlanmasıyla 100 bin dolar seviyesini aşarak kritik eşik üzerinde kalıcı olma eğilimi gösteriyor. Kurumsal yatırımcıların kripto varlıklara olan ilgisi artarken, volatilite yüksek kalmaya devam ediyor.

Murat Barışık

Bulls Yatırım Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Küresel ekonomik belirsizliklerin yanı sıra yurt içinde enflasyon oranları ve faiz indirimi kararları, piyasaların yakın takibinde olacak.

BİZE ULAŞIN