AbbVie, Genişleyen Portföyüyle Hastaların Yaşamlarında İz Bırakıyor


2020'de Allergan'ın bünyelerine katılmasıyla beraber immünoloji, hematolojik onkoloji, nörolojik bilimler, göz sağlığı, spesifik farma ve medikal estetik alanlarında lider konuma gelen ve önümüzdeki sene 10. yılını kutlayacak olan AbbVie Türkiye'nin Genel Müdürü Hüsemoğlu, " AbbVie'de fark yaratan en önemli özelliğimiz, hastaların yaşamlarında iz bırakma vizyonumuz" dedi.
Yenilikçi ilaçlar üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarla adından söz ettiren Türkiye'nin önde gelen biyofarma firmalarından AbbVie Türkiye'nin Genel Müdürü Dr. Mete Hüsemoğlu ile hastaların hayatında fark yaratan uygulamalarını konuştuk.
- Günümüzde geleceğe yeni bir perspektiften bakabilen liderler, vizyoner liderler olarak tanımlanıyor. 10 yıldır sağlık sektörünün vizyoner firmalarından biri olarak bilinen AbbVie Türkiye'nin Genel Müdürü Dr. Mete Hüsemoğlu'nu kısaca tanıyabilir miyiz?
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Kısa bir hekimlik deneyimi ve zorunlu hizmetimin ardından 27 yılı aşkın bir süredir ilaç sektöründe farklı yöneticilik görevleri üstlendim. 2012 yılından beri AbbVie Türkiye Genel Müdürü olarak çalışıyorum. Ayrıca 2016-2017 yılları arasında ve 2019 yılından bu yana Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorum.
- Ciddi sağlık sorunlarının çözümüyle ilgili çalışan AbbVie hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Biz hastalar için güçlü ve yenilikçi ilaçları keşfetmeye, geliştirmeye ve sağlamaya kendini adamış araştırma odaklı global bir biyofarma şirketiyiz.
2013 yılında kurulduğumuz günden bu yana, Ar-Ge'ye 50 milyar dolardan fazla kaynak ayırdık. Bugün dünyada 70'ten fazla ülkede 50.000 çalışanımız var ve yaklaşık 20 ülkede ileri teknolojiye sahip araştırma geliştirme ve üretim tesislerimiz bulunuyor. 30'dan fazla ürünümüz ile 175'i aşkın ülkede 60'tan fazla hastalığın tedavisine yardımcı oluyoruz ve potansiyel yeni ilaçlara yönelik güçlü bir araştırma geliştirme programı yürütüyoruz. AbbVie'nin araştırma programlarında, bireysel olarak veya farklı iş birlikleriyle geliştirdiği 90'dan fazla molekül, cihaz veya endikasyon yer alıyor.
2020 yılında Allergan'ın AbbVie'ye katılması ile birlikte genişleyen portföyümüzle immünoloji, hematolojik onkoloji, nörolojik bilimler, göz sağlığı, spesifik farma ve medikal estetik alanında lider bir şirket haline geldik. 2021 yılı global satış hacmimiz 56.2 milyar ABD dolarına ulaştı.
- Araştırma odaklı bir biyofarma şirketi olan AbbVie, hastaların hayatında 10 yıldır tedavilerin ötesinde fark yaratıyor. AbbVie'nin Türkiye'de fark yaratan ürün portföyü ve çözümleri neler?
2013 yılında kurulduğumuzda Türkiye'de yaklaşık 167 çalışanı olan küçük bir aileydik. Bugün 480 kişi ile geniş bir portföyü yöneten, kültürünü birlikte inşa ettiğimiz insan odaklı bir şirketiz. 10 yıldan bu yana büyüyen portföyümüz ve tedavi alanlarımız ile sağlık mesleği mensupları için birçok bilimsel projeyi ve eğitim programını hayata geçirdik. AbbVie'de fark yaratan en önemli özelliğimiz, hastaların yaşamlarında iz bırakma vizyonumuz. Bu vizyon ile faaliyet gösterdiğimiz alanlarda hekim ve hasta dernekleri ile iş birlikleri yaparak topluma yönelik bilinçlendirme çalışmalarını destekledik. Ayrıca ülkemizde immunoloji, hematoloji/onkoloji ve göz sağlığı alanında 39 global klinik araştırma yürütüyoruz.
10. yılımızda göz sağlığı alanında yürüttüğümüz yerel üretim projemiz kapsamında başlıca göz sağlığı ürünlerimizden bazılarının Türkiye'de üretimine başlıyoruz. Çok önemli bir global teknoloji transferi olan bu yatırım kapsamında, bazı göz damlalarımızı Abdi İbrahim İlaçları'nın İstanbul'daki tesislerinde üreteceğiz. Bu projeyi Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü kuruluş yılı olan 2023 yılında hayata geçirmekten mutluyuz.
- AbbVie, 8. kez "Türkiye'nin En İyi İşvereni" seçildi. Şirketin bu başarıyı elde etmesi hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız? Ayrıca, çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramlarını şirket kültürüne nasıl entegre ediyorsunuz?
AbbVie Türkiye olarak Great Place To Work Enstitüsü (GPTW) tarafından 8 yıldır üst üste Türkiye'de ve ilaç sektöründe "En İyi İşveren" seçilmemizin yanı sıra 2015 yılından bu yana her yıl art arda çeşitli kategorilerde toplam 26 ödüle layık görüldük. AbbVie'yi tüm çalışanlarımız için çalışılacak en iyi işyeri yapma konusunda büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Bu başarının temelinde önyargılardan uzak, herkesin fikirlerini yüksek sesle dile getirebildiği, zihinsel ve ruhsal olarak kendini güvende hissettiği bir şirket kültürünün olduğuna inanıyorum.
Kapsayıcı bir kültür yaratmak, organizasyonların uzun dönemli başarısında kritik bir öneme sahip. Çeşitlilik ve kapsayıcılık yaklaşımını daima odağımızda tutuyor ve tüm çalışanlarımızın özgün kimlikleriyle varlık gösterdikleri bir çalışma ortamı sunmayı, cinsiyet eşitliğini ve kadın istihdamının artmasını önemsiyorum. Şu anda AbbVie Türkiye'de çalışanlarımızın yüzde 46'sı kadın, yüzde 54'ü erkek olmak üzere dengeli bir dağılıma sahip. Yönetim ekibimizin yüzde 69'u, liderlik rollerimizin ise yüzde 51'i kadın çalışanlardan oluşuyor. Bu yaklaşımımız sayesinde GPTW tarafından; 2017 yılında "Fırsat Eşitliği ve Kadınların Desteklenmesi" özel ödülü, 2020 yılında "Kadınlar İçin En İyi İşyeri" kategorisinde ikincilik ödülü ve 2021 yılında "Kadınlar için En İyi İşyeri" özel ödülüne layık görülmek mutluluk ve gurur verici.
Farklı jenerasyonların bir arada çalıştığı organizasyonlarda, çeşitliliği destekleyen vizyoner bir liderlik yaklaşımının öneminden söz etmeden geçemeyeceğim. Bugün birçok bireysel faktör, çalışanların nasıl öğrendiğini ve gelişimini etkiliyor. Başarılı liderliğin bu motivasyonları anlayabilmekten geçtiğine inanıyorum. Bu fikirden yola çıkarak, 30 yaş altı çalışanlardan oluşan ve şirketimizin geleceğine ışık tutacak öneriler sunan bir "Genç Danışma Kurulu" kurduk. Organizasyonumuza genç yetenekleri kazandırmak için ise "Fresh', "Xperience" ve "FreshMED" gibi çeşitli staj, yeni mezun işe alım ve gelişim programları yürütüyoruz.
Bunun yanı sıra, Türkiye'nin en iyi işverenlerinden biri olarak çalışan çeşitliliğimiz kadar çalışanlarımızın zihinsel ve ruhsal iyilik halini desteklemek, bizim için önemli bir öncelik. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz AbbVie Vitality programı ile tüm çalışanlarımıza ve aynı evi paylaşan aile üyelerine ücretsiz psikolojik destek imkanı sağlıyoruz.
- Toplumsal sorumluluk kapsamında gerçekleştirdiğiniz faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
AbbVie olarak ihtiyacı olan topluluklara hizmet etmek bizim için çok değerli. Her yıl global ve lokal inisiyatiflerimiz aracılığı ile kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ile iş birlikleri yaparak çeşitli yardım programları ve gönüllülük çalışmaları yürütüyoruz.
AbbVie Türkiye olarak doğal afetler sonrasında ve krizlerde içinde yaşadığımız toplumlara destek oluyoruz. Ülkemizde ardı ardına yaşanan orman yangınları ve sel felaketleri sonrasında, Türk Eğitim Derneği'nin yangın ve sel felaketinden olumsuz etkilenen çocuklar için hayata geçirdiği fona destek olduk. Ayrıca 2014 yılından beri dernek ile birlikte yürüttüğümüz 'Soma İçin El Ele' projesi kapsamında, maden kazasında babasını kaybetmiş öğrencilerin eğitimlerine destek oluyoruz.
AbbVie kültürünün önemli bir parçası olan ve 2014 yılından bu yana global olarak hayata geçirdiğimiz "Olasılıklar Haftası" gönüllük programı kapsamında; bu yıl AbbVie Türkiye olarak Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı'nın (TOÇEV) desteği ve 100'den fazla gönüllü çalışanımızın katkısı ile çocuklara daha iyi bir eğitim ortamı sağlamak için birlikte çalıştık.
TOÇEV ile birlikte yürüttüğümüz "Önce Kızlar, Öncü Kızlar'' projesi ile özgüveni yüksek, hayaller kurabilen ve ülkemize değer katan bir kuşağın gelişimine katkı sağlamak için sosyal yaşamda ve eğitim hayatında eşit haklardan yararlanamayan genç kızlarımızın eğitimine ve kariyer yolculuklarına destek veriyoruz. Gelecek hayali kuran gençlerin yanında olabilmek ve bu yolda onların gelişimlerine katkı sağlayabilmek bizim için çok kıymetli ve anlamlı.
Liderliğin vizyon ile özdeşleştiği günümüzde çalışanları ortak bir amaç doğrultusunda bir arada tutan ve değer yaratmaya önem veren yöneticilerin önderliğindeki kurumların ve samimi bir kültürü yaratan liderlerin ön plana çıkacağına inanıyorum.
- Advertorial -