Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz!
Bu yıl üçüncü kez gerçekleştirdiğimiz INBUSINESS Sürdürülebilir-500 Yeşil İzlenebilirlik Araştırması’nın sonuçlarını incelerken, yola çıktığımız ilk günleri anımsadım.
Danışmanlık şirketlerinin kıdemli ortaklarından akademisyenlere, büyük şirketlerin tepe yöneticilerinden sivil toplum kuruluşu temsilcilerine kadar çeşitli kesimlerden, alanında otorite olarak görülen çok sayıda insanla konuşmuştuk. Hemen hepsi cesaretimizi kırmış, veri eksikliğinden dolayı böyle bir liste yapmanın imkansızlığının altını çizmişti. Ancak kurulduğu günden bu yana sürdürülebilirliği ana odağına alan INBUSINESS ekibi olarak bizler çok kararlıydık. Sürdürülebilirlik yolundaki adımların henüz sağlıklı bir şekilde ölçülemediğinin, konunun birçok şirket için çok çok yeni olduğunun farkındaydık. Sürdürülebilirliğin yakın bir gelecekte dünyanın (yönetmesi gereken) en önemli meselesi olacağını ve bu konudaki çabaları ne kadar erken ölçersek o kadar iyi yol alınacağını da çok iyi biliyorduk. Zira daha 1970'lerde 'bilgiyi' yeni ekonominin en önemli sermayesi olarak ortaya koyan ünlü ekonomist Peter Drucker'dan farklı düşünmüyoruz: "Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz."
Bu yüzden vazgeçmedik ve yeşil dönüşüm için elini taşın altına koyan şirketleri ve yöneticilerini bir şekilde belirlemeyi, hiç değilse bundan 10 yıl-20 yıl sonraki araştırmacılara derli toplu bir liste bırakabilmeyi amaçladık. Ortaya nasıl bir liste çıkacağını tam olarak bilmesek de yola çıktık ve ilk yıl ancak sürdürülebilirlik patikasına yönelmiş 350 şirketten oluşan bir liste yapabildik. Geçen yıl ise 700'ün üzerinde şirketi inceleyerek bunların arasında sürdürülebilirliği gündemine en çok taşıyan 500 şirketi belirledik. Bütün bu özverili çalışmanın sonucunda biz de çok şey öğrendik ve listemizi her yıl geliştirdik. Ve anladık ki öğrenen sadece biz değiliz, şirketlerimiz de son üç yılda sürdürülebilirliği daha çok dert eder hale geldi, geçmişten bu yana konuya odaklananlar ise adımlarını hızlandırdı. Eğer böyle olmasaydı biz bu yılki araştırmamızda incelemek için 1000'den fazla şirket bulamazdık. Evet, faaliyet alanı ve gelir seviyesi açısından ülke ekonomisinin yarıdan fazlasını temsil eden şirketleri, BM Global Compact imzacısı olmaları, düzenli sürdürülebilirlik raporu yayınlamaları, sürdürülebilir ürünlerinin olup/olmaması, kadın istihdamını artırma ve karbon azaltım hedefi gibi 12 farklı başlık altında inceledik. Bu 12 kritere farklı puanlar vererek sonunda bu yıl ilk kez şirketlerin her birinin 'Yeşil İzlenebilirlik' skorunu hesapladık. Özel sektörün öncülerinin yeşil saydamlık çabalarını ortaya koyan, sürdürülebilirlik çabalarına rehberlik edecek bu skoru son derece önemsiyor ve bu puanların her yıl daha da yükselmesini umuyorum. Eyyüp Karagüllü'nün uzun bir araştırma sürecinin ardından titizlikle hazırladığı listenin detaylarını (s.88) ilgiyle okuyacağınıza eminim.
Sürdürülebilirlik gündeminde her yıl başka bir kavram popüler hale geliyor. Geçen birkaç yılda yeşil aklama çok konuşuldu. Kimi şirketler 'yeşil aklama'ya devam ederken bazı şirketler ise sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekten yerine getirinceye kadar bu konuda sessiz kalmayı tercih etmeye başladı. Bu dönemin yeni kavramı olarak dikkat çeken yeşil sessizlik konusunda İpek Alpkökin Olgunsoy'un s. 84'deki haberini okumanızı öneririm. Yeşil sessizliğin yerini etkili adımların alması ve S 500- Yeşil İzlenebilirlik Araştırmamızın ilham olması dileğiyle,
İyi okumalar.