PROF DR. ESRA YÜKSEL ACI

PROF DR. ESRA YÜKSEL ACI

07.07.2024 | Pazar

Yeşil dönüşüm, adil geçiş ve sivil toplum

STK’ların yeşil dönüşüm sürecinde özellikle kırılgan ülkeler ve grupların karar süreçlerine katılımını sağlamada önemi büyük. Özellikle son yıllarda sivil toplumun yeşil dönüşümdeki rolünü ortaya koyan önemli oluşumlar söz konusu.

2015 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, "Dünyamızı Dönüştürmek: 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi" temasıyla Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kabul edildi. Yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegeni korumak, eşitsizlikle ve adaletsizlikle mücadele etmek başta olmak üzere, 17 amaç, 169 hedef ve 231 göstergeden oluşan SKA'lar, çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği içeren bütüncül bir eylem çağrısı ve yeşil dönüşümün tüm boyutlarıyla da ilişkili.

Yeşil dönüşümün SKA'lar ile bağlantısını dikkate alan yatırımlar, iş modelleri ve stratejiler, insanın ve gezegenin geleceğini koruyan bir bakış açısına dayanıyor. Dönüşüm, insana ve topluma ilişkin bir süreç; bu nedenle adil bir geçişi içermek durumunda. İşte tam bu noktada yeşil dönüşümün aynı zamanda toplumsal dönüşüm olması gereğini vurgulamak gerekiyor. Toplumsal dönüşümün zemini sivil toplum, ana aktörü ise sivil toplum kuruluşları (STK).

2015, Yeşil Dönüşüm'ün önemli yol haritalarından biri olan Paris İklim Anlaşması'nın da imzalandığı yıl. Küresel ısınmanın 2050'ye kadar 2°C'nin altında tutulması, mümkünse 1,5°C'ye düşürülmesi, küresel ölçekte karbon emisyonlarının azaltılması, 2050'de karbon nötüre geçilmesi kararının imzalandığı anlaşmanın son iki maddesi adil geçiş ilkesi ve kayıp-zarar fonuyla ilgili. Emisyon azaltımında liderliği gelişmiş ülkelerin üstlenmesi, gelişmekte olan ülkelere iklim finansmanı sağlamaları, bu ülkelerin iklim değişikliğine bağlı zararlarının hafifletilmesi, engellenmesi ve telafi edilmesi gibi.

Geçen yıl Dubai'de yapılan 28.Taraflar Konferansı'nın ilk gününde Kayıp ve Hasar Fonu'nun Dünya Bankası'nın öncülüğünde uygulamaya geçmesi hususunda anlaşmaya varıldı. Konferansa yerli halklar, gençlik, hayırsever ve uluslararası kuruluşlardan oluşan çok sayıda sivil toplum temsilcisi katıldı. STK'lar, hükümetler ve özel sektör ile bir ara- ya gelerek çözüm için ortaklıklar kurdular.

İklim eylemi odaklı büyüme stratejisi

Yeşil dönüşümün yol haritaları arasında, Türkiye açısından öne çıkan, kuşkusuz Avrupa Birliği (AB)'nin 11 Aralık 2019 tarihinde, 2050'ye kadar ilk karbon nötr kıta olma hedefini ortaya koyduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM). Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in "Avrupa'nın aya ayak basma anı" olarak tanımladığı AYM, hem iklim eylemi odaklı bir büyüme stratejisi olma iddiasını taşıması hem de dünya ülkelerini dönüşüme ortak olmaya davet etmesi bakımından önemli.

AB'nin küresel lider olarak önerdiği bu büyüme stratejisi, yeşil, rekabetçi ve adil bir geçişi vaad ediyor. Hükümetlerin, şirketlerin ve STK'ların yeşil dönüşüm konusundaki kolektif çabalarıyla oluşacak regülasyonlar sayesinde dönüşümün adil geçiş ilkesiyle hizalanması bekleniyor.

AYM'deki karşılığı ile ifade etmek gerekirse; hiç kimsenin ve hiçbir yerin geride kalmadığı, zarar görmediği bir zeminde dönüşümün gerçekleşmesi öngörülüyor. AYM, "yeşil toparlanma için iş birliği" yaklaşımı ve Avrupa İklim Paktı aracılığıyla tüm vatandaşları iklim eylemine aktif olarak katılmaya davet eden bir yapıya sahip. Bu bağlamda; Mutabakat, kapsayıcılık ilkesi gereği farklı bakış açısına sahip vatandaşların aktif katılımlarını desteklemekte, onları sadece yeşil ürünlerin tüketicisi olarak değil, dönüşümün toplumsal aktörleri olarak kabul etmekte.

Bu bağlamda, STK'ların AYM özelinde yeşil dönüşümdeki rollerini ortaya koyan inovatif projelerden biri Avrupa Reel Mutabakatı. Reel Mutabakat, AYM kapsamındaki müzakerelere vatandaşların ve paydaşların aktif katılımlarını düzenleyen kapsamlı bir protokole dayanıyor. Bu protokol yeşil dönüşümün vatandaşlar tarafından sahiplenilmesini sağlamak, kırılgan grupların sesi olabilmek adına bir tür düzenleyici rehber görevi üstlenmekte. Toplumdaki tüm aktörleri, iklim değişikliği, biyo çeşitlilik kaybı ve kirlilik kaynaklı zorluklara karşı yenilikçi çözümler üretmek üzere birlikte hareket etmeye çağırıyor. Söz konusu olan aktörler; gençlik, sosyal adalet ve kadın örgütleri başta olmak üzere STK'lar, küçük ve orta boy işletmeler, üniversiteler ve araştırma kuruluşları.

Bu aktörler, çevresel haklar, yerel demokrasi, sosyal inovasyon, toplumsal cinsiyet ve ekofeminizm, şehir planlaması, sürdürülebilir kalkınma çalışmaları dahil çeşitli disiplinlerden vatandaşları müzakere yapmak üzere dijital ortamlar dahil bir araya getiriyor. Müzakere yoluyla toplum hem yeşil dönüşümü öğreniyor hem de dönüşümün adil olmasını sağlıyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Yeşil Mutabakat Meclisi ve Avrupa Gençlik İklim Toplantısı, AB'nin reel mutabakat kapsamındaki en büyük sivil toplum ağları arasında yer alıyor. Avrupa Reel Mutabakatı, kimseyi geride bırakmama ilkesine özel bir hassasiyet gösteriyor, iklim değişikliğinden en çok zarar gören kırılgan grupların katılımını teşvik ediyor. Bu nedenle Reel Mutabakatı, temsili demokrasinin ötesine geçen, ekolojik vatandaşlık kimliği geliştirmeye çalışan bir yapı olarak görmek mümkün.

Sivil toplumun yeşil dönüşümdeki rolünü ortaya koyan önemli oluşumlardan bir diğeri, Yeni Avrupa Bauhaus (YAB). AYM'nin gerçekleşmesinin güçlü halk desteğiyle mümkün olabileceği görüşünden hareketle, 2021 yılında proje olarak başlatılmış. Sürdürülebilirlik, güzellik ve kapsayıcılık değerleri üzerine kurulu olan YAB, iklim hedeflerine ulaşmak için ekonomik ve toplumsal dönüşümü harekete geçirmek üzere vatandaşları kendi yaşadıkları mahallelerde girişimde bulunmaya çağırıyor. Sivil toplumun aktif katılımının beklendiği YAB ile AB içerisinde yeterince temsil edilemeyen kırılgan gruplara, yaratıcı ve kültürel faaliyetler yürüten sektörlere ulaşılması hedeflenmekte. Örneğin, Avrupa Moda İttifakı Girişimi ile Avrupa'nın önde gelen moda kuruluşları, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir Avrupa Moda Ekosistemi oluşturmak adına birlikte çalışma kararı almışlar. Her yaştan ve gruptan insanın ittifaka dahil edilmesi için sosyal medya araçları gibi iletişim kanallarını kullanmışlar. YAB hareketi için hazırlanan büyük ve küçük ölçekli pek çok proje, farklı AB programlarından 2023 sonu itibarıyla toplamda 100 milyon euro üzerinde finansman desteği almayı başarmış.

STK rolü

Yeşil dönüşümde STK'ların rolüne ilişkin bir diğer önemli gelişme ise Avrupa Komisyonu'nun, AYM'nin hedeflerine ulaşılması amacıyla STK'ların kapasitelerini artırmaya dönük projelere destek vermesi. Komisyon, biyolojik çeşitliliğin korunması, iklim eylemi, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir üretim ve tüketim, döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliği tematik alanlarında STK'ların karar alma süreçlerine aktif katılımını desteklemek amacıyla, savunuculuk ve uygulama kapasitelerini geliştirmelerini, iş dünyası ile iş birliği yapmalarını teşvik etmek üzere fon sağlıyor.

Sonuç olarak; STK'ların yeşil dönüşüm sürecinde özellikle kırılgan ülkelerin ve grupların karar süreçlerine katılımını sağlamada oynayabilecekleri roller önemli. Adil geçiş için hem dönüşümü gerçekleştiren hem dönüşümün kendisinden etkilenen taraf olarak STK'lara ihtiyacımız olduğu açık.

BİZE ULAŞIN