Finansta teknolojiyle gelen ‘rekaberlik’
Gelişen yeni finansal teknolojiler ile birlikte finans sektöründeki rekabet anlayışı da değişiyor. geleneksel bankalar, teknoloji devleri ve finteklerden oluşan yeni ekosistemde, dayanışma içerisinde birlikte büyümeyi ifade eden ‘rekaberlik’ ön planda.
İş Bankası'nın 100 kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediği Uluslararası Atatürk Konferansı'nda da yine konu gündemdeydi. Gelecek bilimci ve yazar, dünyanın ilk mobil ve indirilebilir banka hesabına sahip mobil girişimi Moven'ın kurucusu ve CEO'su Brett King, önümüzdeki 50 yılda bankacılığın dönüşümüne ilişkin çarpıcı öngörülerde bulundu. King'e göre, kendisini güncel gelişmelere adapte eden geleneksel bankalar, yapay zekâ oyuncuları, teknoloji devleri ve fintekleri içeren bir bankacılık ekosistemi oluştu.
Finteklerin hızlı büyümesine ve geleneksel bankaların yerini alma potansiyeline dikkat çeken King, "2030 ve 2040'larda bankacılığı teknoloji şirketleri yönetecek. Teknoloji şirketi olmayı hedeflemeyen bankalar gelecekte var olmayacak. Gelecekte akıllı ekonomilerin merkezinde makineden makineye operasyonların yürütüldüğü ve arka planında yapay zekanın olduğu bir ekonomi olacak. Geleceğin bankası bir dizi algoritmadan oluşacak" öngörüsünde bulunuyor.
BİRLİKTE BÜYÜMEK
Dijitalleşme hızına ve fintek şirketleri ile iş birliklerine bakılırsa; bankacılar da aslında sektörde değişen dinamiklerin farkında. Çünkü fintekler, bankacılık sektöründe iş yapış modellerini ve hizmet anlayışını kökünden değiştiriyor. Geleneksel bankalara göre tüketicilere daha hızlı, kolay ve uygun maliyetli işlem imkanı sunan finteklerin yarattığı yeni ekosistemde bankalar da artık teknoloji şirketleri ile iş birliğine sıcak bakıyor. Finansal teknoloji dünyasını Partner'Si Day etkinliğinde bir araya getiren Sipay CEO'su Semih Muşabak da konuşmasında bu konuya değinerek sektörde değişen rekabet anlayışına dikkat çekti. Muşabak'a göre, gelişen teknolojilerle oyunun kuralları her geçen gün değişirken, 'rekabet' yerine 'rekaberlik' içinde büyüme daha önem kazanıyor.
Özetle; her ne kadar rekabet ve iş birliği kavramları birbiriyle çelişse de değişen müşteri alışkanlıkları ve tercihleri nedeniyle finans ekosisteminin bütün oyuncuları gelecek dönemde dayanışma içerisinde birlikte büyümek zorunda. Çünkü yeni dönemin rekabet anlayışı bunu gerektiriyor.
YAPAY ZEKA TEHDİT Mİ, FIRSAT MI?
Son yıllarda teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte yeni bir virajın eşiğindeyiz. Teknolojinin geldiği son noktada yapay zeka temelli yatırımlar hemen hemen her sektörde karşımıza çıkarken, yapay zekanın getireceği fırsatlar kadar yaratacağı tehditler de tartışma konusu. İşte, Destek Yayınları tarafından yayımlanan ve Arda Öztaşkın'ın kaleme aldığı "Yapay Zekâ: Gücün İki Yüzü" isimli kitap da insanlık tarihinin teknolojiyle olan karmaşık ilişkisine ışık tutarken, teknolojinin getirdiği fırsatlar ve tehditler üzerine düşünme fırsatı sunuyor. Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın'a göre, yapay zekâ gibi ileri teknolojiler, ekonomik gelişmeyi teşvik ederken, çevresel etkiyi en aza indirme yolunda yeni ufuklar açıyor. Son araştırmalara göre, çevresel uygulamalar için yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı, sera gazı emisyonlarını yüzde 4'e kadar azaltma potansiyeline sahip. Dolayısıyla Öztaşkın, şimdilik temkinli bir bakış açısıyla da olsa, yapay zekâ desteğiyle sürdürülebilirlik ve ekonomik başarının birlikte ilerlediği, veri odaklı kararlarla doğal kaynakların verimli kullanıldığı ve çevresel etkilerin de ön planda tutulabileceği bir geleceğin mümkün olduğuna inanıyor.
GEÇİŞ SÜRECİ KOLAY DEĞİL
Öztaşkın'a göre, adil ve sürdürülebilir bir şekilde kontrol edilip yönlendirilmezse, yapay zekâ, önyargı veya ayrımcılık yoluyla sosyal sorunları şiddetlendirebilir, toplumlar arası dijital uçurumları artırabilir, eşit fırsat ve zenginliğin adil dağılımı gibi sorunları daha da derinleştirebilir. Çünkü yapay zekâ, tek bir süper teknoloji değil. Yani, tek bir açma-kapama düğmesi yok. Dolayısıyla teknoloji ve insanlık arasındaki ilişkinin, sürdürülebilir bir gelecek için yeniden şekillendirilmesi gerektiğine inanan Öztaşkın, "Sadece teknolojik gelişmelere odaklanmak yerine, insani değerlerimizi ve etik standartlarımızı da yükseltmeyi gerektiren kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç var. Elbette kolay değil. Ama önümüzdeki dönemin insanlık adına temel konularından biri de bu olacak" diyor.
CÜZDANLARA VEDA
Bankacılık ve finans işlemleri her geçen gün daha fazla dijitalleşiyor. Günlük hayatta ihtiyaç duyulan tüm parasal işlemleri tek çatı altında toplayan mobil uygulamalar sayesinde artık hayatımız giderek daha kolaylaştı. Elektronik para ve ödeme kuruluşu Paratim Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Orhun'a göre, mobil uygulamalar sayesinde finansal işlemler herkes için daha erişilebilir ve kolay yönetilebilir hale geldi. Cep POS uygulamaları ile akıllı telefonların pos cihazına dönüştüğünü söyleyen Orhun, yakın gelecekte fiziksel cüzdanlara da gerek kalmayacağını savunuyor. Orhun, "Geliştirmeleri devam eden uygulamamız ile bireysel kullanıcılar para transferlerinden fatura ödemelerine kadar pek çok günlük finansal işlemi tek uygulama üzerinden güvenle gerçekleştirebilecek. Çocuğuna harçlık gönderen ebeveynlerden platform aboneliği ödeyen üniversite öğrencilerine, ulaşım kartına TL yükleyen beyaz yakalılardan kasko teklifi almak isteyen sürücülere kadar her kesimin finansal ihtiyaçlarını karşılayabilecek" diyor.