Bütünsel Yaklaşım...
Caner Dikici-TAB Gıda - Genel Müdür
Bütünsel Yaklaşım
İçinde bulunduğumuz dönemin koşullarıyla birlikte düşündüğümüzde, bugün bir ürünün hammaddeden üretime, tedarik zincirinden nihai tüketiciye erişimine kadar olan hemen hemen her aşamasının, 360 derecelik bir yaklaşımla 'sürdürülebilir' olabilecek şekilde yönetilmesi gerekiyor. Faaliyet alanınızda A'dan Z'ye yöneteceğiniz bir bütünsel yaklaşım uygulamak istiyorsanız, bunu ya kendiniz entegre olarak yapmalısınız ya da paydaş zincirinizi ortak bir değer zincirinde birleştirmelisiniz. Açıkçası bunu mevcut iş modelleriyle başarmak pek mümkün değil. O yüzden sürdürülebilirliği organizasyonun tamamına yayacak yenilikçi iş modellerini oluşturmak; dünyadaki iyi örnekleri takip ederek kendi özgün modellerimizi geliştirmek bugün çok daha kritik hale geldi. Bu nedenle, sürdürülebilirliğin odakta olduğu, yenilikçi iş modellerine her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğu bir dönemdeyiz. Özellikle kaliteli ve güvenli gıdaya erişilebilir fiyatla ulaşılabilmesi önümüzdeki dönemde en kritik konulardan olacak.
Dünyayı ve tüm sektörleri derinden etkileyen bu pandemi döneminde, gıda güvenliği için tedarik zincirinin ne kadar önemli ve kritik olduğunu bir kez daha gördük. Bu her konuda olduğu gibi bu alanda da artık yeni iş modellerini düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. Çatı şirketimiz TFI TAB Gıda Yatırımları ile bu konuda sadece Türkiye'de değil, dünyada sayılı entegre iş modellerinden biriyle yenilikçi bir iyi örnek sunuyoruz. Et, ekmek, patates ve salata dahil birçok ürünü kendi fabrikalarımızdan sağlıyoruz. Sebze, satın alma ve dağıtımı da içeren tüm bu tedarik operasyonu kendi ekosistemimiz içinde çözümlüyoruz. Ürünlerimizin üretim, hazırlanma ve servis edilme aşamalarının tamamı kendi gözetimimiz altında. Bu süreçte daha da önemli hale gelen soğuk zincir yönetimi ve tedarik konusunda sunduğumuz bu yenilikçi iş modeli bize rekabet avantajı sağlarken gıda güvenliği açısından da entegre bir çözüm sunuyor.
Gıdaya erişimin sağlanması için sürdürülebilir 'bir süreç yönetimi şart'. Bunun için tarladan nihai tüketime kadar her aşamanın bir planlamayla yürütülmesi gerekiyor. Örneğin pandemi gibi belirsiz dönemlerde eğer endüstriyel tarım yapıyorsanız, büyük bir sorun yaşamazsınız. Çünkü birkaç yılın planlaması önceden yapıldığı için süreci yönetmekte esnek davranabilir ve çevik bir şekilde yeni planlamalar yapabilirsiniz. TFI TAB Gıda Yatırımları çatısı altında yaptığımız endüstriyel tarımla bugün dünyanın en önemli problemlerden olan gıda temini ve planlamasına yönelik iyi bir örnek sunuyoruz. Örneğin bizim patatesin hazırlığı üç sene önceden yapılıyor. Bölgedeki çiftçilerimizle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Çiftçilerimiz, kendilerine verdiğimiz tohumlarla üretiyor, biz de satın alma garantisi doğrultusunda ürünü onlardan alıyoruz. Benzer şekilde hayvancılıkta da yerli besicilik ve entegre et işleme tesisimizle yine bu konu çerçevesinde bir başka çözüm modeli sunuyoruz.
Et, ekmek, patates, salata dahil birçok ürünümüzü kendi fabrikalarımızda ürettiğimiz, tamamı kendi kontrolümüzde olan tedarik zincirimiz sayesinde pandemi sürecinde de hiçbir tedarik sorunu yaşamadık. Ekosistem şirketlerimize bugüne kadar 170 milyon dolar yatırım yaptık. Bu üretime dayalı entegre iş modeline sahip olmasaydık, kendimize global hedefler koyamazdık. Buradan Çin'e patates ihraç ediyoruz. Bu tür modelleri ülkemizde daha da yaygınlaştırırsak ülkemizi gıda açısından çok daha sürdürülebilir hale getirebiliriz.
Pandemi sürecinde doğal olarak gıda güvenliği ile ilgili hassasiyetler arttı ve önümüzdeki dönemde daha da artacak gibi görünüyor. Bu koşullar altında her sektörün standartlarını yükseltmesi gerekiyor. TAB Gıda olarak Gıda Güvenliği Derneği'nin ilk üyelerindeniz. Bununla birlikte gıda güvenliğinin; kalite ve hijyen standartlarıyla birlikte insan kaynağının eğitimi ve erişilebilir fiyatı da içeren 360 derecelik bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiği düşüncesiyle hareket ediyoruz.
Bu anlayışla "Ne Yediğini Bil" dijital platformumuz üzerinden, misafirlerimizle ürünlerimizin üretimden tüketime uzanan tüm aşamalarını paylaşıyoruz. Bir süre önce 12 başlık, 130'a yakın kriter çerçevesinde yapılan bir değerlendirmeyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan 'Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'na dahil olduk. Bu sertifika ile altı markada bin 200'den fazla restoranımızda halihazırda gıda güvenliği kapsamında aldığımız önlemleri yetkilendirilmiş kurumlarca tescilledik.
Bununla birlikte gıda güvenliğinin sağlanmasında en önemli unsurlardan birinin de mesleki yetkinlikleri geliştirilmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu farkındalıkla hazırlayıp uyguladığımız 'Meslek Standartları', Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından onaylanarak "Ulusal Meslek Standardı" olarak tescillendi.
Özetle entegre tedarik zincirimiz, üstün kalite ve hijyen standartlarımızla gıda güvenliği konusunda sunduğumuz benzersiz iş modeli sayesinde tüketicilere erişilebilir gıda ürünleri sunabiliyoruz. Dünyada gıda güvenliğinin her geçen gün daha da kritik bir konu haline geldiği bu dönemde, bu tür yenilikçi iş modellerinin artması gerektiğine inanıyor ve bu konudaki bilgi birikimimizi paylaşmaya hazır olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek istiyorum.