Geleceği düşlerken...
Risklerin ihtimal dahilinde ve kaynakların sınırlı olduğu dünyamızda, geleceğimize bugünden yön verebilmek adına ortak bir ideale inanç duyuyoruz.
Ahmet Dördünce - Akkök Holding - İcra Kurulu Başkanı
İş dünyamıza yeni bir soluk getireceğine inandığım INBUSINESS Dergisi'nin ilk sayısında sizlerle buluşma şansına sahip olmaktan mutluluk duyuyorum. Böylesi tecrübeli ve her bir üyesi çok değerli bir ekip tarafından büyük emeklerle hazırlanan INBUSINESS'ın, yayıncılık hayatında üstlenmiş olduğu bu önemli sorumluluğu başarıyla taşıyacağına inanıyorum.
INBUSINESS, 'daha iyi bir dünya ve daha iyi bir gelecek için' mottosuyla okuruna anlamlı bir 'merhaba' diyor. Tüm dünya olarak içinde bulunduğumuz bu yeni ve alışık olmadığımız normalde herkesin zihnini benzer sorular meşgul ediyor. Mart ayında başlayan ve yarım yılı geride bıraktığımız pandeminin yol açtığı koşullar altında ulusal ve uluslararası iş dünyası yönünü nasıl tayin edecek? Büyük ölçüde herkesin hemfikir olduğu üzere, koronavirüs salgınının insan sağlığına yönelik tehdidi bir süre daha devam edecek. Sağlık alanındaki çalışmalar ve tıptaki son gelişmelerle bu virüsün etki alanı zamanla daraltılacak olsa da, arkasında farklı bir dünya bırakacağı kuşkuya yer bırakmayan bir öngörü.
Risklerin ihtimal dahilinde ve kaynakların sınırlı olduğu dünyamızda, geleceğimize bugünden yön verebilmek adına ortak bir ideale inanç duyuyoruz. Yürüttüğümüz tüm çalışmaların ana ekseninde, insanlığın mevcut çok çeşitli gereksinimlerini karşılayabilme amacı yatarken, mutlaka göz önünde bulundurulması gereken husus ise ihtiyacımız olan tüm kaynakların verimli kullanılması... Sahip olduklarımız tükenebilir nitelikteyken bu kaynakların geleceğe aktarılabilmesi ancak özel bir yaklaşımla mümkün. 'Sürdürülebilirlik' dediğimiz bu konsept, çağımızın en temel iç görülerinden biri olarak yorumlanıyor. Uygarlığımızın, ilerleyişini sürdürürken 'nesnel koşullar' diyerek özetleyebileceğim doğal faktörlerle tam uyum sağlayabilmesi bir yönüyle kaçınılmaz olmakla beraber, ortak geleceğimizin de teminat altına alınması anlamına geliyor.
Neredeyse her gün yeni bir teknolojik gelişmenin yaşandığı, dijitalleşmenin gündelik hayatın olmazsa olmazı kabul edildiği, artan nüfusla beraber kaynakların doyum noktasına yaklaşmaya başladığı bir yüzyılın içindeyiz. Ve artık bugün gelinen noktada, tüm bunların yanı sıra bir de pandemi gibi yeni bir durumla baş başa kaldık. Kalkınma idealinin toplumsal ve çevresel boyutlarıyla ele alınmasının daha fazla önem taşıdığı tartışma götürmez bir olgu. Dolayısıyla attığımız her adımda pandeminin yaratabileceği tüm olumsuzluklar başta olmak üzere her türden olası faktörü değerlendirmek, sürdürülebilir bir gelecek vizyonu adına hayli kritik.
İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğüm Akkök Holding, sürdürülebilirlik yaklaşımını tarif etmeye çalıştığım bu perspektifle belirliyor. 70 yıla yakın geçmişiyle zengin bir kurumsal tecrübeye sahip Akkök Holding'in geleceğe yönelik stratejilerinin temel yapı taşlarından biri 'sürdürülebilir kalkınma' anlayışı. Çok boyutlu ele aldığımız bu yaklaşımı kurumun tüm organizasyonel yapılanmasında yerleşik olarak benimsiyoruz. Çünkü geleceği düşlerken insan odaklı bir sürdürülebilirlik kavramı olmaksızın planlamalar yapmanın imkanı bulunmadığı düşüncesindeyiz. Bu açıdan baktığımızda, sürdürülebilirlik dendiği zaman akla ilk olarak 'insan' gelmeli. İyi birer kurumsal vatandaş kimliği kazandırmanın, sürdürülebilirliğin temel koşullarından biri olduğu görüşünü savunuyoruz. Kültürel farklılıklara açık, empati duygusu yüksek, işbirliğine yatkın ve soru sormaktan çekinmeyen insanların görev aldığı kurumlar, sürdürülebilirliği özümsemişlerdir. Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğüm, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan Birleşmiş Milletler Global Compact'in en temel yaklaşımlarından biri de tüm insanlık için 'eşit, adil ve sürdürülebilir kalkınma stratejisi'nin yaygınlaşmasıdır.
Akkök Holding olarak sürdürülebilir kalkınma anlayışımız çerçevesinde gelecek stratejilerimizi kurguluyoruz. Özel sektörün bu yöndeki evrensel ilkelerinin belirlenmesine ve kabul görmesine öncelik eden Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin altında imzamız bulunuyor. Ayrıca eylül ayında Birleşmiş Milletler Global Compact'in çağrısıyla dünyanın dört bir tarafındaki iş liderlerince oluşturulan 'Yenilenen Küresel İşbirliği Bildirisi'nin de imzacıları arasındayız. Böylelikle kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımımızı evrensel standartlarda tutmayı hedefliyoruz.