ÇSY’de çalkantı yaşanacak ama sürdürülebilirlik iyi olacak

12:30 - 18.12.2023, Pazartesi

Çevresel, sosyal ve yönetişim’in (ÇSY) finans dünyasında ana akım olduğu bir seneydi 2021. 2022 ise işlerin daha inişli çıkışlı hale  geldiği yıl oldu. ÇYS ile ilgili tüm işaretler ise gelecek dönemin daha da yoğun geçeceğini gösteriyor.

Andrew Winston

Nedenine dalmadan önce terimleri tanımlayalım. Çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) sürdürülebilirlik değildir. ÇSY, genellikle, bir işletmenin çevresel ve sosyal sorunlardan nasıl etkilendiğini anlayarak şirketleri yatırım olarak taramaya (ayrıca bir şirketin bu riskleri ve baskıları yönetmek için iyi bir yönetişime sahip olup olmadığına) odaklanır.

Sürdürülebilirlik ise çok daha geniş bir fikirdir; bir şirketin toplumdaki rolüne, çevresel ve sosyal etkilerini yöneterek nasıl değer yarattığına ve eylemlerinin çok çeşitli paydaşları nasıl etkilediğine odaklanır. ÇSY cephesinde iki farklı tepki türü yaşanıyor. Birincisi, başta ABD olmak üzere, "sosyal adalet ve ırksal eşitlik karşıtı" hareketin sahneye koyduğu politik tiyatro. Örneğin, bazı sağcı valiler ve başsavcılar, portföylerini sıfır karbon emisyonuna ulaştırmayı hedefleyen yatırımcılardan memnun değil. Yatırımcıların ilerici ve 'siyasi motivasyonlu, serbest piyasa karşıtı, aile karşıtı' olduğunu söylüyor. Bazı ABD eyaletleri, büyük bir tantanayla, BlackRock gibi yüksek profilli yatırımcılardan her ne kadar çekilen milyar dolarlar, trilyon dolarları yöneten şirketler için ciddi bir endişe kaynağı olmasa da fonlarını çekiyor.

Paydaş kapitalizmi

Yatırımcıları ve ÇSY'yi "sosyal adalet ve ırksal eşitlik yanlısı" olarak yaftalamanın saçmalığı daha uzun bir tartışma, ancak konuyla ilgili olarak BlackRock CEO'su Larry Fink'ten alıntı yapacağım: "Paydaş kapitalizmi siyasetle ilgili bir şey değil. Toplumsal ya da ideolojik bir gündem değil. Sosyal adalet ve ırksal eşitlik yanlısı da değil. Paydaş kapitalizmi, sizinle şirketinizin gelişiminin bağlı olduğu çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler ve topluluklar arasındaki karşılıklı faydaya dayalı ilişkiler tarafından yönlendirilen kapitalizm." Ne yazık ki Fink şu anda her yandan baskı görüyor. Bazı insanlar onun yeşille aklama yaptığını söylüyor. Ancak BlackRock CEO'su şu temel noktada haksız değil: Paydaşları memnun etmek ve gezegeninki de dahil olmak üzere ortak çıkarlara hizmet etmek, günümüzde değer yaratmanın yolu. Bu, işlerin de daha iyi gitmesi anlamına geliyor.

Şirketlerin davranışlarını değiştirmeye yönelik siyasi amaçlı saldırıların potansiyelini asla küçümsememeliyiz. Örneğin Vanguard, yakın zamanda yatırımlar için net sıfır karbon hedefleri içeren küresel bir anlaşmadan vazgeçerek ne kadar zayıf omurgalı olduğunu herkese sergiledi. Reuters, Vanguard'ın bu kararını "Cumhuriyetçi ABD'li politikacıların baskısına" bağladı. Ve ABD yeni bir başkanlık yarışına doğru ilerlerken işler daha da kızışacak (Tanrı yardımcımız olsun). Ancak sürdürülebilirlik hareketinin kökleri artık tamamen raydan çıkamayacak kadar derin. Mücadele edilmesi gereken ikinci bir tepki daha var. Yatırım camiasının şüphecileri yeniden seslerini yükseltiyor. ÇSY yatırımlarını sorguluyorlar ve özünde şu soruyu soruyorlar: "ÇSY fonları 'normal' fonlardan daha iyi performans gösterecek mi?"

Salgın öncesinde ve sırasında birkaç yıl boyunca ÇSY fonları daha iyi performans gösterdi. 2022'de ise bunu yapamadı. Her iki trendin ardındaki temel neden ÇSY fonlarının teknoloji ağırlıklı olmasıydı - teknoloji sektörü salgının başlarında hızla büyüdükten sonra ağır darbe aldı. Hisse senedi piyasasının doğasında var olan mantıksızlık ve öngörülemezlik seviyeleri göz önüne alındığında 'Daha iyi performans gösteriyor mu?' sorusu kötü bir soru. Özellikle de kısa bir zaman dilimine bakıyorsanız. Bu, aynı zamanda, diğer yatırım stratejileri hakkında sorulmayan bir soru. Örneğin, teknoloji şirketlerine veya sağlık sektöründeki oyunculara yatırım yapmak için tasarlanan hiçbir yeni fonun her zaman daha iyi performans göstereceğini kanıtlaması gerekmez. Piyasayı takip eden endeks fonlarından yüksek bir kesinlikle ve sürekli daha iyi performans gösteren tek şey aslında hiçbir şey!

Konu henüz anlaşılmadı

Ancak ÇSY ile ilgili sorular devam edecek. Bunun nedeni yatırım dünyasının büyük bir bölümünün meseleyi hala anlayamamış olması. Geçen yıl HSBC'den bir yönetici bu ÇSY olayının büyük ölçüde düzmece olduğunu söyledi. Tuhaf bir şekilde bu kişi sürdürülebilir yatırım biriminin başındaydı. Görevinde uzun süre kalamadı.

Yakın zamanda yayınlanan bir Financial Times makalesi de finans dünyasından tipik ve köklü bir görüşü dile getirdi: Yazarlar, "yatırımcı diğerkamlılığının 2023'te düşen getiriler nedeniyle arka planda kalacağını" iddia etti. Buradaki varsayım, ÇSY'yi bir yatırım süzgeci olarak kullanmanın hayırseverlik olduğu, ancak gerçek bir diğerkamlık teşkil etmediği.

Meseleyi kavrayan yatırımcılar ise ÇSY'nin bir işletmenin riskleri hakkında eleştirel bir bakış açısı sunduğunu ve bir şirketin düşük karbonlu bir geleceğe ne kadar dayanıklı veya hazır olabileceğini ölçmeye yaradığını anlıyor. Financial Times yazarları, Milton Friedman'ın bir işletmenin temel amacının hissedarlara hizmet etmek olduğuna dair inanılmaz derecede bayat argümanını alıntılamaya devam ediyor. ÇSY hareketinin ortadan kalkması halinde birçok yatırımcının, üst düzey yöneticinin ve görünüşe göre bazı finans gazetecilerinin "Sonunda işimize geri dönebileceğiz" diyerek rahat bir nefes alacağı açık.

Temel tutarsızlık tam da bu. Sürdürülebilirlik karlı bir iş ve ardındaki itici güçler ortadan kalkmayacak. Sürdürülebilirliğin (sadece bitmez tükenmez ÇSY anketleri doldurmaktan ibaret olmayan) gerçek işi devam edecek. Sürdürülebilirlik stratejisi izleyen şirketler, sıfır karbona ulaşmak için çalışmalarını sürdürecek, tedarik zincirlerinde insan hakları sorunlarını ele alacak, daha sürdürülebilir seçenekler isteyen müşterileri memnun etmek için ürün ve hizmetler geliştirecek. Çalışanları ve diğer paydaşları şirketin misyonu ve amacına dahil edecek. Müşterek sorunlar için akranlarıyla ortaklıklar kuracak. Geçmişe baktığımızda sürdürülebilirlik hareketinin hızlandığı açık. Örneğin, ücret planlarına ÇSY metriklerini dahil eden S&P 500 şirketlerinin yüzdesi, 2022'de yüzde 70'e yükseldi. Yalnızca bir yıl önce bu oran yüzde 57 seviyesindeydi. Üstelik bu metrikler arasında en hızlı artanlar, karbon ayak izi, çeşitlilik ve katılım ölçümleriydi.

Hiçbir şey yapmamak daha maliyetli

Bu değişim, sadece geçici bir heves ya da sadece medyanın ilgisiyle ortaya çıkan bir süreç değil. Değişimin altında yatan itici güçler gerçek, büyümekte ve kaçınılmaz. İlk olarak, başta iklim değişikliği ve eşitsizlik olmak üzere insanlığa yönelik açık varoluşsal tehditler var. Bu sorunlar haihazırda iş dünyasına ve topluma gerçek paraya mal oluyor. Hiçbir şey yapmamanın maliyeti artıyor. İkinci olarak, özellikle temiz enerji ve ulaşımda eylem maliyeti katlanarak düşüyor. Üçüncü olarak - ve belki de en önemlisi - normlar değişiyor. Paydaşlar, özellikle de genç müşteriler ve çalışanlar, şirketlerin harekete geçmesini giderek daha fazla istiyor. Bunlar, sonuçta tüm dikkatleri sürdürülebilirliğe çeken devasa trendler. Toplumsal normlar ve değerler değiştiğinde kolay kolay geri gelmez.

20 yıldır iş dünyası ve toplumun örtüştüğü bir alanda çalışıyorum. İnsanların çevresel ve sosyal konulara olan ilgisinde pek çok iniş ve çıkış gördüm. Ancak karşılaştığımız zorluklar artık tartışılacak teorik modeller değil. Şimdiden buradalar ve iş gücünü devralan nesiller bunu biliyor. ÇSY'ye siyasi nedenlerden dolayı ve tüm bunlardan rahatsız yatırımcılar tarafından saldırılacak, ancak başarılı bir geleceğe doğru ilerlemek için yapılan temel çalışmalar hızlanmaya devam edecek.

Andrew Winston (@andrewwinston), insanların ve gezegenin gelişmesine yardımcı olan dayanıklı, karlı şirketlerin nasıl kurulacağı konusunda dünya çapında tanınan bir uzman. Ayrıca "Net Positive: How Courageous Companies Thrive by Giving More Than They Take" [Net Pozitif: Cesur Şirketler Aldıklarından Fazlasını Vererek Nasıl Başarılı Olur?] (Harvard Business Review Press, 2021) kitabının ortak yazarı.

BİZE ULAŞIN