GELECEĞİN SESİ NEYE BENZİYOR?
Çalışanların iş yerinde maruz kaldığı sesler, yaptıkları işin kalitesi kadar duygusal durumlarını da etkileyebiliyor.
Alex Coutts
Şu anda, salgının üçüncü yılında, hem işverenler hem de çalışanlar modern iş yerinin gerçek amacını yeniden gözden geçiriyor. Artık Amerikalıların çoğunluğu (yüzde 68'i) ideal iş yeri modelinin hem uzaktan hem de yerinde çalışmaya izin veren bir model olduğunu söylüyor. Bu durum ofis içi çalışan deneyimini yeniden düşünmek için işverenlere ve tasarımcılara benzeri görülmemiş bir fırsat sunan bir bakış açısı. İş birliği ve birlikte çalışmanın geleceği nasıl olacak? İşverenler, kendi duvarları içinde işçilerin güvenliğini, sağlığını ve esenliğini nasıl sağlayacak?
ETKİSİ SANDIĞINIZDAN DAHA FAZLA
Bu soruları cevaplandırırken şirketlerin dikkate alması gereken bir tasarım çözümü olarak 'ses' çıkıyor karşımıza. Müziğin ve sesin, insanların duygusal durumlarını değiştirme konusunda doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olduğunu araştırmalar yoluyla biliyoruz. Yeni platformlar ve ürünler için sesin gücünden yararlanabiliyoruz -American Express'teki markalı ses ortamları ve Nissan'ın elektrikli araçlarının güvenliğini artırmak için yarattığı özel sesler, bunun örnekleri- ancak yine de ses iş yerinde temelde sonradan düşünülen bir şey olarak kaldı.
Salgından önce, ABD'li ofis çalışanlarının üçte ikisi, yüksek sesli grup toplantılarından, telefon aramaları ve görüntülü aramalardan, kahve makinası başı sohbetlerinden ve klavye tıklamalarından kaynaklanan kötü akustik ve dikkat dağıtıcı gürültülerle dolu açık ofis ortamındaydı. Ama bu böyle olmak zorunda değil. Made Music Studio'nun araştırması, şirketlerin doğru ses kullanımı sayesinde gizlilik duygusu yaratarak, kötü gürültüyü maskeleyerek ve ruh halini, odaklanmayı ve hatta üretkenliği artırarak çalışanlarının işyeri deneyimlerini iyileştirebileceğini gösteriyor. Küçük veya büyük her şirket, bu yeni çalışma çağında ofis ortamının çalışanların ihtiyaçlarını karşılaması için sesten yararlanabilir.
KESİNTISİZ ORTAMLAR DÜZENLEYİN
Herkesin uzaktan çalışma ortamı mükemmel bir şekilde düzenlenmiş olmayabilir. Bazı çalışanlar, işyerini evden çalışırken yaşadıkları -aile üyeleri, inşaat veya diğer çevre gürültüleri kaynaklı- ses öngörülemezliği ve dikkat dağılmasından kurtulmak için hoş bir imkan olarak görebilir. İşverenler, çalışanlara odaklanmış çalışma için özel alanlar sunabilir, ancak aynı zamanda, çalışanlara kendi 'boş tuval' versiyonlarını sağlayarak sonik deneyimi dikkatli bir şekilde düzenleyebilir.
Özenle tasarlanmış ses -bu, sessizlik (veya beyaz gürültü ya da diğer ses maskeleme tekniklerinin sağladığı algılanan sessizlik) olabilir, doğru müzik listesi veya özelleştirilmiş bir ortam olabilir- iş yeri ortamını akustik kesintilerden arındırılmış bir alan haline getirebilir ve bu da üretkenliği artırabilir. Araştırmalar, ortam seslerine dahil edilen yatıştırıcı ses öğelerinin (örneğin aşamalı olarak yavaşlayan, kalp atışı benzeri hafif sinyallerin) beyin işlevini destekleyebileceğini gösteriyor. Bu tür sesler, ofisi kesintisiz odaklanma zamanına tahsis edilmiş bir yere dönüştürme potansiyeline sahip.
TASARIMDA YARATICI İŞ BİRLİĞİ
Çalışanlar, iş yerinde yeni çağın ana amacı olarak iş birliğini görüyor; salgından bu yana meslektaşlarla iş birliğine ayrılan sürenin yüzde 37 kısaldığını ortaya koyan çalışma göz önüne alındığında bu gayet makul. Kişisel iş birliğini teşvik eden ve yaratıcılığı ateşleyen ortamlara artan bu yeni talep sayesinde, tasarımcılar ofis ortamının ofis sakinlerini başarıya hazırlamasını sağlayabilir.
Made Music Studio'nun araştırması, iyi hazırlanmış, gelişen bir ses ortamının yaratıcılığı gerçekten artırabildiğini, bireyleri tipik ofis ortamına kıyasla yüzde 16 daha sakinleştirici ve yüzde 13 daha iç açıcı olan, rahatlamış bir duruma taşıyabileceğini ortaya koydu. Çalma teknolojisindeki yeni gelişmelerle birlikte, ses tasarımcıları artık bu ortam seslerinin deneyimlerimizi anlamlı bir şekilde iyileştirmesini sağlamak için daha ileri derinlik ve dinamizm seviyelerinden faydalanabiliyor. Bu tür yeni araçlar dikkatlice tasarlanmış seslerin asla istenmeyen gürültü haline gelmemesi için yorucu döngüleri veya dikkat dağıtan müzik listelerini 'akıllı' ses ortamlarıyla -gerçek zamanlı olarak günün saatine, desibel seviyesine veya doluluk seviyesine uyum sağlamak için tasarlanmış dinamik ses manzaralarıyla- değiştirmemize olanak tanıyor.
GERİ DÖNMEYİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Bir deneyime eşlik eden ses, aynı deneyime geri dönmek (veya ondan kaçınmak) için duyduğumuz bilinçaltı arzuyla içsel olarak bağlantılı; aralarında yüzde 86'lık bir korelasyon var. Etkilerini bilinçli olarak fark etmeseniz de ses, bir mekana geri dönmek isteyip istemediğinizi etkileyen önemli bir faktör olabiliyor.
Sesin güçlü duygusal bağlantıları teşvik etme yeteneği göz önüne alındığında, özenle tasarlanmış ses manzaraları, birçok çalışanın ofise geri dönmesine eşlik edebilecek endişe duygularını ortadan kaldırabilir.
STRATEJİNİZİ BELİRLEYİN
İşitme bizim en hızlı duyumuz olduğu için -beynimiz sesi diğer herhangi bir duyusal girdi türünden daha hızlı işliyor- tasarımcılar yeni bir ilk izlenim yaratmak için sesi kullanabilir: Kısa vadede sakinleştirmek ve uzun vadede daha derin bir aidiyet duygusu oluşturmak için. Bu, insanları bir alana davet eden, merak ve memnuniyet uyandıran ortam sesleriyle gerçekleştirilebilir. Müzikal yapıda incelikli ve daha sanatsal olan besteler, çalışanların aktif olarak geri dönmek istedikleri deneyimler yaratabiliyor.
İş yerinin yeniden tanımlanmaya devam ettiği bir ortamda şirketler ve tasarımcılar yeni araçlar ortaya çıkarma ve eskileri nasıl kullandıklarını yeniden düşünme fırsatına sahip. Bu konuya stratejik bir mesele olarak yaklaşsanız da yaklaşmasanız da ses iş gününüzü etkileyecek. Peki siz bu sesin neyi iletmesini istiyorsunuz?
-Alex Coutts: Made Music Studio'nun kıdemli başkan yardımcısı ve deneyim şefi.