Nükleer güçte küresel oyuncu olmak

04:42 - 04.09.2025, Perşembe

NÜKLEER ENERJİ ARTIK SADECE ELEKTRİK ÜRETİMİ DEĞİL; EKONOMİK BAĞIMSIZLIK, YÜKSEK TEKNOLOJİ VE ULUSLARARASI PRESTİJ İÇİN STRATEJİK BİR ARAÇ. AKKUYU NGS TAMAMLANDIĞINDA TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK İHTİYACININ YÜZDE 10’UNU KARŞILAYACAK. HEDEFTE İSE YENİ SANTRALLER İLE KÜRESEL LİGDE İLK 10’A YÜKSELMEK VAR.  Mustafa Orhun Çetin

2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi koyan birçok ülke, enerji arz güvenliğini sağlarken karbon ayak izini azaltacak çözümler arıyor. Bu noktada, karbon salımı olmayan, yüksek verimli ve sürekli enerji üretimi sağlayan nükleer enerji yeniden cazibe kazanmış durumda. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) 2024 yılı raporuna göre, hali hazırda dünyada 30'dan fazla ülkede 440'tan fazla nükleer reaktör faaliyet gösteriyor. Bu reaktörler küresel elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılıyor. Dünyada şu anda 400 GW olan nükleerdeki kurulu gücün ise 2050'ye kadar 812 GW'ye çıkarılması planlanıyor. Bunun için aralarında Türkiye'nin de olduğu çok sayıda ülkede projelendirilen nükleer enerji santralı sayısı 122. Bunlardan 42'sinin finansmanı tamamlanmı??durumda. Di?erleri i?in farkl? finans kaynaklar?n?n geli?tirilmesine ş durumda. Diğerleri için farklı finans kaynaklarının geliştirilmesine çalışılıyor.

Türkiye nükleer enerji yatırımlarını, enerji stratejisinin merkezine koyuyor. Çünkü, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile başlayan süreç, Türkiye'yi sadece elektrik üretiminde değil, aynı zamanda sanayileşme, eğitim, çevresel dönüşüm ve uluslararası platformlardaki görünürlüğü açısından da yeni bir lige taşıyacak. Küresel enerji krizlerinin ardından nükleer enerjinin yalnızca ekonomik değil, jeopolitik bir güvenlik unsuru olarak da görülmeye başlanması bu yatırımların stratejik önemini artırıyor.

YARIM ASIRLIK GEÇMİŞ

Akkuyu NGS'nin en somut adımı 2010'da Rusya ile yapılan anlaşma ile atılmış gibi görünüyor olsa da bu hikaye tam yarım asırlık bir geçmişe sahip. 1950'li yıllarda konuşulan barışçıl nükleer enerji teknolojisinin ardından 1956'da kurulan Atom Enerjisi Komisyonu bu isteğin somutlaşmasını sağlıyor. 1962'de devreye alınan Tepecik Nükleer Araştırma Reaktörü ise Türkiye'nin teknolojiye erişimini ve bu alanda bilgili insanların yetiştirilmesine ön ayak olacak en etkili hareket oluyor. Bugün ise Akkuyu NGS, sadece dört reaktörlük bir enerji santrali değil; aynı zamanda Türk mühendislerin yetiştiği, yerli tedarik zincirinin güçlendiği, teknoloji transferinin gerçekleştiği bir kalkınma projesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü, Akkuyu projesi Türkiye ekonomisine 50 milyar dolarlık katkı sunmaya hazırlanıyor. Ekipman, malzeme ve hizmetlerin yüzde 55'inin yerli tedarikle karşılanması ve elde edilen deneyimle Türk sanayicilerine Mısır ve Macaristan gibi yeni pazarlarda da kapı açıyor. Proje kapsamında bölgede yaklaşık bin yeni şirket kurulurken, sanayiye dönük kümelenmeler ve tedarikçi bilgi sistemleriyle yerli üreticinin küresel standartlara uyumu destekleniyor.

2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi kapsamında da etkileri görülecek olan Akkuyu Santrali'nin 4 ünitesinin 2028 yılı sonuna kadar kademeli olarak elektrik üretmeye başlaması hedefleniyor. Tesis, tam kapasiteye ulaştığında, Türkiye'nin toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu tek başına karşılayacak. Yılda yaklaşık 35 milyon ton karbon emisyonunu ve 7 milyar metreküp doğalgaz ithalatını azaltarak hem sürdürülebilirlik hedeflerini tutturmada hem de ekonomik anlamda etki yaratacak.

YERLİLEŞME VE

TEKNOLOJİ TRANSFERİ

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi, Türkiye'nin nükleer enerjiyi sadece bir enerji kaynağı olarak değil, aynı zamanda yüksek teknolojiye dayalı sanayi, enerji bağımsızlığı ve uluslararası prestij açısından stratejik bir araç olarak gördüğünü vurguluyor. Çiftçi, özellikle yapay zeka ve veri merkezleri gibi yeni teknolojilerin ciddi enerji ihtiyacı doğurduğuna dikkat çekerek, bu alanlarda nükleer enerjinin kaçınılmaz bir kaynak olarak öne çıktığını şu sözlerle ifade ediyor: "Microsoft, Google, Meta gibi devlerin veri merkezlerini güvence altına almak için nükleer enerjiye yönelmesi tesadüf değil; bu, stratejik bir zorunluluk."

Dikkat çeken bir diğer gelişme ise derneğin UAEA'ya gözlemci statüsüyle dahil edilmesi. Çiftçi, "Bu gelişmeyle birlikte barışçıl nükleer teknolojilerin geliştirilmesi ve sorumlu kullanımına olan bağlılığımız uluslararası alanda da tanınmış oldu" sözleriyle konuyu açıklıyor. Nükleer enerjinin sadece elektrik üretimiyle sınırlı olmadığını; sağlık, tarım ve sanayi gibi alanlarda da kritik katkılar sunduğunu belirten Çiftçi, bu alandaki çok yönlü stratejik etkinliğe şu sözlerle dikkat çekiyor: "Nükleer teknoloji, kanser tedavisinden gıda güvenliğine kadar pek çok alanda ülkemizin teknolojik kabiliyetlerini artıran bir araç."

HEDEF: ÜRETİCİ KONUMA YÜKSELMEK

Türkiye, nükleer enerjiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda geliştiren bir aktör olmayı hedefliyor. Küçük Modüler Reaktörler (SMR) bu vizyonun parçası. Daha düşük maliyetli, kısa sürede inşa edilebilen ve güvenli yapısıyla öne çıkan SMR teknolojisinin 2030'a kadar Türkiye'ye kazandırılması planlanıyor.

Sanayi bölgelerinin üretim açısından merkez üsleri olacağı ise görünen bir gerçek. Türkiye'de ilk kez kurulan Nükleer Sanayi Kümelenmesi ile yerli sanayiyi bu alana hazırlamaya başladıklarını söyleyen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, "Bugün 75 sanayicimizle ilk fazı tamamladık, şimdi NÜKSAK 2 ile daha geniş çaplı bir teknoloji ve üretim altyapısı kurmaya hazırlanıyoruz" diyor ve Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre küresel nükleer yatırımların 2025'te 70 milyar doları aşmasının beklendiğini sözlerine ekliyor.

ULUSLARARASI EĞİTİM DENEYİMİ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye'nin nükleer enerji yolculuğunda kapsamlı bir stratejiyle ilerliyor. Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdür Vekili Salih Sarı, "Nükleer enerji üretiminde ilk 10 ülke arasında yer almayı hedefliyoruz" sözleriyle bu alanda atılan adımların önemini vurguluyor. Nükleer enerji ekosisteminin gelişmesi için sanayi, insan kaynağı ve eğitim alanlarında da adımlar atıldığını belirten Sarı, "Şu ana kadar 300'den fazla Türk firması, Akkuyu projesinde yer aldı ve bu firmalara yaklaşık 5 milyar dolarlık iş hacmi sağlandı. Ayrıca 400'den fazla Türk öğrenci Rusya'da mühendislik eğitimi aldı. 470 öğrenci ise dünyanın önde gelen üniversitelerinde nükleer alanlarda yüksek lisans ve doktora eğitimi görüyor. Mersin'de tematik bir nükleer enerji lisesi açılırken 7 meslek lisesine 'Rusça' ve 'Nükleer Enerjiye Giriş' dersleri entegre edildi. Bu okullardan mezun olanlara santralde iş olanağı sağlanacak" diyor.

Türkiye'nin nükleer enerjiye yönelik attığı adımların teknoloji geliştirme, insan kaynağı yetiştirme ve ekosistem inşası gibi çok katmanlı hedefleri barındırdığını belirten İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, İTÜ'nün bu süreçte kilit bir rol oynadığını ifade ediyor. Mandal, "Cumhurbaşkanımızca nükleer teknolojiler alanında bir teknopark kurma görevi doğrudan İTÜ'ye verildi" diyor. Ayrıca İTÜ'nün kısa süre içinde yapay zeka, dijitalleşme, malzeme teknolojileri ve atık yönetimi gibi başlıklarda çalışacak bir Nükleer Teknolojiler Mükemmeliyet Merkezi için resmi başvuru yapacağını aktarıyor.

YERLİLEŞTİRME İÇİN ÖNEMLİ ADIM

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca nükleer enerji projelerinde yerli ve milli katkıyı artırmak amacıyla Nükleer Enerji Tedarikçi Bilgi Sistemi (NETBİS) oluşturuldu. Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) yerlileştirme oranı yüzde 54,73'e ulaşırken, oluşturulan bu sisteme kayıt yaptıran şirketler hizmetlerini yerli ve yabancı yatırımcılara tanıtabilecek. NETBİS, toplanan bilgilerle kapasite analizine de imkan tanıyacak. Ayrıca portal, Türkiye'nin yeni nükleer santral projelerinde ihale duyuru ve iletişim platformu olarak da kullanılacak.

TÜRKİYE'NİN ATOM SERÜVENİ: VİZYONDAN FÜZYONA

Nükleer enerjiye ilgi yarım asır önce yapılan çalışmalarla başladı. Türkiye'nin bu uzun soluklu yolculuğunda önemli dönüm noktaları bulunuyor:

Alikaan Çiftçi

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı

Seyit Ardıç

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı

Salih Sarı

Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdür Vekili

Dr. Hasan Mandal

İTÜ Rektörü Prof.

BİZE ULAŞIN