Zamanın lüksü

11:42 - 20.08.2025, Çarşamba

İnsanlığın 3 bin 500 yıllık zaman tutma serüveni, bugün 103 milyar dolarlık dev bir endüstri inşa etti. Quartz krizinin ardından yeniden ayağa kalkan mekanik saat sektörü ve gelişen yeni teknolojiler, sektörü 2033’te 158 milyar dolara taşıyacak. Türkiye’de satılan saatlerin yüzde 95’i ithal. Sektörün büyüklüğü net olarak bilinmese de 2024’te 7 milyondan fazla saat ithal edildiği resmi verilerle ortaya konuyor. Mustafa Orhun Çetin

Mısır'da M.Ö. 1500'e tarihlenen, taşınabilir bir kireç taşı parçası, üzerine çizilmiş göstergesiyle insanlığın zamanı anlama çalışmalarında bizi bilinen en eski saate götürür. O zamanlar amaç çalışma saatlerini ölçmekken zamanla ortaya çıkan yeni icatlar, rota, hız ve konum belirleyecek nitelikler kazanmaya başladı. Dünyaya anahtar deliğinden bakarak bütünü anlamak için küçük küçük çalışmaya yatkın bir çilingir olan Alman Peter Henlein ise taşınabilir bir sanat eseri icat etti. Pirinç bir zembereği çelik bir kafese ince, işçilikle yerleştiren Henlein'in bu icadı cep saatinin atası olarak görülmeye devam ediyor. Ama kol saatine geçişi hızlandıran süreç 'savaş'tı. Cep saatleri zincirler, kayışlar ve şeritler ile kollara takılarak stratejik birer ekipmana dönüştüler. İlk kadın saati Patek
Philippe mi yoksa Breguet mi tartışıladursun Cartier'in erkekler için ürettiği ilk kol saati koskoca bir sektörün doğmasına neden oldu. İnsanlık tarihinin tüm zaferlerinde kol saati de başrolden biraz rol çalmaya başladı. Dünyanın en tepesi Everest'e çıkanlara Rolex eşlik ederken, atmosferi aşıp aya gidenlere ise Omega yön verdi. En hızlı tur süresini ölçmek üzere Tachymeter bezeller yarış pistlerinde, dalgıç bezelleri ise derinliklerde nefes süresinin muhafızı oldu. Saat artık sadece "kaç" değil, "nerede" ve "ne hızla" sorularına da yanıt veriyordu. Bugün bu işlevlerini hala koruyor olsa da artık yeni bir özelliği daha var: Statü belirleme ve 'kim kimdir'i gösterme... Arz ve talep yarattığı ve markaların limitli üretim stratejisi ile anlam yüklediği modellere ulaşmak isteyen saatseverler, müzayedelerde milyonlar harcıyor. Böylece saat yalnızca bir araç değil aynı zamandan emtia ve arzu nesnesi haline geliyor.

KRİZ YENİDEN ŞEKİL VERDİ

Mekanik (kurmalı ve otomatik), Quartz (pilli), güneş ışığı ile dolan pile sahip modeller, hatta akıllı saatler ile ortaya çıkan pek çok çeşit var. Ancak günümüzde zamanı göstermekten çok, tarzı yansıtmak üzere kullanılan saatler devasa bir ekonomik etki de yaratıyor. Hala lüks saatçiliğin merkezi olarak konumlandırılan İsviçre'de 1970'te bin 600 saat markası faaliyet gösteriyordu. Japon saat markası Seiko'nun devrimsel buluşu ile ortaya çıkan Quartz modeller, lüks algıyı otomasyona döndürerek herkesin ulaşabileceği bir yapıya büründürdü. 1980'lere gelindiğinde ise üretici ssayısı 600'ün altına, istihdamı da 90 binden 28 bine çekti. 10 yılda İsviçre saatçiliğinin üçte ikisini buharlaştıran bu döneme Japonlar Quartz Devrimi derken mekanik saat pazarının kanadındakiler ise buna bir kriz gözüyle baktı. Sektörün dirilmesi ise saati artık sadece bir zaman tutucu değil duygusal bir kimlik, yatırım değeri yüksek ürün kategorisine yerleştirmeleriyle mümkün oldu.

Straits Research'ün araştırmasına göre küresel saat pazarının 2024'te 103 milyar dolarlık bir değerlemeye ulaşıldığı görülüyor. Lüks mekanik ve kullanılmamış saat segmenti neredeyse yüzde 50'ye yakın bir pazara (46,3) sahipken araştırmaya göre 2025'ten 2033'e dek yüzde 5'e yakın bir ortalama yıllık büyüme ile tüm sektör için 158,19 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğü öngörülüyor. Yatırım aracı olarak ivmesi her yıl yükseliyor.
Deloitte'un yaptığı İsviçre Saat Endüstrisi 2024 raporu ikinci ele rağbetin 10 yıl içinde yeni saatlerin hacmini yakalayacağını gösteriyor. Bunun en önemli etkenleri arasında sürdürülebilirlik trendi ve klasik tasarımlara olan ilginin artması gösteriliyor. Grand View Research'e göre ikinci el pazarı 2023'te 24,3 milyon dolarken 2030'da neredeyse ikiye katlanarak 45 milyon doları geçecek. Deloitte araştırmasında öne çıkan bir diğer sonuç ise pandemi ve Z kuşağı kaynaklı dijital kanallardan yapılan satışların artış göstermesi ve ilerleyen dönemde bu artışın devam etme eğiliminde olduğu.

ÇİFT HANELİ BÜYÜME

Pazarda lüks saatler ciro açısından büyük pay alırken, adet bazında daha az satılıyor. Akıllı saatlerin payı ise hızla artıyor. Öyleki 2028 yılına kadar yüzde 42,7'lik bir seviyeye ulaşacağı tahmin ediliyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin 2024 yılı toplam saat ithalatı yüzde 16,8 artışla 458,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2023'te 5,1 milyon olarak gerçekleşen saat ithalatı yüzde 46 büyüme ile 7,54 milyona ulaştı. Quartz saatler halen çoğunluğu oluştursa da otomatik ve mekanik saatlere olan ilgi son yıllarda artış gösteriyor.

Saat sektörümüz böylesine ithalata bağlıyken, sektörün oyuncuları bu konuda neler düşünüyor? Saat&Saat Genel Müdür Yardımcısı Hayati Bayraktar, global markaların Türkiye'ye ilgisinin oldukça yüksek olduğunu belirtiyor. Bayraktar, "Genç nüfusumuz, modaya olan duyarlılığımız ve alışveriş merkezlerinin yoğunluğu bu ilgiyi besliyor. Aynı zamanda gelişmiş e-ticaret altyapımız sayesinde markalar Türkiye'yi dijitalde de cazip bir hedef olarak görüyor" diyor. Türkiye'nin turizmdeki iddiasını giderek artırmasının, markalar için önemli bir pazar fırsatı yarattığına da değinen Bayraktar, özellikle lüks markaların, turistlerin alışveriş yapma eğilimlerinden faydalanarak Türkiye'deki mağazalarına yatırımlarını artırdıklarına vurgu yapıyor.

Numan Ergün
Ersa Saat Genel Müdürü

MİLYAR DOLARLIK PAZAR

Türk insanının saate olan ilgisinin pandemi sonrasında arttığını ve her geçen yıl bu eğriyi yukarı yönlü sürdürdüğünü ifade eden Ersa Saat Genel Müdürü Numan Ergün, bu ilginin moda markalarından köklü tarihi olanlara doğru yöneldiğini de ekliyor ve devam ediyor: "Türkiye'de her yıl nispeten fiyatı daha yüksek ürünler tercih ediliyor. Akıllı saatler günümüzün değişmez gerçeklerinden biri. Saat satışlarını geçmişte bir nebze etkilese de şimdilerde Türkiye'de saat sektörü dolar bazında her yıl çift haneli büyümeye devam ediyor."

Lüks İsviçre saat markalarını Türkiye'ye getiren
Quadran, İstanbul, İzmir ve Antalya'daki mağazalarında yüksek segmente yönelik güçlü talep gözlemlediklerini belirtiyor. Quadran Pazarlama Direktörü Bengisu Çorluk, "Türkiye pazarı yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde ve büyük ölçüde ithalata dayalı. Prestijli markaları Türkiye'ye getiriyor ve bu büyümede önemli bir rol oynuyoruz" diyor. Türkiye'de yıllık ortalama 10-12 milyon saat satışı gerçekleşirken üst segment ve lüks saatler bu satış hacminin daha küçük bir yüzdesini oluşturuyor.

YENİDEN ÜRETİME GEÇİYOR

Yaklaşık 12 yıl önce saatlere ilgi duymaya başladığını ancak o zamanlar Türkiye'de saatlerle ilgili yeterli medya ve kaynak olmadığını ifade eden ABT Saat E-Ticaret Direktörü Umut Kuş, artık durumun öyle olmadığını özellikle dijital medyada saatlere ilgi duyanları besleyecek pek çok yerli içerik olduğunu belirtiyor. Moda markalarının geniş kitlelere, Quartz saatlerin ise giriş ve orta segmente yönelenlere hitap ettiğini söyleyen Kuş, "Mekanik saatler ise daha farklı bir kitleye hitap ediyor. Bir genelleme yapmak gerekirse saatlere daha ilgili, daha çok araştıran niş bir kitle. Bu kitle kısaca zor beğenir, zor alır, ama tutkuyla saati kullanır" diye konuşuyor. Kuş'a göre markalar Türkiye'ye ciddi ilgi gösteriyor. Nedenini ise saatçiliğin henüz bir dengeye kavuşamamış olmasıyla açıklıyor.

Saatçiliği aile mesleği olarak tanımlayan ve 1959'dan beri sektörde olan Tek Saat kurucusu İbrahim Tetik, saate olan ilginin dönemsel olarak değiştiğini söylüyor. Moda markalarına olan ilginin giderek payını işi saat üretmek olan, kökeninde saatçilik bulunan markalara bıraktığını anlatan Tetik, "Saatçiliğin şimdilerde yükselen yıldızı bağımsız ve düşük adette üretim yapan mikro markalar" diyor. Türkiye'de saat üretiminin ise henüz montaj düzeyinde ve çok küçük olduğunu ifade eden Tetik, "Bence üretim demek kasanın ve mekanizmanın ülkemizde yapılması demek. Hatta biz kendimiz de Türkiye'de ilk markalardan biri olarak çok yıllar önce Uzak Doğu'da üretim yaptırdık. Şimdilerde babalarımızın Falcon markasını tekrar canlandırmayı düşünüyoruz. Projeyi başlattık ve bu defa İsviçre üretimi ile saatseverlerin karşısına çıkacağız" diyor.

Stefan Kudoke

Kudoke Kurucusu ve Saat Üreticisi

TÜRKİYE HEDEF BÖLGE

Köklü saat markaları Breitling, Hublot ve TAG
Heuer'e olan ilgi de Türkiye'de artış gösteriyor. Markaların Türkiye distribütörü Quadran'ın yetkilileri şunları söylüyor: "Türkiye'de lüks segmentte harcama eğilimi yüksek ve markalara bağlı sadık bir müşteri kitlesi var. Özellikle İstanbul, hem yerli müşteriler hem de yüksek gelirli turistler için önemli bir alışveriş merkezi konumunda. Bu nedenle Türkiye, bu markaların büyüme planlarında kilit bir rol oynuyor."

SINIRLI ÜRETİM,

YÜKSEK İLGİ

Grand Prix d'Horlogerie de
Genève (GPHG) ödüllü Alman saat ustası Stefan Kudoke, "Mekanik saatlere ilgi belirgin biçimde arttı ve bu eğilim 1990'lardan beri sürüyor. Pek çok insan yeniden mekanik saatlerin zarafetine ilgi duyuyor ve kaliteli saat takmaktan keyif alıyor. Birçok koleksiyoner küçük ve bağımsız markaları keşfedip koleksiyonlarına katıyor. Bu markaların ürettiği saat sayısı, büyük markalarla karşılaştırıldığında çok az; bu da onları ayrıcalıklı ve çekici kılıyor" diye konuşuyor.

Kickstarter gibi bir kitle fonlama platformunda parlayarak çıkışını gerçekleştiren Ciga Design, ilk kez Çinli bir markanın GPHG ödülü almasını sağladı. Ciga Design'ın kurucusu Zhang Jianmin, "Saat markalarının nadiren ele aldığı konulara odaklandıklarını, dünyayı koruma taahhüdünün tasarımlarında yer aldığına değiniyor. Türkiye pazarına da girmeyi düşündüklerini söylüyor.

Zhang Jianmin

Ciga Design Kurucusu

USTA ARAYIŞI

Türkiye'de saat servisi de yaygınlaşmış durumda. Saat&Saat Genel Müdür Yardımcısı Hayati Bayraktar, "Saat ustalığını yaşatmak ve bu alanda yetkin usta ihtiyacını karşılamak adına projeler hayata geçirerek yeni saat ustaları yetiştiriyoruz. Geliştirdiğimiz proje ile kadınların bu geleneksel ve erkek egemen görülen zanaata adım atmalarını teşvik ediyoruz. Saat ustalığının detaycılık, titizlik ve el becerisi isteyen doğasıyla kadınların yeteneklerinin birebir örtüştüğüne inanıyoruz" diyor. Ersa Saat Genel Müdürü Numan Ergür, "Saat ustası bulmak Türkiye'de oldukça zor. Saatçiler Odası'nın desteği ile kurulmuş bir okul var. Fakat devletten yeterli desteği alamadığı için pek parlak diyemeyiz. Yine de sektör olarak destekleyip usta yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeni neslin bu konuya ilgisi bir hayli az" diyor.

Hayati Bayraktar
Saat&Saat Genel Müdür Yardımcısı

ZAMANSIZ MEKANİZMA

Son yıllarda otomatik saatlere olan ilgi belirgin bir şekilde arttı. Otomatik saatler, yalnızca zamanı gösteren bir araç olmanın ötesine geçerek, statü göstergesi, teknik ustalık ve mekanik zanaatkarlığın bir sembolü haline geldi. Tüketici davranışları açısından değerlendirildiğinde, otomatik saatler uzun ömürlü, kalıcı ve zaman içinde değer kazanabilecek ürünler olarak algılanıyor. Bu nedenle yatırım niteliği taşıdığı düşünülüyor.

Umut Kuş
ABT Saat Pazarlama Direktörü

50. YIL KUTLANIYOR

İsviçreli saat üreticisi Maurice Lacroix, 1975'teki kuruluşuna atıfta bulunan "1975 Koleksiyonu" ile yarım asrı geride bırakıyor. Les Classiques çizgisini günümüze taşıyan seri, 36 mm ve 40 mm'lik otomatik kasalar ile 39 mm'lik quartz seçeneği sunuyor.
Üç kadran rengi (mavi, siyah, gümüş) üzerinde güneş ışını deseni, elmas kesim trapez indeksler ve dauphine akrep-yelkovan yer alıyor. Tarih penceresi otomatik modellerde 3, quartz modelde 6 konumunda yer alıyor.

BİZE ULAŞIN