Zamanı dokumak


Geleneksel anadolu kilim dokuma sanatını çağdaş bir vizyonla yeniden yorumlayan Belkıs Balpınar, klasik kilim dokuma tekniklerini alışılmışın dışına çıkararak tekstil sanatına yeni açılımlar getiren bir sanatçı... onu, tüm dönemlerinden eserlerinin bir araya getirildiği ‘zamanla dokunanlar’ sergisiyle yeniden ve daha yakından tanımaya ne dersiniz? İlker Gezici
Onun hikayesi 1941 yılında Eskişehir'de başladı. 1963 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Tekstil Bölümü'nden mezun olan Balpınar, kariyerine Sümerbank'ta halı desen tasarımcısı olarak başlamış, ancak zamanla ilgi alanını kilimlere ve geleneksel düz yaygı dokumaya kaydırıyor. 1968-1973 yılları arasında Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nin Halı ve Kilim Bölümü'nde küratör olarak görev yapan Balpınar, 1979'da Vakıflar Halı Müzesi'ni, 1981'de ise Vakıflar Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi'ni kurarak Anadolu dokuma sanatının korunması ve tanıtılması konusunda önemli katkılar sağlıyor. 1983 yılında emekliye ayrıldıktan sonra kültürel mirası modern sanatla birleştiren yenilikçi dokuma teknikleri geliştirerek kendi sanatsal yolculuğuna odaklanan Balpınar, bilim ve kozmolojiye duyduğu ilginin etkisiyle geleneksel desenlerden uzaklaşarak soyut tasarımlar barındıran işlere yöneliyor. Bu açıdan geleneksel dokuma tekniklerini yenilikçi bir bakış açısıyla yorumlayan sanatçı, 'Dokuma-ma' (Un-weaving) adını verdiği bir teknik geliştirerek eserlerinde serbest iplikler bırakmak suretiyle negatif alanlar yaratıyor. Bu yöntemle, düz dokuma sanatını iki boyutun ötesine taşıyarak üç boyutlu bir algı oluşturuyor.
Anadolu kültürünün en eski sanatlarından olan kilim dokumasını geleneksel formlarından uzaklaştırarak zaman, mekan, boyut ve uzam anlamında özgürleştiriyor adeta…
Türünün tek örneği olan bu teknik dünyada da büyük yankı bulur. Eserleri, Washington DC'deki Dünya Bankası binasının giriş duvarlarında, Suudi Arabistan'daki Aramco Center'da ve New York'taki Marmara-Manhattan Oteli'nde sergilenir. Ayrıca, New York Modernist Sergisi ve Miami Art Basel Fuarı gibi uluslararası etkinliklerde yer alan eserleri, Miuccia Prada, Bernard Chappard ve Al Gore gibi koleksiyonerlerin kişisel sanat koleksiyonlarında da kendisine yer buluyor. 2012'de açıldığı günden bu yana İstanbul'un en dinamik çağdaş sanat galerilerinden biri olan Anna Laudel İstanbul, sanatseverleri Balpınar'ın ipliklerle kurduğu bu büyülü evrene davet ediyor. Sergi, Balpınar'ın farklı dönemlerinden 20 eseri bir araya getirerek sanatçının üretim sürecine geniş bir perspektiften bakma imkânı sunuyor. Anadolu'nun kadim dokuma geleneğini modern sanatın bir ifadesi haline getiren sanatçı, ipliği yalnızca bir malzeme değil, aynı zamanda bir düşünce aracı olarak kullanıyor. Renklerin, ritmik formların ve boşlukların anlam kazandığı eserlerinde, dokuma yüzeyi adeta bir anlatı alanına dönüşüyor. Balpınar'ın dokuma tekniklerini melezleyerek oluşturduğu eserler, yalnızca estetik birer nesne değil, aynı zamanda zamanın ve mekanın izini süren sanatsal deneyler olarak okunabiliyor. Ay sonuna kadar izleyiciyle buluşacak olan 'Zamanla Dokunanlar' sergisinde Balpınar'ın eserleri arasında gezerken sanatın yalnızca görmekle değil, aynı zamanda hissetmekle de ilgili olduğunu hatırlayacaksınız…
Kitabı da çıktı
"Zamanla Dokunanlar" sergisinin bir diğer önemli yanı, Belkıs Balpınar'ın sanatsal kariyerini uluslararası bir bağlamda da ele alması. Sergi kapsamında, İtalya merkezli ünlü sanat yayınevi SKIRA tarafından yayımlanan "Belkıs Balpınar: Through Woven Times" isimli kitap da sanatçının yaratım sürecine ışık tutuyor. Dr. Necmi Sönmez'in editörlüğünü yaptığı ve Dr. Sabine Maria Schmidt'in katkılarıyla hazırlanan bu kapsamlı eser, Balpınar'ın tekstil sanatına kazandırdığı yenilikleri sanat tarihi bağlamında ele alıyor. Böylece sanatçının retrospektif sergisi, yalnızca Türkiye'de değil, dünya sanat sahnesinde de yankı buluyor.
HER ŞEY ÇOCUKLAR İÇİN
11-22 Nisan arasında İstanbul Film Festivali ile başlayacak etkinlikler, gençleri stop-motion animasyonun büyüleyici dünyasına davet ederken, haziran ayındaki "Hip-Hop Dans Atölyesi" ritim ve hareketin gücünü keşfetmelerine yardımcı olacak. Temmuz'daki Caz Atölyeleri ile çocuklar doğaçlamayı, özgüveni ve ritmik algıyı keşfederken, kasım ayında gerçekleşecek tiyatro atölyeleri ise sahne sanatlarıyla ifade becerilerini güçlendirmelerine katkı sağlayacak. Bu etkinlikler, çocukların sanatla kurdukları bağı güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda onların yaratıcılıklarını besleyen birer deneyim alanı sunuyor. İstanbul'un çeşitli noktalarında düzenlenecek bu atölyeler, sanatın yalnızca belli bir kesime ait olmadığını, her çocuğun yaratıcı üretime katılma hakkı olduğunu vurguluyor.
BU AY ÖNE ÇIKAN ETKİNLİKLER
Chicago Müzikali geliyor
Broadway'in en uzun soluklu müzikali Chicago, 15-20 Nisan tarihlerinde Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde izleyiciyle buluşuyor. Bob Fosse'nin yazdığı 1920'lerin ışıltılı dünyasında geçen altı Tony Ödülü, iki Olivier Ödülü ve bir Grammy kazanan bu efsanevi yapım, suç, tutku ve şöhret dolu hikayesiyle sahnede olacak. Roxie Hart'ın suç ve sansasyon dolu hikayesini anlatan yapım, içinde "Razzle Dazzle", "Cell Block Tango" ve "All That Jazz"in arasında olduğu unutulmaz şarkıları barındırıyor. Orijinal Broadway prodüksiyonu olan bu eşsiz gösteriyi İstanbul'da izleme fırsatını kaçırmayın.
OneRebublic için hazır mısınız?
Pop rock müziğin sevilen ismi OneRepublic, yeni albümleri "Artificial Paradise" turnesi kapsamında 30 Nisan'da İstanbul'a geliyor. Söz yazarı ve baş vokalist Ryan Tedder, gitaristler Zach Filkins ve Drew Brown, klavyeciler Brian Willett, basçı ve çellist Brent Kutzle ve davulcu Eddie Fisher'dan oluşan grup, enerjik sahne performansı, hit şarkıları ve güçlü vokalleriyle Volkswagen Arena'da unutulmaz bir gece vadediyor.
Amerikan Müziğine Yolculuk
"Dünyanın en büyük yaylı dörtlüsü" olarak tanımlanan CHAARTS Chamber Artists, Amerika'nın müzikal zenginliğini bir araya getiren "American Beauty" konserini 17 Nisan Perşembe akşamı İş Kuleleri Salonu'nda müzikseverlerin beğenisine sunuyor. Yaptığı iş birlikleriyle sanatseverlerin beğenisini kazanan topluluk bu konserde Vanessa Maria Looss, Axel Herrig ve David Castro-Balbi'ye eşlik ediyor. Amerika kıtası bestecilerinin eserlerinin yanı sıra repertuarda George Gershwin'in caz ile klasik müziğini ustaca harmanladığı "Paris'te Bir Amerikalı" ve Astor Piazzolla'nın "Buenos Aires'in Dört Mevsimi" yer alırken, 20. yüzyılın ikonik Broadway şarkıları da dinleyicileri New York'un renkli ve dinamik dönemine götürecek.