Adapte olan, avantajlı olacak...

01:16 - 30.01.2021, Cumartesi

Ersin Akman / INBUSINESS

Hayatımız bir anda alt üst oldu... Peki vazgeçtik mi? Elbette hayır. İnsanlık her zaman olduğu gibi karşılaştığı zorluklarla savaşmaya ve ortaya çıkan yeni duruma adapte olmaya devam ediyor. Birey ya da şirket, Yeni Normal'de adapte olabilenlerin avantajlı olacağı bir döneme gireceğiz. O zaman başlıktaki soruyu yeniden soralım: Nasıl adapte olacağız?

Evet, dünya değişiyor. Covıd-19 bir yandan ezberimizdeki tanımları değiştirirken diğer taraftan zaten başlamış olan değişim dalgalarının ivmesini artırıyor. Evden çalışma, uzaktan eğitim, internet üzerinden yapılan iş görüşmeleri ve toplantılar, internet-mobil alışveriş, blok zinciri uygulamaları... Bunların hepsini Covid-19 pandemisi öncesinde de yeni trendler olarak takip ediyor ve hatta kullanıyorduk. Yani değişim zaten kapımızdaydı. Holdingler, şirketler ve özellikle genç neslin öncülüğünü çektiği start-up'lar yaşanan bu teknoloji temelli değişime ayak uydurmak için altyapılarını gözden geçiriyor yeni stratejiler belirliyordu. Kuşkusuz beklenen bu değişimin temeli teknolojideki gelişmelerdi. Dijital dünyanın sağladığı avantajlar en köklü holdingler tarafından bile araştırılıyor yeni iş modelleri ortaya çıkartılmaya çalışılıyordu... İşte tam bu noktada dünya Covid-19 pandemisi ile karşılaştı. En küçüğünden en büyüğüne herkes zorunlu olarak ortaya çıkan yeni koşullara adapte olmaya çalıştı. Hem bireyler hem şirketler hem de devletler bu felakete karşı elinden geldiğince önemli bir savaş verdi, veriyor. Yeni Normal'de adaptasyonun temelini teknoloji şirketleri oluşturacak. Dünyada son dönemin dolar milyarderleri boşuna teknoloji/internet alanından çıkmıyor zira virüslü ya da virüssüz fark etmez, gelecek tamamen teknolojinin elinde. Son yıllarda önemle üzerinde durulan dijital dönüşüm artık tam anlamıyla başlamış durumda.

BİLANÇO AĞIR

Geleceği daha iyi analiz edebilmek için önce bugünümüzü anlamamız gerekiyor. Gelin 2020'ye bir göz atalım. Her krizde olduğu gibi Covid-19 da bazı ürün ve servisler için büyük fırsatlar yaratırken bazılarının tüm büyüme planlarını etkiledi ve hatta sorgulanır hale getirdi. Mesela pandemi öncesi dönemde çoğunlukla çok uluslu şirketlerin kullandığı Zoom, Cisco WebEx, Microsoft Teams gibi gerçek zamanlı toplantı yazılımları bir anda bütün dünyanın en bilinen iletişim modeli haline geldi. Tüm dünyada adetsel anlamda satışları yavaş yavaş düşen televizyon üreticileri insanların evlerine kapanması nedeniyle daha önceden planlanamayan satış artışları yaşadı. Keza neredeyse dünyanın tamamında bilgisayar satışları arttı. Evlere kapanan insanlar Netflix, BluTV, Spotify gibi servislere abone olunca dijital hizmet sektörü de karlılıkta zirveye ulaştı. Eve verilen siparişlerin arasındaki artan gıda maddeleri, soğuk zincir filolarını da şehirli insanların hayatına soktu. Öte yandan dünyanın farklı noktalarındaki hediyelik eşya satıcılarından milyon dolarlık yatırımlarla hayata geçirilen tatil köyleri başta olmak üzere tüm oteller 2020'yi zararla kapatmak zorunda kaldı. Üretim tesisleri uzun süre kapalı kaldığı veya eksik personelle çalıştığı için bilançolarına planlanandan daha az kar yansımasını kabullendi.

YENİ NORMAL

Virüsün bulaşma hızı ve sonrasında yaşanan vefatlar nedeniyle dünya bir anda her şeyi 'uzaktan' yapmaya başladı. Ofisler yerlerini evlerdeki çalışma masalarına bırakırken eğitimden alışverişe kadar birçok ihtiyacımızı 'uzaktan' veya 'online' olarak tanımlanan yöntemlerle çözmeye başladık. Finans kurumları gibi çoğunlukla ıslak imzayla iş yapan sektörler risk grubundaki mudilerine hizmet verebilmek için ev ziyaretlerine bile başladı. Dünyanın birçok noktasında çiftçiler arazilerini drone'larla kontrol etmek zorunda kaldı. Restoran ve süpermarketler 'eve servis' hizmetlerine ağırlık verirken 'sosyal mesafe' iş dünyasının her aşamasına hızla entegre edildi. Yaşadığımız bütün bu gelişmeler aslında bir 10 yıl sonrası için fütüristlerin bahsettiği konular. Şirketler geleceğin dünyasının daha az temaslı, uzaktan yönetilebilen ve mobil tabanlı olacağını öngörerek hazırlık yapıyor strateji geliştiriyordu. Covid-19 bütün bu süreçleri hızlandırdı. Hem de çok hızlı bir şekilde.

Yıllardan beri adı çokça telaffuz edilen 'dijital dönüşüm' kavramı özellikle beyaz yakalıların dominasyonunda olan şirketlerde hızla hayata geçirildi. 'Dijital dönüşüm' kavramına zaten yatırım yapan kurumlar, pandemi döneminde daha az üretkenlik sorunu yaşarken, içinde bulunulan şartlar nedeniyle çoğunluğu mavi yakalılardan oluşan saha çalışanları bile dijital dönüşümden faydalanmaya başladı. Mesela dünyanın her yerindeki kurye şirketleri çalışanlarıyla müşterileri arasındaki teması azaltmak için paket teslimlerini ıslak imza yerine şifreyle yapmaya başladı.

AKILLI ŞİRKETLERE GİDEN YOL

Covid-19 nedeniyle gündeme iyice oturan 'dijital dönüşüm' kavramı aslında akıllı şirketlere giden yolun da en temel taşlarından birini oluşturuyor. O nedenle pandemi döneminde üretkenliği düşürmemek için dijital dönüşüme öncelik veren şirketler aslında bir sonraki adıma da kendilerini hazırlamış oluyor. Dijital dönüşüm mekandan bağımsız çalışma opsiyonlarıyla birlikte yine mekandan bağımsız hizmet ve satış yeteneklerini geliştirirken tüm birimlerin daha sistematik bir şekilde çalışmasını zorunlu kılıyor.

TÜRKİYE, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN NERESİNDE?

Ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve yabancı teknoloji şirketlerinin tepe yöneticilerine Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan zorlukların üstesinden nasıl geldiklerini sorduk. Dijital dönüşünüm neresinde olduklarını anlamaya çalıştık. Gördük ki ülkemiz iş dünyası olası kötü senaryolara en az dünyanın diğer ülkelerindekiler kadar hazır. Yıllardır dijital dönüşüme yatırım yapan şirketler Covid-19 pandemisinden daha az etkilenmeyi başarmışlar. Gelin şimdi Türk Telekom, Turkcell, Ericsson ve Microsoft'un dijital dönüşüm neler yaptıklarını genel müdürlerinden dinleyelim.

BİZE ULAŞIN