Sürdürülebilirlik Şimdi!
İklim değişimi ve kuraklık, gezegenin kaynaklarının hızla yok edilmesi, yoksulluk ve açlık, cinsiyet eşitsizliği, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi olmayan yüzlerce milyon insan… Dünya altı milyardan fazla nüfusu beslemek ve daha insanca yaşamalarını sağlamak zorunda. İklim değişimi ve kuraklık, gezegenin kaynaklarının hızla yok edilmesi, yoksulluk ve açlık, cinsiyet eşitsizliği, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi olmayan yüzlerce milyon insan… Dünya altı milyardan fazla nüfusu beslemek ve daha insanca yaşamalarını sağlamak zorunda. Hemen şimdi, bugünden başlayarak yapılacak çok şey var. Geçen sayımızda 'tik tak, tik tak' zaman daralıyor başlığı ile işlemiştik sürdürülebilirlik dosyasını. Büyük yankı bulan dosyanın bu sayıdaki devamında mesajımız daha net, bahanelerimiz tükendi. Artık harekete geçmenin tam zamanı: Sürdürülebilirlik, hemen şimdi…
Nilgün Balcı Çavdar
Kış geliyor… Tüm dünyada popüler olan malum dizinin meşhur repliği, gerçek olan kötü bir kehanet gibi. Evet, kış geldi. Endişe edildiği gibi özellikle Avrupa ülkelerinde ve Türkiye'de salgın tekrar yükselişte. Öte yandan BioNTech ve Pfizer'ın geliştirdiği dahil olmak üzere birden fazla aşının başarılı olduğu haberleri geliyor. İnsanlık bu salgının da üstesinden gelecek. Ancak bu belayı da atlattıktan sonra ve (o kadar beklemeden atlatırken de) "winter is coming" repliğini tekrar etmeye devam etmek için çok neden var. İnsanoğlunun üzerinde yaşamaya devam edeceği bir gezegene ihtiyacı var. Sonra, bu gezegende herkesin doymasına, eğitim ve sağlık gibi en temel hizmetlerden eşit bir şekilde yararlanmasına… Bunları geçelim, herkesin su içmesi gerek. Ailesini sıcak ve korunaklı bir yuvada yaşatmaya devam etmek isteyen ebeveynler gibi, tüm dünyayı da büyük ve tek bir yuva gibi görmeye başlamamız gerek. Sürdürülebilirlik işte bu. Bu büyük aileyi nasıl geçindireceğiz?
Yangın evimize ulaşmış gibi görünmüyor olabilir (Acaba gerçekten öyle mi?) ama komşunuzun evinin yandığını görüyorsanız dışarı çıkmanın zamanı gelmiş demektir. Geçen yaz Avusturalya'yı ve daha birkaç ay önce ABD'nin batı kıyılarını saran yangınları hatırlayın. Birleşmiş Milletler'in (BM) 'Nations United-Uluslar Birleşti' başlıklı yarım saatlik bir filminde yangınlar sırasın da sıradan evlerde, sıradan insanların neler yaşandığı görülüyor. Yollarda ateş çemberlerinin içinden geçen otomobiller… Gökyüzüne yükselen turuncu bir duman… Oturma odasından telaşla perdesini aralayıp bakan bir kadın, "Komşumun evi yanıyor" diyor. Tek tek bireylerden devletlere, kurumlara ve şirketlere kadar herkes elindeki imkanlar ölçüsünde yangına su döküyor.
BU BİR SEFERBERLİK
INBUSINESS olarak, bu seferberliğin bir parçası olmayı seçtik ve Türkiye'de sürdürülebilirlik alanında yükselen sesleri daha da yükseltmeyi ilk günden öncelikli hedeflerimiz arasına yerleştirdik. Kasım ayında yayınlanan ilk sayımızda, Türkiye'nin önde gelen şirketleri ve liderlerinin sürdürülebilirlik konusundaki görüşlerine ve faaliyetlerine yer vermiştik.
Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin CEO'larının kaleme aldığı mektupların hepsini tek bir sayıya sığdıramadık. Bu sayıda da devam eden sayfalarımızda 'daha iyi bir dünya ve daha iyi bir gele cek için' çalışan şirketlerin ve liderlerinin mektuplarını okumaya devam edebilirsiniz.
Tek tek hepsi, BM'in belirlediği 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) ve bu amaçlar için belirlenen 169 hedeften hangileri için çalıştıklarını anlatıyor. Bu amaçlardan hiçbiri diğerinden daha az önemli değil. Hepsi bir bütün olarak dünyanın yaşanabilir bir yer olarak kalmasını hedefliyor. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay'ın söylediği gibi, "Her biri birbiriyle ilişkili dolayısıyla her birinin sürdürülebilirliği de birbirine bağlı."
Liderlerin ortak vurgusu, salgının ne kadar kırılgan bir denge içinde yaşadığımızı göstermesi… Bu salgından çıkarılacak çok ders var ama en önemlisi, zorunlu olunca alışkanlıkların ne kadar hızlı değişebileceğini göstermesi oldu. Evden hiç çıkmamaya, uzaktan çalışmaya, eğitime, sürekli maske takmaya hemen adapte olduk. Bir şeyler çok hızlı değişebiliyor ve tüm bu olanakları sürdürülebilirlik hedefleri için de harekete geçirmek mümkün. Dünyayı değiştirmek mümkün. Yoksulluğun üstesinden gelmek, eşitsizliği bitirmek, kız çocuklarının eğitime katılmasını sağlamak ve iş hayatına kadınların eşit katılımını sağlamak. Hepsi de mümkün.
Yol haritasının çerçevesi 17 SKA ile çizilmiş durumda. Herkes bir ucundan tutup, en iyi bildiği ve en fazla etkiyi sağlayacağı yerden işe koyulacak. Bugün bazı şirketler bunu yapıyor. Ama artık bu durum pek tercihe kalmış da değil. Yatırımlara yeni kaynak bulmak, müşterileri kaybetmemek ve dünyanın kalanıyla entegre olmaya devam edebilmek için de bu ortak hedefler doğrultusunda çalışmak gerekiyor. Sürdürülebilirliği odağına almayan şirketlerin en çok ortaya koydukları bahane artan maliyetler. Bugünün gündemine baktığınızda sürdürülebilirlik konusunda daha fazla ihmal bugün kaçtığımız maliyetlerden çok daha yüksek olacak. Bugünün ve geleceğin kazanan şirketleri, sürdürülebilirlik ilkelerini merkezine alanlardan oluşacak. "Yaşadığımız bu sıkıntılı süreçten sonra sürdürülebilirlik konusu farklılaşmak için daha da öne çıkacak. Önümüzde belirsiz bir dönem var. Ancak bu sadece ekonomik olarak bizim nasıl etkileneceğimizle ilgili değil aynı zamanda etkilerini yaşamaya başladığımız iklim değişikliği ve giderek artan eşitsizlikler gibi küresel konular hepimizin geleceğini ilgilendiriyor. Çünkü hepimiz bu dünyanın bir parçasıyız ve büyüme herkesi kapsamadıkça sürdürülebilir olmaz" diyor Zeynep Bodur Okyay.
Karbon emisyonlarını azaltmak ve sıfırlamak şirketlerin birçoğu tarafından en benimsenen hedeflerden biri. Ayrıca çeşitli çevresel fonlar aracılığıyla çeşitli finansman kolaylıklarını da beraberinde getiriyor.
FİNANSMANIN GÜCÜ
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO'su Cem Köksal, ESG / ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim) fonlarının yüzde 272 oranında artmasına dikkat çekerek, bunun sermaye piyasası tarafından konunun doğru şekilde okunduğunu gösterdiğini söylüyor. 16 ülkeden 250'den fazla kurumun üye olduğu ve 33 trilyon euro büyüklüğündeki bir varlığı yöneten, İklim Değişikliği Kurumsal Yatırımcılar Grubu (IIGCC), Avrupa Birliği'ne salgın sonrası yeşil ekonomiyle çıkış formülü öneren bir mektup yazmıştı.
Köksal'ın da vurguladığı gibi "Bu, iş dünyasını harekete geçirebilecek önemli bir gelişme." Söz konusu mektup, eylül ayı ortasında duyurulmuştu. Buna göre IIGCC, AB tarafından belirlenen ve 2030'da ulaşılması planlanan karbon salınımının azaltılması hedefinin yüzde 55'e çıkarılmasını istiyor. Yatırımcı grubu 15 Eylül'de yaptığı açıklamada "Daha az bir hedefin özel yatırımcıları çekmekte zorluk yaratacağını" söyledi. Şu anki hedef ise 2030'da yüzde 40 kesintiye gidilmesi. Tüm dünyada yeşil fonların gücü ve etkisi artıyor.
Aslında sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik kaynaklar demek daha doğru. Sadece temiz enerji kaynaklarının fonlanıp desteklenmesi gibi kaynaklar değil sözünü ettiğimiz, kadın girişimcilere sağlanan krediler, çeşitli sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında iyileşmeyi takip edip geri ödeme koşullarını buna göre belirleyen finansman modelleri gibi geniş bir yelpazede finansal gelişmeler var.
Mesela Şekerbank… Banka, 2014'ten beri Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rehberliğinde dünyada bir ilk olan "Aile Çiftçiliği Bankacılığı" projesini sürdürüyor. Şekerbank Genel Müdür Vekili Nariman Zharkinbayev, proje kapsamında yaklaşık altı yılda toplamda 120 bin çiftçi ailesine ulaştıklarını ve 9,8 milyar lira finansman sağladıklarını anlatarak ekliyor: "Bankacılık hizmetleriyle tanışmamış ya da finansman kaynaklarına erişimi kısıtlı olan esnaf ve çiftçilere, kırsalda üretim yapan kadınlarımıza ulaşma hedefiyle Türkiye'nin ilk mikro finansman kredilendirme modelini 2006'dan bu yana uyguluyoruz."
Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ da 2019 ve 2020'de iki farklı Cinsiyet Eşitliği Kredisi'ni hayata geçirdiklerini söylüyor. İlk kez Garanti BBVA tarafından hayata geçirilen bu kredi modelinde vadesi boyunca projenin cinsiyet eşitliği performansını değerlendirilerek nakdi kredi faizinde veya nakit kredi komisyonunda indirime gidilecek. Ayrıca Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) ve Avrupa İmar Kalkınma Bankası (EBRD) destekli iki kredi anlaşmasında sağladıkları 700 milyon dolar finansmanda da sendikasyon kredi süreçleri çevresel performans kriterlerine bağlanmış durumda.
Türkiye'deki aktif büyüklüğün neredeyse yüzde 40'ını oluşturan yedi banka (Akbank, ING Bank, İş Bankası, Şekerbank, TSKB ve Yapı Kredi Bankası) Sürdürülebilirlik Finans Bildirgesi'ne imza attı. 2018'de güncellenen bu bildirgeye göre, bankaların çevresel ve sosyal etkisini değerlendirecekleri yatırım tutarı limitleri 50 milyon dolardan, 20 milyon dolara düşürüldü.
HERKES DEĞİŞİM İSTİYOR
Tüm sistem sürdürülebilirlik hedefleri etrafında kurulunca, bu çerçevenin dışında kalmak, şirketler için ayakta kalmayı zaten imkansız kılacak. Sadece finansman ve yatırım koşulları değil, müşteriler şirketleri, vatandaşlar da hükümetleri değişime zorluyor.
"Genç tüketiciler, markaları sürdürülebilirliğe ilişkin yaptığı çalışmalarla değerlendiriyor" diyor. Boyner Büyük Mağazacılık CEO'su Eren Çamurdan. Lee Cooper markasıyla, plastik atıkların geri dönüşümüyle elde edilen "REPREVE" iplikleri kullanarak üretim yapıyorlar. Moda dünyasında bunun çokça örnekleri var. Tüketiciler her alanda benzer taleplerde bulunuyor. Tersine de tahammülü yok. Sadece bankalar, kredi veren kuruluşlar ve yatırımcılar, dev şirketler değil… Herkesin yapabileceği bir şeyler var. Bir milyar hayvan ve bitkinin nesli tükenmek üzere. 2050'de okyanuslarda balıktan çok plastik olacak. Her altı saniyede bir futbol sahası büyüklüğündeki yağmur ormanı yok oluyor. Tüm dünyada insanların yüzde 10'u inanılmayacak kadar sert koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Küresel ücret eşitsizliği yani kadınlarla erkekler arasında eşit işe alınan ücret arasındaki fark yüzde 16'da takılı kalmış durumda. Yönetim ve karar mercilerinin yüzde 73'ü erkeklerden oluşuyor…
YAPACAK ÇOK İŞ VAR
Yapanlar da var. Enerjisa CEO'su Murat Pınar, 2019'da hem dünyanın en büyük gönüllü kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan BM Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin (UN Global Compact) hem de BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri'nin (WEPs) imzacısı olduklarını söylüyor.
Anadolu Etap, Balıkesir ve Çanakkale'deki çınar ağaçlarını ve truva meşelerini koruma altına aldı. Ayrıca Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin (IUCN) kırmızı listesinde tehlikeye yakın kategoride sınıflandırılan, biyoçeşitlilik ve ekolojik dengenin sağlanması açısından oldukça önemli bir tür olan Anadolu yer sincabının korunması için Anadolu Grubu ile birlikte bir biyoçeşitlilik projesi yürütüyor.
Bir süredir dile getirilen ancak halen büyük çoğunluğun harekete geçmekte yavaş kaldığı kritik bir alan sürdürülebilirlik. Ve dünya artık yavaşlığa tahammül edilecek aşamayı çoktan geçti. O nedenle Sürdürülebilirlik hemen şimdi… Gelecek bu mottoyla yola çıkan liderler ve şirketlerin…
"TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNİN AKTİF KATILIMI GEREK"
Ümıt Boyner - Hedefler İçın İş Dünyası Platformu Başkanı
"Hedefler İçin İş Dünyası Platformunu, TÜSİAD ve TÜRKONFED'in üye tabanında yer alan 40 binden fazla şirketi, 244 derneği ve UNDP'nin geniş küresel bağlantı ağını bir araya getirerek Türkiye'nin de benimsediği 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacını tüm iş dünyasına yaymak için kurduk. Bu üç önemli kuruluşla birlikte iki yıldır Türkiye'deki tüm şirketlerin ellerindeki kaynaklarını daha verimli ve etkin kullanmalarını sağlayacak çok ortaklı programları hayata geçirerek, bu kaynakların kamu ve sivil toplumun sağladığı olanaklarla en doğru şekilde buluşmasını sağlamak üzere önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu yönüyle Hedefler İçin İş Dünyası Platformu odağına sürdürülebilir kalkınmayı alan, özel sektör inisiyatifiyle hayata geçirilmiş bir 'düşünce-uygulama' platformu (think-do-tank) olarak da dünyada bir ilk olma niteliğini taşıyor. Kapsayıcılığı ve toplumsal sorumluluğu iş yapış biçimlerine entegre etmiş işletmelerin, etmeyenlere göre daha fazla rekabet avantajı kazandığı ve finansal olarak daha sürdürülebilir olduğu yeni ekonomik gerçeklerle karşılaştığımız bir dönemdeyiz. Özgün işbirliği yapısı ve çalışmalarıyla Hedefler İçin İş Dünyası Platformu, bu yeni ekonomik gerçeklere güçlü ve hızlı adaptasyon için iş dünyasına önemli işbirliği fırsatları sunuyor."
"KARLILIK YETMEZ"
SEMRA SEVİNÇ - Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi "Pandemi modern tarihimizde bugüne kadar hiç karşı karşıya olmadığımız bir riskle bizi yüz yüze getirdi. Bekleniyordu, tıpkı iklim değişikliği gibi ama hazırlık mıyız diye sorarsanız, hayır değiliz. Sürdürülebilirlik belki beş yıl önce 'nice to have' idi yani 'olsa ne hoş olur' diye düşünülebilirdi. Şimdi olmazsa olmaz. Şirketler artık bu yolda ilerlemek zorunda. Artık karlılığın yolu da buradan geçiyor. Çünkü bugünün tüketicisi, düne göre farklı bir tüketici. Özellikle Y ve Z kuşakları satın aldığı ürün ve hizmetlerin kendisi ailesi ve toplum için neler yaptığını çok önemsiyor. Satın aldığı etin hayvan refahı ile bağlantısını araştırmak istiyor. Satın aldığı yumurtanın veya tavuğun nasıl bir çiftlikten geldiğini önemsiyor. Markaların iletişim çalışmalarında da bunlar ön plana çıkmaya başladı. 'Benim ürünüm çok ekonomiktir'in ötesinde mesajlar vermek zorundalar. Aksi takdirde tüketici hemen terk ediyor. Hele milenyum kuşağı öyle kolay terk ediyor ki. Tedarik zinciri bakımından da önemli. Küresel markalar, tüm tedarik zincirlerini sürdürülebilirlik çerçevesinde ele alıyor."